15 Ekim 2014 06:00

Çelişkiler sektöründe bir umut ışığı

Bangladeş tekstil endüstrisinde 4 milyon işçinin yüzde 80’ini oluşturan kadınlar, sektördeki değişimi de ellerine almış durumdalar. Deneyimleri sendikalaşma üzerine önemli noktalara da ışık tutuyor.

Çelişkiler sektöründe bir umut ışığı
Paylaş

Bangladeş tekstil endüstrisinde 4 milyon işçinin yüzde 80’ini oluşturan kadınlar, sektördeki değişimi de ellerine almış durumdalar. Deneyimleri sendikalaşma üzerine önemli noktalara da ışık tutuyor.

Sanchita SAXENA*

Tüm dünya çapındaki hazır giyim sektörü, “çelişkilerin endüstrisidir”. Aynı, Bangladeş, Kamboçya ve Sri Lanka Malıdır: Küresel Tekstil ve Hazır Giyim Endüstrisi’nin Arkasındaki Emek, adlı kitabımda söylediğim gibi.

Bu, en başta bir yandan endüstride yer almalarının sonucu daha çok ekonomik özgürlük ve yaşam alanlarının gelişmesi fırsatı elde eden, bir yandan da çalıştıkları fabrikalarda müdürlerin işlediği sömürünün en şiddetli haliyle yüz yüze gelen ve kötü hatta çoğunlukla tehlikeli çalışma koşullarına maruz kalan kadınlar için geçerli. Erkek orta düzey yöneticiler ve kadın hazır giyim işçileri arasındaki dinamik birçok aile düzeninde ve toplumun daha geniş alanında bulunan aynı erkek egemen düzeni tekrar yaratıyor.

KADINLARIN YENİ ROLÜ

Asya’nın birçok bölgesindeki sendikalar da erkeklerin yönetiminde, hiyerarşik yapıya sahip ve savunduklarını iddia ettikleri kadın çalışanları temsil etmiyorlar.

Bu yüzden Bangladeş hakkında duyduklarımıza rağmen, hazır giyim sektörünün hikayesi daha umut verici. Endüstrideki gelişmeler her ne kadar yavaş ve kademeli olarak meydana gelse de değişimler birçoğu kadınlar tarafından yönetilen sendikalar tarafından başlatıldı ve sürdürülüyor. Yalnızca yetkili sendikaların değil kadın örgütlerinin, sivil toplum kuruluşlarının ve ilerici örgütlerin de yer aldığı Hazır Giyim Federasyonunda kadınlar sadece üye değil yönetici pozisyonunda da yer alıyorlar.

Kitabımda şöyle bir örnek veriyorum mesela: “Awaj Vakfı, işçilerin haklarını savunmakta ve işçiler ve fabrika sahipleri arasında ve hükümetle işçiler arasında bağlantı kurmakta önemli bir rol oynadı.” Awaj Vakfı, kendisi de hazır giyim sektöründe 25 yıldan fazla çalışmış olan Nasma Aker tarafından kurulmuştu. Aker şöyle diyordu: “Eğer fabrika kapanırsa zorluk tamamen işçilerin üzerine çöker. Milyonlarca kadın işçinin refahı ve ülkenin gelişimi hazır giyim sektörünün bekasına bağlıdır.”

ÇEPERDEN MERKEZE

Bir başka örnek ise kadın hazır giyim işçileri tarafından 1994’te kurulan Bangladeş Bağımsız Hazır Giyim İşçileri Sendikası Federasyonu. Burada sendika liderleri bizzat hazır giyim sektörü işçileridir, sektörde hiç çalışmamış profesyonel işçi sendikası liderleri değil. Bunun gibi federasyonlar hem gayrimeşru temsiliyeti ve örgütlenmeyi hem de resmi politik kanallar yoluyla işçilerin çıkarlarını temsil etmeyi beceriyordu. Hazır giyim işçileri federasyonları, Bangladeş endüstrisinde 2010’da ve 2014’de maaşların artırılmasında itici güç olmuşlardı.
Yine maaş meselesi on yılı aşkın süredir dillendirilmeyen bir meseleydi ama bunun sebebi emek hareketinin grevler ve gösterilerle sesini duyurmaması ya da hareketin görünür kılınmaması değildi. Fark, işçi sınıfının politik koalisyonda değişen rolü ve hükümetle karşı karşıya gelebilmesindeki etkiydi. Bana sorarsanız, resmi iletişim kanalı yani hazır giyim federasyonları politik meselelerin çeperinden merkezine oturabildiler.

