08 Mayıs 2024 04:29

ABD'de grev oranı yüzde 55 arttı, Brezilya'da emekçiler hak gasplarına dur dedi

İşçi eylem raporu, 2022 yılında yaklaşık 224 bin işçiyi kapsayan 433 grevi belgeledi. 2021’den 2022’ye toplam iş bırakma oranı 279’dan 433’e çıkarak yaklaşık yüzde 55 ile artış gösterdi.

Fotoğraf: UAW

Paylaş

Cornell Üniversitesi Endüstri ve Emek İlişkileri Okulundan (Cornell University School of Industrial and Labor Relations, ILR School) bir grup araştırmacı, ABD genelindeki grev faaliyetlerine ilişkin kapsamlı bir veri tabanı oluşturmak amacıyla 2021 yılında işçi eylem raporunu (Labor Action Tracker, LAT) başlattı.

İşçi eylem raporu, 2022 yılında yaklaşık 224 bin işçiyi kapsayan 433 grevi belgeledi. 2021’den 2022’ye toplam iş bırakma oranı 279’dan 433’e çıkarak yaklaşık yüzde 55 ile artış gösterdi. Greve katılan işçi sayısı ise yaklaşık yüzde 60 arttı.

ABD’de konaklama ve gıda hizmetleri sektöründeki işçiler 2022 yılında diğer tüm sektörlerden daha fazla (144) iş bırakma eylemi düzenledi. Ancak 2022 yılında bu iş bırakma eylemleri yaklaşık 7 bin işçiyi, yani grevlere katılan toplam işçilerin yaklaşık yüzde 3’ünü kapsadı. Konaklama ve gıda hizmetleri sektöründeki iş bırakma eylemlerinin büyük çoğunluğu Birleşik Starbucks İşçileri (Starbucks Workers United) kampanyası kapsamında örgütlenen Starbucks işçileri veya Hizmet İşçileri Uluslararası Sendikasının (Service Employees International Union) fast food kampanyası kapsamında örgütlenen fast food işçileri tarafından gerçekleşti.

2022’deki iş bırakma eylemlerinin çoğu nispeten kısa sürdü; yaklaşık yüzde 47’si bir gün veya daha kısa sürerken, üçte ikisi ise beş günden az sürdü. Bu kısa süreli grevlerin çoğu, işçilerin ve sendikaların grev süresini önceden belirledikleri ve grevin sonunda koşulsuz olarak işe geri döndükleri sabit süreli grevler oldu.

Grevlere katılan tüm işçilerin yüzde 60.4’ünü oluşturan eğitim hizmetleri çalışanları, 2022’de grev hattındaki işçilerin çoğunluğunu oluşturdu. Özellikle 2022 yılının en büyük grevi, Kaliforniya Üniversitesinde (University of California) çalışan 48 bin lisansüstü araştırma asistanı ve doktora sonrası araştırmacılarının katıldığı grev oldu.

Sendikasız işçiler 2022’deki tüm grevlerin neredeyse üçte birini örgütledi. (Araştırmada ‘sendikasız’ ile bir sendikanın resmi olarak kurulması veya tanınmasından önceki durum niteleniyor.)

"İŞÇİLERİ KOLEKTİF DÜŞÜNMEYE YÖNELTTİK"

2022’de 48 bin lisansüstü araştırma asistanı ve doktora sonrası araştırmacının katıldığı grev, o yıl ABD’de gerçekleşen en büyük grev şeklinde kayıtlara geçti. ABD genelinde yükseköğretim çalışanları, düşük ücret ve kötü çalışma koşullarına tepki olarak son birkaç yılda giderek daha fazla örgütlendi. Grevin öncülerinden, aynı zamanda sendika temsilcilerinden Kaliforniya Üniversitesi Lisansüstü Araştırma Asistanı Sarah Mason, Deepa Kylasam Iyer’e verdiği demeçte örgütlenme sürecinin 7 yıl sürdüğünü anlatıyor.

