05 Mayıs 2021 07:34 Güncelleme: 05 Mayıs 2021 14:21

Muğla Milas'a bağlı İkizköy'de halk linyit madenine karşı direnişte

Muğla Milas'a bağlı İkizköy'de Akbelen Ormanı'nın linyit madenine kurban edilmesine karşı çıkan bölge halkı, Tarım ve Orman Bakanlığının "olur" kararına karşı dava açtı.

GÜNCELLENDİ

Fotoğraf: İkizköy Çevre Komitesi

Reklam

Özer AKDEMİR
İzmir

Muğla Milas ilçesi İkizköy Mahallesi sınırları içindeki Akbelen ormanında Yeniköy-Kemerköy Termik Santralinde kullanılmak üzere linyit madeni işletmesi için izin veren Tarım ve Orman Bakanının olur kararına karşı dava açıldı. Orman Genel Müdürlüğü (OGM) aleyhine Muğla 1. İdare Mahkemesinde açılan davada kovid-19 pandemisi ve doğa tahribatı arasındaki ilişkiye de dikkat çekilerek kesim izninin iptali ve yürütmenin durdurulması istendi. Davanın Avukatı İsmail Hakkı Atal, “Şu anda Türkiye’de beşli çeteye karşı İkizdere ve İkizköy’de ikiz mücadele var” dedi.

740 DÖNÜM ORMAN TERMİK SANTRALE SATILDI!

Milas İkizköy sınırları içindeki 740 dönümlük yaşlı ve doğal kızılçam ormanı olan Akbelen Ormanı’nda Tarım ve Orman Bakanının onayı ile Yeniköy-Kemerköy termik santralinde kullanılmak üzere linyit madeni işletmesi için izin verildi. Mart 2021 tarihinden bu yana ormanın kesimi için çalışmalar yürüten Milas Orman İşletme Müdürlüğü ekiplerine İkizköylüler izin vermiyor. Aynı ormanı 2019 yılında da kesmek isteyen OGM’nin yine İkizköylülerin direnişini geçememesi üzerine orman 2020 kesim programından çıkarılmak zorunda kalmıştı.

ORMANLARIN KESİLDİĞİ ALANLARDA SALGINLAR 2.5 KAT FAZLA

Orman kesim iznine karşı açılan dava ile ilgili bir açıklama yapan İkizköy Çevre Komitesi ve 

KARDOK Derneği OGM’nin ormanları parayla satmasının Anayasa’nın 169. maddesine aykırı olduğu dile getirildi. Anayasaya göre ormanları korumakla yükümlü olan OGM’nin Akbelen Ormanı’nı Yeniköy-Kemerköy Termik Santraline sattığına dikkat çekilen açıklamada; “Ormanlarımızın korunması halk sağlığı meselesidir. 2020 yılında yapılan bir bilimsel çalışmada; kovid-19 gibi hayvanlardan insanlara bulaşabilen hastalıkları taşıyan hayvan nüfusunun insan eliyle tahrip edilmiş alanlarda, örneğin ormanların kesildiği alanlarda, el değmemiş doğal alanlara göre 2.5 kat daha fazla olduğu belirlenmiştir. Bu durum, virüslerin insanlara geçişinin de insan eliyle tahrip edilmiş alanlarda daha fazla olduğunu göstermektedir” ifadelerine yer verildi.

Muğla Milas'a bağlı İkizköy'de ormanlarının linyit madenine kurban edilmesini istemeyen halkın direnişinden bir fotoğraf.

TERMİK SANTRALLER HALK SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR 

Yeniköy-Kemerköy Termik Santrallerinin 40 yıldır Muğla halkını ve İkizköylüleri zehirlediğine dikkat çekilen açıklamada, şöyle denildi; “Termik santraller artık ülkemizde halk sağlığını ve güvenliğini tehdit eder hale gelmiştir. Ormanları keserek, ormanları parayla satarak koronavirüs salgını derinleştirilerek ekonomik kriz batağından çıkılamayacağı kesindir. Termik santrallerin ve madencilik faaliyetlerinin neden olduğu iklim krizi ve koronavirüs salgınıyla, çevre-ekoloji mücadelesinin yaşam hakkı mücadelesi haline geldiği kesinleşmiştir. Ormanlarımızı savunmak, hayatımızı savunmakla eş anlamlıdır.”