Bunun aksine, Kamboçya ve Sri Lanka’da genelde işçi sınıfının ama özellikle kadın işçilerin etkili temsiliyetini sağlayacak çok az kanal bulunmakta. Ki bu ülkeler, Uluslararası İşçi Örgütünün Kamboçya’da Daha İyi Fabrikalar ve Kusursuz Hazır Giyim Kampanyası’yla gelişmiş işçi hakları ve iyi fabrika çalışma koşullarıyla tanınır.

Kamboçya’da her fabrikada çok sayıda sendika bulunmasına rağmen “Çok fazla iç çekişme ve çok az gerçek örgütlenme var. Bunun yanı sıra sendika yönetimleri erkek egemenliğinde ve kadınların iş gücü ihtiyaçlarına çok az önem gösteriliyor”. Ve yine her fabrikada çok sayıda sendika olmasına rağmen işçiler seslerinin duyurulduğunu ya da temsil edildiklerini hissetmiyorlar.

Ulusal düzeyde politikada anlamlı söz hakkına sahip değiller, hatta sendikaların çoğalması özel sektör ve hükümet arasında yapıcı diyaloğu zora soktuğu gibi sendikalar arasındaki rekabet de onları daha etkisiz kılıyor.

SRİ LANKA’DAKİ BAŞARISIZLIĞIN NEDENİ

Sri Lanka’da Serbest Ticaret Bölgesi İşçileri Sendikası (STBS) 1999 yılında kuruldu ve üyelerinin ve yöneticilerinin yüzde 90’ı kadındı. Sendika; düşük ücret, sağlık ve iş güvenliği ve cinsel şiddet gibi konularda çalışma yürütse de politik çerçevede etkili bir oyuncu olamadı. Çünkü Sri Linka’da ciddi bir sendika karşıtı tavır ve atmosfer var. STBS liderinin bir röportajda söylediği gibi: “Sri Lanka’da işçi sendikaları taraf olarak kabul görmüyor.” Sendikalar ya da federasyonlar yerine fabrika düzeyinde “birleşik istişare konseyleri” (BİK) ve dilek kutuları işçilerin taleplerini dillendirmeleri için kuruldu.

Ancak, her ne kadar bazı fabrika sahipleri ve hükümet yetkilileri her iki mekanizmayı da toplu görüşme ve temsiliyet hakkını kısıtlamaya birer gerekçe olarak gösterseler de işçiler ve işçi hakkı savunucuları bunlardan hiçbirinin işçi haklarının anlamlı temsilinin yerini tutamayacağı konusunda hem fikirler. Örneğin fabrika sahiplerinden biri bir röportajda şöyle bir demeç vermişti: “Toplu görüşmeye ihtiyacımız yok, düzenli diyalog ve dilek kutularımız var ve böylece yerinde işleyen bir mekanizma mevcut.”

NİTELİKSİZ NİCELİK?

Bu nedenle gelişmiş çalışma koşullarının yetkili iş gücüne denk düşmediği çok açık, özellikle de kadın işçilerin önderlik edebildiği bir iş gücünden bahsedilirse. İşçi haklarını geliştirmenin bir yolu olarak yasal sendikaların sayısını artırmayı savunan politikaları ve programları desteklemeden önce daha geniş bağlama bakmalı ve bunun işçilere özellikle de kadın işçilere söz hakkı verip vermeyeceğini tartmalıyız.

Olması gereken değişikliğin önemli bir bölümü, bu ülkelerin kendi içinde meydana gelecektir ve Avrupa’dan gelen tepeden inme programlar uzun vadede bu değişiklikleri devamlı kılamayacaktır. Mevcut durumda süren üretken farklı işçi hareketlerini desteklemeye ve bu hareketlerin hazır giyim sektöründe etkili ve yetkili taraflar olabilmesi için çalışmaya devam etmeliyiz.

*asiafoundation.org’dan çeviren Özge Kuru
* Ara başlıklar Evrensel’e aittir. Yazının orijinal başlığı:
Bir umut ışığı: Bangladeş Tekstil Endüstrisi’nde
Değişimi Kadınlar Yönetiyor)
*Dr. SanchitaSaxena, Güney Asya Çalışmaları Enstitüsü  Başkanı ve University of California’da Chovvdhury Center for
Bangladesh Studies’de yönetici.  

ÖNCEKİ HABER

Dünya neden her şeyi yanlış ele alıyor?

SONRAKİ HABER

AÜ 300 yıllık Japon kılıcını koruyamıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...