FİİLİ GREVLER ETKİLİ OLDU

2019 yılında başladıkları fiili grevlerle yola çıktıklarını belirten Mason, hayat pahalılığına karşı ücret artışı talebinin 2022 sözleşme mücadelesinin ve bu grevin de de temel talebi olduğunu söylüyor.

Mason fiili grevlerin hareketi nasıl etkilediğini ise şöyle anlatıyor: “Fiili grev ile 2022 grevi arasında elbette düz bir bağlantı yok ama bence bu olay kampüsümüzü biçimlendirdi. Eyalet çapında yükselttiğimiz talepleri de kampüsümüzde ortaya çıkan örgütlenme yapılarını da şekillendirdi.”

Grev için aylarca hazırlık yaptıklarını ifade eden Mason, “Sınıflarımızdaki lisans öğrencileriyle çok fazla hazırlık yaptık. Yöneticilerin onları bize karşı nasıl kışkırtacağını öngördüğümüz için onları hazırladık” diyor.

İşçilerin sorunlarını tartışılabileceği veya strateji ve taktiklerin tartışılabileceği ve nasıl ilerleneceğine dair kararların toplu olarak alınabileceği düzenli bölüm toplantıları yaptıklarını aktaran Mason, şöyle devam ediyor: “2022 grevine giden yolda, halihazırda mevcut olan bu bölüm örgütlerini kullanabildik ve kimin hangi dersleri verdiğini, lisans kayıtlarının ne olduğunu, ders eğitmenlerinin kimler olduğunu ve bu eğitmenlerin grev olduğu takdirde kalan işleri üstlenip üstlenmeyeceklerini tespit edebildik. Tüm bunları 2022 grevi öncesinde yaptık, böylece herhangi bir anda grevimizin ne kadar güçlü olduğuna dair gerçekten ayrıntılı bir resme sahip olabildik.”

ÖNEMLİ BİR ÇIKARIM: BEN DEĞİL BİZ

Mason’un dikkat çektiği noktalardan biri de işçileri kolektif kararlar ve eylemler çerçevesinde düşünmeye alıştırmak: “Örneğin grev oylaması sorusunu yönelttiğimizde, bunu bir bölümün karar vereceği bir soru olarak yönelttik. Bire bir ‘Burada bir birey olarak greve gidiyor musunuz, oy pusulanızı doldurun’ gibi bir soru değildi. Bölüm olarak greve gidiyor muyuz? Birlikte çalışan, birbirlerini her gün koridorlarda gören insanlar olarak greve gitmeyi ve kazanmak için ne kadar gerekiyorsa o kadar süre grevde kalmayı taahhüt edecek miyiz? Bu gerçekten önemli bir çıkarım. Eğer grevden ve son 4 yıldaki mücadelelerimizden bir şey öğrendiysek, o da en sağlam ve kararlı işçi eylemi biçiminin bölüm düzeyinde alınan kolektif stratejik kararlara dayandığı ve bu konuda bir uygulama geliştirmenin iç uyumu sürdürmenin anahtarı olduğudur.”

Grev sonucu en düşük ücretli çalışanlar için yüzde 80 olmak üzere yüzde 20 ila yüze 80 arasında ücret artışı, genişletilmiş ebeveyn izni, genişletilmiş çocuk bakımı sübvansiyonu, taciz ve zorbalık için bir şikayet süreci ve üniversite kayıt ücreti indirimi gibi kazanımlar elde ettiklerini belirten Mason’un tüm emekçilere de bir çağırısı var: “Bu dünyayı biz kazanacağız.”

EMEKÇİLER HAK GASPLARINA DUR DEDİ

Brezilya işçi hareketi tarafından oluşturulan ve sürdürülen bir yapı olan Sendikalararası İstatistik ve Sosyoekonomik Çalışmalar Departmanı (Portekizce DIEESE), ülkedeki grevlerle ilgili verileri 40 yılı aşkın süredir basın tarafından bildirilen haberler aracılığıyla topluyor.

