18 Haziran 2014 18:48

İzmir’in suyunu kim koruyacak?

Metehan UD
İzmir


Batıçim Şirketi’nin Tahtalı Barajı havzasında ruhsatsız olarak çalıştırdığı kil ocağı ile ilgili açıklama yapan İZSU, bölgenin kendi sorumluluğunda olmadığını dile getirdi. İZSU’nun bu açıklaması akıllara “Su havzalarını İZSU da korumayacaksa, kim koruyacak?​” sorusunu getirdi.

Batı Anadolu Çimento Şirketi’nin (BATIÇİM), bir kısmı Tahtalı Baraj Havzası içerisinde bulunan Gökdere Mevkii’ndeki kil ocağı işletmesini ruhsatsız bir şekilde İzmir’in suyunu tehlikeye atarak çalıştırmasını “BATIÇİM’den doğaya da hukuka da çimento” başlığı ile kamuoyuna duyurmuştuk.

İZSU tarafından açılan dava sonucunda İzmir 1. İdare Mahkemesi, ÇED Raporu olmadığı için BATIÇİM’in kil ocağına ait ruhsatını iptal etmişti. Haberimizde görüşlerine yer verdiğimiz Av. Arif Ali Cangı da mahkeme kararının uygulanması görevinin İZSU’da olduğunu belirtmişti.

Haberin yayınlanmasından 15 gün sonra açıklama yapan İZSU, BATIÇİM Şirketinin çalışma yaptığı alanın Tahtalı Barajı Havzası’nın dışında olduğunu belirterek İzmir’in suyuna dair sorumluluk almaktan kaçındı.

İZSU’nun açıklamasını değerlendiren Av. Arif Ali Cangı, İZSU ‘yönetmeliğimizi değiştirmek zorunda kaldık’ diyerek su havzalarını koruma konusunda ısrarcı olmadığını ortaya koyduğunu ifade etti. İZSU’nun, su havzalarına dönük kirletici işletmeler lehine olan merkezi yönetim ve sermaye baskısına karşı havlu atmış durumda olduğunu dile getiren Cangı şunları söyledi “Yasa ve yönetmelik maddelerinin ‘ne yapalım yetkimizi elimizden aldılar’ sızlanmasıyla su havzası korunamaz. Mahkemelerin verdiği karar önce davacılar sahip çıkar, uygulatmak için davacı uğraşır, biz hep öyle yapıyoruz, hem davacı hem de su havzasını korumakla görevli kamu kurumu olan İZSU’nun aldığı mahkeme kararını uygulatamaması, bunu takip etmemesi düşündürücüdür.”

Evrensel'i Takip Et