DİSK'ten "Dünya Göçmenler Günü" açıklaması: Beraber mücadele edeceğiz
DİSK, 18 Aralık Dünya Göçmenler Günü'ne dair yaptığı açıklamada "Türkiye işçi sınıfı, bu ülkede yaşayan, kökeni, dili, dini, ırkı, geldiği yer ne olursa olsun tüm işçilerden oluşur" dedi.

DİSK logosu
İLGİLİ HABERLER

Mülteci aile dolu pazar poşetini iş bulabildikçe görüyor

“Pandemide mülteci işçi olmak” raporu: Mülteciler aileleriyle birlikte yok sayıldı

Mülteci Dayanışma Ağı: Mülteciler trajedi yaşıyor, halk çaresiz, kaçakçılar cezasız
18 Aralık Dünya Göçmenler Günü ile ilgili açıklama yapan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Türkiye'de bulunan göçmen işçilerin de Türkiyeli işçilerle aynı koşullarda ve beraberce örgütlenebilerek çalışması için gerekli önlemler alınmalı” dedi.
18 Aralık’ın Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Göçmenler Günü ilan edildiğini belirten Çerkezoğlu, “Türkiye'de 4 milyondan fazla çeşitli ülkelerden göçmen bulunduğu belirtilmektedir. Ancak maalesef ülkemizde yaşayan milyonlarca göçmen, ülkenin aynı zamanda en fazla sömürülen kesimlerini oluşturuyorlar. Çoğunlukla herhangi bir güvenceli yasal statüsü olmadan, en temel insan haklarından olan eğitim, sağlık, barınma ve insan onuruna yakışır bir işte çalışma hakkından mahrum bırakılıyorlar. Salgın sırasında, en temel sağlık hakkına erişim imkânı olmadığı için milyonlarca göçmen salgına karşı toplumun en korumasız kalan kesimleri oluşturmuşlardır” dedi.
“GÖÇMEN İŞÇİLER ÇALIŞIRKEN EN TEMEL HAKLARINDAN FAYDALANAMAMAKTA”
Türkiye’nin ILO'nun 1975 tarihli 143 Sayılı "Göçmen İşçiler Sözleşmesi”, 1949 tarihli 97 Sayılı "İstihdam için Göç Sözleşmesi” ve 2011 tarihli 189 Sayılı "Ev içi İşçiler Sözleşmesi” gibi göçmen işçilerinin çalışma haklarına dair sözleşmeleri onaylamayarak göçmen işçilerin uluslararası olarak tanınmış en temel haklarını dahi yok saydığına işaret eden Çerkezoğlu şu ifadeleri kullandı: “Bugün Türkiye'de yaşayan göçmen işçiler, bir yandan yasal statü olarak güvencesizliğe ve korkuya mahkûm edilirken, diğer yandan ise çalışırken en temel haklarından faydalanamamaktadır. Yasal bir hak olan asgari ücreti dahi alamamaktadırlar; bir sendikaya üye olamamakta, temel bir insan hakkı olan örgütlenme hakkından mahrum bırakılmaktadırlar. Göçmen kadın işçiler, çalıştıkları işyerlerinde sıklıkla tacize maruz kalmakta ancak bir yasal yaptırıma uğrama veya sınır dışı edilme korkusuyla şikâyet dahi edememektedirler. Birçok göçmen işçi, çalıştıkları işlerin ardından ücretlerini alamamakta ama benzer kaygılarla hiçbir şikâyette bulunamamaktadır. Ancak hükümet, hem Türkiye yasalarını hem uluslararası temel insan hakları sözleşmelerini ihlal eden bu uygulamalara karşı bugüne kadar herhangi bir önlem almamıştır. Türkiye'de bulunan göçmen işçilerin de, Türkiyeli işçilerle aynı koşullarda ve beraberce örgütlenebilerek çalışması için gerekli önlemler acilen alınmalıdır.”
“SAVAŞ POLİTİKALARINA DERHAL SON VERİLMELİ”
“Türkiye'de bulunan göçmenlerin bir kısmı aileleri ve kendileri için daha iyi bir gelecek, yaşamını kazanabileceği bir iş arayışı ile göç ederken bir kısmı ise yaşadıkları ülkelerde emperyalist/kapitalist yayılmacı politikalarla kışkırttığı savaşlar ve vahşetten kaçmak için ülkelerini terk etmek zorunda kalıyorlar” diyen Çerkezoğlu, insanları bazen ölümü göze alarak evlerini terk etmek zorunda bırakan savaş politikalarına derhal sona verilmesi çağrısı yaptı.
“HER YIL YÜZLERCE GÖÇMEN İŞÇİ GÜVENCESİZLİĞİN KURBANI OLUYOR”
Her yıl yüzlerce göçmen işçinin güvencesizliğin kurbanı olduğunu vurgulayan Çerkezoğlu, “İSİG Meclisinin yaptığı araştırmaya göre, sırf 2019 yılında Suriye, Afganistan, İran, Özbekistan, Ukrayna, Rusya, Türkmenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Bulgaristan, Çekya, İtalya, Kolombiya ve Polonya'dan 112 göçmen işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Dünya'nın dört bir yanından işçilerle aynı işyerlerinde beraber çalışıyor, beraber ölüyor, beraber sömürülüyoruz. Tüm bunlara karşı da beraber örgütlenerek, beraber mücadele edeceğiz.
Bir kez daha vurguluyoruz ki DİSK, Türkiye işçi sınıfının baskılara karşı sığınağı, zulme ve sömürüye karşı mücadele örgütüdür ve Türkiye işçi sınıfı, bu ülkede yaşayan, kökeni, dili, dini, ırkı, geldiği yer ne olursa olsun, tüm işçilerden oluşur. DİSK'in demokratik, sınıf ve kitle sendikacılığı çizgisi ve kurucu ilkeleri de bize bunu emreder” dedi. (HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et