2022’de grev sayısı, bir önceki yıla göre yüzde 48 artış göstererek bin 67 olarak kaydedildi. 2022’de 580 kez iş bırakan kamu emekçilerinin grev sayısı, bir önceki yıla göre yüzde 196’lık bir artış gösterdi. Kovid-19 salgını kontrol altına alındıktan sonra, eğitim ve kreş çalışanları gibi iki ana alanda grevler arttı. En yaygın talepler, maaş artışı ve ulusal asgari öğretim maaşının ödenmesine ilişkindi. Memurların düzenledikleri grevlerin yüzde 52’si aynı gün sona ererken, yüzde 19’u ise 10 günden daha uzun sürdü.

Özel sektör çalışanlarının grev sayısı yüzde 9 azalarak 468’den 426’ya düştü. Hizmet sektöründeki eylemler (yüzde 67) sanayinin (yüzde 32) üstünde seyretti. Özel sektör grevleri içinde kamu yol taşımacılığında imtiyazlı şirketlerin çalışanları en büyük grup oldu. Özel sektör işçilerinin grevlerinde öne çıkan nokta ise ücret ödemelerinin gecikmesi oldu. Özel şirketlerde düzenlenen grevlerin yaklaşık yüzde 59’u aynı gün sona ererken bunların sadece yüzde 7’si 10 günden fazla sürdü.

GREVLERİN KARAKTERİ

Grevlerin karakterleri taleplerine göre “Yeni kazanımlar öneren veya zaten sağlanmış olanların genişletilmesi”, “İş, sağlık ve güvenlik koşullarını korumayı amaçlayan, ayrıca yasalar ve toplu sözleşmeler tarafından belirlenmiş olan hakların ihlaline karşı duran” ve “İş ilişkilerinin kapsamını aşan” şeklinde sınıflandırıldı. Raporda bu karakterlerin birbirini dışlamadığına da dikkat çekildi.

Kamu emekçileri, özellikle sağlık ve eğitim alanlarında çalışanlar, genellikle acil bakım ve tamirat gerektiren tesislerde, düzenli iş malzemeleri temin edilmediğini ve şiddet ve taciz durumlarıyla karşı karşıya olduklarını dile getirdi.

Kamu iktisadi kuruluşlarında, mevcut çalışma koşullarının kötüleşmesine karşı yapılan grevler ise ilk sırada yer aldı. Bu kuruluşlarda çalışanlar, ücretsiz yemek kartları ve sağlık sigortası gibi sosyal hakların kaldırılmaya veya zayıflatılmaya çalışıldığını belirtti. İşçi sendikaları, bu tarz saldırılara yanıt olarak grevler düzenledi.

Kamuda grevlerin yüzde 96’sına sendikalar, öncülük ederken, özel sektörde ise sendikaların öncülük ettiği grevlerin oranı yüzde 79 oldu.

2022’de kamu iktisadi teşekküllerindeki grevlerin üçte birinden fazlası (yüzde 36) kimi hukuki işlemlere tabi tutulurken, bu oran kamu emekçilerinin grevlerinde yüzde 19 ve özel sektör işçilerinin grevlerinde yüzde 11’di.

Yargı tarafından yasa dışı ilan edilen grevler, kamu emekçileri arasında yüzde 8’ken, kamu iktisadi teşekküllerindeki grevlerin yüzde 4’ü, özel sektördeki grevlerin ise yüzde 1’i yasa dışı ilan edildi.