“BEŞLİ ÇETEYE KARŞI İKİZ MÜCADELE”

İkizköylülerin davasını açan Av. İsmail hakkı Atal, Türkiye’de ‘beşli çete’ye İkizdere ve İkizköy’de bir ikiz mücadelenin verildiğini belirterek, “Ancak bu şu sıra böyle. Belki ileride ‘beşli çete’ye karşı beşli mücadele olacak. Türkiye’nin her tarafını işgal ediyorlar çünkü şu anda. Yapılan bütün bu talan işleri, taş ocağı, madenler, RES’ler, JES’ler, termik santraller, ormanların kesilmesi, bunların hepsi ama hepsi hukuka ve kanuna aykırı. Şu anda İkizköy’de de İkizdere’de de ve Türkiye’nin her yerinde termik santrallerin, maden ocaklarının kapitalizmin bilumum yıkıcı, yok edici faaliyetlerinin hepsi hukuksuz ve kanunsuz. Şu anda bu hukuksuz ve kanunsuz faaliyetlere olur veren kamu görevlileri de suç işliyorlar” dedi.

ŞİRKET SAHİPLERİNİN BEYİNLERİ KAPİTALİZMİN MUTASYONUNA UĞRAMIŞ!

Tarihte tüm mücadelelerin bir kazananı ve kaybeden olmasına rağmen ilk defa bir mücadelenin tek kazanını var tek kaybedeninin insanlık olacağını belirten Atal şunları söyledi; “Kapitalizmin yıkıcı faaliyetlerinin doğurduğu iklim krizi ve koronavirüs gibi salgın hastalıklara karşı sonuçta biz ekoloji mücadelesini kazanırsak bu maden ocaklarını, termik santralleri yapan ormanları kesenlerin da yaşamını kurtarıyoruz. Ancak kapitalizm tarafından zihinleri mutasyona uğramış olduğu için neyin doğru olduğuna karar veremiyorlar. Hukuken şu anda bu şirket sahiplerinin, termikçilerin, madencilerin temyiz kudretleri yoktur. Kendi mezarlarını kazan insanlara benziyorlar. Kendi fiillerinin sebep ve sonuçlarını idrak edemiyorlar.”

NE OLMUŞTU?

Muğla’daki termik santrallere yakıt sağlayan açık linyit ocağı 1979 yılından bu yana ÇED’den muaf bir şekilde faaliyetini sürdürüyor. 15 kilometreyi bulan uzunluğu olan kömür ocağı on binlerce dönüm orman ve tarım alanını yutarak faaliyetini sürdürüyor. Termik santraller 2014 yılındaki özelleştirilerek özel sektöre devredilirken hâlâ ÇED yapmadan kapasite artışına gitmeye çalışıyor. Termik santralin kapasite artışı ile birlikte madene yeni saha açma çalışmaları da başlarken 600 dönümlük Akbelen Ormanı’nın madene tahsis edilmesine karşı İkizköylüler iki yıldır direniyorlar. Geçtiğimiz yıl aralık ayında İkizköylülerin mahkemeye başvurması üzerine Muğla 3. İdare Mahkemesi farklı ruhsat alanlarının birleştirilerek maden kapasite artırımı projelerinin ÇED mevzuatının uygulanması zorunluluğundan kaçırıldığı iddiasını yerinde incelemek için İkizköy Linyit İşletmesinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karar vermişti. Halen keşif tarihi ve bilirkişi heyetinin belirlenmesi beklenirken, Yeniköy-Kemerköy termik santralleri İkizköy’ün komşusu olan Çamköy ve Karacahisar’da köylülerin tarla ve zeytinliklerini de kamulaştırmaya uğraşıyor.

Reklam