"ÇOĞUNLUĞUZ, ÇOK ŞEYİ DEĞİŞTİREBİLİRİZ"

Minas Gerais eyaletinin idari başkenti Belo Horizonte’deki raylı toplu taşıma sistemi (Metrô-BH) şirketi federal devlete aitken sonra özelleştirildi. Sırasıyla aralık 2021, mart 2022 ve ağustos 2022’de başlayan ilk üç eylem, Metrô-BH’nin satışının önlenmesi amacıyla yapıldı. Ancak 22 Aralık 2022’de (o ayın ortasında başlayan, dördüncü grev sırasında) bir açık artırmada şirket yaklaşık 5 milyon dolar karşılığında satıldı. Şubat 2023’te gerçekleşen beşinci ve son grevin ardından Grupo Comporte şirketi, çalışılmayan saatleri kesmesinin yanı sıra, mevcut toplu iş sözleşmesini ihlal etti, çalışma takviminde değişiklikler ve çalışma saatlerinin artırılması gibi işçilerin aleyhine değişiklikler uyguladı. Sonrasında ise sendikanın iş yerine girişine bir şirket temsilcisi aracılığı ile izin verdi ayrıca işten atmalara başladı.

Minas Gerais Metro İşçileri Sendikasını mücadeleci bir sendika olarak tanımlayan Sendika Başkanı Alda Fernandes, özelleştirme sonrası işçilerin köşeye sıkışmış ve korkmuş durumda olduğunu ifade ediyor. Fernandes, “Şirket eylemlerimizi, varlığımızı engelliyor. Bir toplu iş sözleşmemiz bile yok. Şirketin önerisi, sözleşmeyi 71 maddeden 17 maddeye indirmek” diyor.

Bu süreçten kadın işçilerin daha fazla etkilendiğini belirten Fernandes, “Günde iki saat emzirme izni, çocuğun tıbbi muayenelerine eşlik etme izni gibi mevcut yasal asgari doğum izniyle ilgili olarak ilerlemeler sağlamış maddelerimiz var. Şirket bunları kaldırmak istiyor” diyor.

"BİRLEŞMİŞ BİR SINIF MIYIZ?"

Federal hükümete bağlı olan Ulusal Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Bankasının bir çalışmasının, Metro-BH’nin ideal olarak yaklaşık 900 işçiye sahip olması gerektiğini söylediğini aktaran Fernandes, şöyle devam ediyor: “Ancak, mevcut işçi sayısı şu an yaklaşık 850 civarında. Şirket, intikam amacıyla işten çıkarıyor. Bunun yanı sıra yeni işçiler daha düşük ücretlerle işe alınıyor ve sendikaya katılmıyorlar. Başlangıçta Bolsonaro hükümeti döneminde bazı destekler vardı. 2023’te yeni hükümet geldiğinde, Lula hükümetine karşı da grevlerimizi sürdürdüğümüzde insanlar mesafelendi. Ancak seçim kampanyası sırasında Lula, özelleştirmeyi durdurmayı ve işleri korumayı taahhüt etmişti. Bu yüzden bu durumda sorumluluğu var.”

Fernandes bu sürecin işçilerin sağlıklarını da etkilediğine dikkat çekiyor: “İşçiler hasta oluyor. Ruhsal hastalıklardan dolayı izne çıkan çok sayıda işçi var ve beş intihar girişimi yaşandı. İşçiler çok yorgun ve tükenmiş halde. Bu yüzden birçok işçi şirketin işten çıkarma programına (gönüllü çıkış) katılıyor. İşçiler bu aşırı çalışma ve zorbalık durumunu kaldıramıyor.”

Tüm bu zorlu koşulların yine mücadeleyle aşılabileceğini dile getiren Fernandes, “İşçi sınıfının birliğine, her yerde olması gerektiğine inanıyorum. Çoğunluğuz, çok şeyi değiştirebiliriz. Ama bunun gerçekleşmesi için şunu düşünmemiz gerekiyor: Birleşmiş işçi sınıfı mıyız? İşçiler arasında bu birliği başardığımızda kazanabileceğiz. Pes etmemeliyiz.”

YARIN: Çin ve İtalya

ÖNCEKİ HABER

Şair İsmail Afacan: Şiir imajlar ve imgeler yığınağına dönüşmüş durumda

SONRAKİ HABER

Yok edilen insanlık kültürüdür

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa