24 Kasım 2019 00:25

Bölgede kadın gazeteci olmak: Ayrımcılık, mobbing, polis şiddeti

25 Kasım’a giderken bölgede kadın gazetecilerin yaşadıklarını Ayşe Güney, Arjin Dilek Öncel ve Şehriban Aslan ile konuştuk.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Gözde TÜZER
Fırat TOPAL

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken kadınlar şiddetin hemen her türlüsüyle karşı karşıya kalıyor. Kadın gazeteciler de bundan muaf olmuyor. Özellikle bölgede çalışan kadın gazeteciler şiddetle neredeyse her gün burun buruna kalıyor. 25 Kasım’a giderken bölgede kadın gazetecilerin yaşadıklarını Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu Sözcüsü Ayşe Güney, Mezopotamya Haber Ajansı Muhabiri Arjin Dilek Öncel ve JİNNEWS Muhabiri Şehriban Aslan’la konuştuk. Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu Sözcüsü Ayşe Güney kadın gazeteci olmanın dünyanın her yerinde çok zor olduğunu, birde savaşın en yakıcı haliyle hissedilen bölgesinde gazeteci olmanın hem de kadın gazeteci olmanın çok daha zor bir durum olduğunu anlatıyor.

"SÜREKLİ TAKİP VE TEHDİT ALIYORUZ"

Memlekette gazetecilik yapmak başlı başına zor. Kadın gazeteci olmak iki kat zor. Hele bir de bölgede gazetecilik yapıyorsanız bu katlanarak artıyor. Bölgede kadın gazeteciler neler yaşıyor?

Kadın gazeteci olmak dünyanın her yerinde çok zor, birde savaşın en yakıcı haliyle hissedilen bölgesinde gazeteci olmak, onunda ötesinde kadın gazeteci olmak daha da zor bir durum. Biz diğer kentlerdeki meslektaşlarımızın yaşadığı sorunları yaşamakla beraber, bölgeye dönük baskı politikalarını da en derin hissedenleriz. Ayrımcılık ve şiddettin had safhada olduğu erkek egemen bir dünya medya alanı. Gazetecilik bir meslek olmanın yanında bir direniş alanı oldu biz Kürt kadın gazeteciler için. 

Bölgede yaşadığımız sorunları üç başlık altında ifade edebiliriz. Bunların ilki sahada kolluk güçleri tarafından karşı karşıya kaldığımız psikolojik, sözlü, fiziksel şiddet, gözaltı ve tutuklama tehdidi. İkinci olarak çalıştığımız karma kurumlarda erkekler tarafından uğradığımız mobbing, ayrımcılık, eşit işe eşit ücret alamamak, yaptığımız haberlerin küçümsenmesi. Son olarak da haber kaynaklarının bize yaklaşımı. Elbet verdiğimiz mücadele ile bunları büyük ölçüde aştık. Ama üzülerek söylemeliyim ki hala bu konuda büyük kavgalar veriyoruz. 

Burada can güvenliğimiz yok, sürekli takip ve tehdit alıyoruz. Tecavüz tehdidi alan arkadaşlarımız var. Bu tehditler çoğunlukla polis tarafından yapılıyor, zaman zamanda haberlerini yaptığımız erkekler tarafından oluyor. Bu kadar zor koşullarda öldürülen gerçekliği açığa çıkarmaya çalışıyoruz. Diğer kentlerde çalışan meslektaşlarımız gibi esnek çalışma saatlerine itiraz edemiyoruz. Çünkü bölgenin gündemi çok yoğun o yüzden sürekli habere çıkacakmışız gibi bir hayat yaşıyoruz. Bu da elbet daha fazla bir efor gerektiriyor. Akşam çay içmeye gittiğiniz belediyede işçi olan komşunuzun, gece evi basılıyor, sabaha siz onun gözaltı haberini yapıyorsunuz. Bölgede gerçi artık tüm Türkiye’de kimse olağan bir hayat yaşamıyor. 

Yaşadığımız en önemli sorunlardan biri de gözaltına alındığımızda malzemelerimize el konulması. Şu an bölge emniyetlerinde sayısız teknik malzememiz var. Ekonomik olarak da bu durum bizleri çok zorluyor. 

Gazeteciler arasında kurulan dil bir dönem oldukça erildi. Bugün bunun biraz daha törpülendiği düşünülebilir ancak bu dilden nasıl kurtulacağız. Bölgede nasıl tartışılıyor bu durum?

Medya alanı oldukça eril. Bu durumun yarattığı bir dil elbette var fakat açtığımız kadın ajansları, kadın televizyonu ile sahada daha çok kadın olduk. Bu da gazetecilerin kendi aralarındaki iletişime yansıyor. Emir kipi ile konuşamayacağını, bağırıp çağıramayacağını öğreniyor erkek meslektaşlarımız. Ayrıca artık haber müdürü, yönetici gibi pozisyonlarda daha fazla kadın var. Kadın yöneticiliği geliştikçe dilde daha saygılı, anlayan ve yapıcı oluyor.

Son olarak ne yapmak gerekiyor?

Türkiye’de gazetecilerin çoğu mesleğe geçici iş gibi bakıyor. Gelecek göremiyor. Hem çalışma koşullarının zorluğu hem de Türkiye’de ki ifade özgürlüğü problemi buna etken. Kalıcı çözüm ancak dayanışmayı büyüterek olabilir. Bir gazeteci yaptığı haberden yargılanıyorsa buna ‘gazetecilik suç değildir’ diyebilmeliyiz. Fakat şu an öyle bir ortam yok. Bir tarafta iktidara biat eden havuz medyası diğer tarafta bedel ödeyerek haber yapan muhalif medya var. Burada bir parantez açmak istiyorum. Muhalif medya içinde muhalifler tarafından bile ısrarla görülmek istenmeyen bir Kürt basını var. Ve Kürt basını içinde onun daha yer yer görmezden geldiği kadın basını ve çalışanları var. Yani ötekinin de ötekileştirdiği, ortak çalışma yaptığın kişilerin dahi senin emeğini görmezden geldiği bir gerçeklik bizim durumumuz. O yüzdendir ki bizim ortak mücadeleye ivedilikle ihtiyacımız var. Biz Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu olarak buradan bir kez daha kadın meslektaşlarımıza ortak mücadele çağrısında bulunuyoruz.

"KAMERAMAN, MUHABİR DENİLDİĞİNDE AKLA İLK ERKEKLER GELİYOR"

Jinnews Muhabiri Şehriban Aslan toplumdaki algıyı değiştirmek için kadın gazeteciler ile dayanışmanın, alanları terk etmeyip mesleğe sahip çıkmayla aşılabileceğini belirtiyor. 

Bölgede gazeteci olmak zor, kadın gazeteci olmak daha zor. Kadın gazeteciler bölgede neler yaşıyor? 

Evet bölgede mesleğimize dönük büyük bir baskı var. Caddeler, sokaklar, sahalar sadece erkeklere aitmiş gibi görünüyor. Kameraman, muhabir, gazeteci denildiğinde akla ilk olarak erkek geliyor. Bu hem topluma böyle lanse edilmiş durumda, hem de devletin kadın gazetecilere dönük ciddi bir baskı söz konusudur. Baskının en büyük nedeni yaratmak istediği makul bir kadın profili var. Bizler kadın gazeteciler olarak hem uygulamalarını teşhir ediyoruz hem de devletin yansıması olan emniyet mensupları ile sürekli alanlarda karşı karşıya kalıyoruz. Mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Mesleğimizin itibarı yerle bir edilmeye çalışılıyor. Yeri geldiğinde hiçbir şekilde çekim yapmamıza dahi izin verilmiyor. Bunun yanı sıra cinsiyetçi söylemlere de maruz kalıyoruz. 

Kadın gazetecilerin yaşadıkları tüm sorunlar nasıl çözülebilir sizce?

Aslında diyebiliriz ki çözüm biziz. Bizler çözüm olabilmek için toplumdaki algıyı değiştirmek için kadın gazeteciler ile dayanışarak, alanları terk etmeyip mesleğimize sahip çıkarak aşabiliriz. Algıları yıkacağız. Toplumda eskiden gazetecilik sadece erkeğe dönük bir meslek olarak görülüyordu. Şimdi ise topluma indiğimizde topluma dokunduğumuzda algının nasıl değiştiğini görebiliyoruz. Bunu da ısrarla verdiğimiz mücadeleye, alanları terk etmemeye borçluyuz. Bundan sonrada kadın gazeteciler olarak hem meslektaşlarımıza hem topluma hem de devlete karşı dayanışarak, daha çok mücadele ederek var olan algıyı yıkacağız.

"ÖRGÜTLENEREK BASKILARI BERTARAF EDEBİLİRİZ"

Mezopotamya Haber Ajansı Muhabiri Arjin Dilek Öncel; gazeteciliği bölgede yapmaya çalışanların, tüm tehlikelere açık bir konumda olduklarını söylüyor. 

Kadın gazeteciler bölgede neler yaşıyor?

Gazetecilik, son derece zorlu bir meslek. Her an tehlike ile karşı karşıyasınız. Ancak bu mesleğe gönül verenler için işin zorlu kısmı yaptığınız işin güzel kısmı olabiliyor. Bu mesleği bölgede yapmaya çalışıyorsanız, tüm tehlikelere açık bir konumdasınız demektir. Çünkü en çok hak ihlallerinin yaşandığı bölgedir burası. Kadın gazetecilerin de; çocuk ve kadınlara yönelik hak ihlalleri karşısında susmaya hiç niyeti yok. Tabi bunun bir karşılığı da olacaktır. Bu biz kadın gazetecilere tehdit, taciz, gözaltı ve tutuklama olarak dönüyor. 

Her zaman dile getiriyoruz, devletin kendisi erkektir, kolluk kuvvetini ondan ayrı düşünemezsiniz. Takip ettiğiniz toplumsal bir olayda polis orada da olay kadar size de müdahale ediyor. Çekim yapmanız engelleniyor, kameranıza el konuluyor ya da gözaltı yaşıyorsunuz. Bunları yaşadıktan sonra eğer tutuklanmadıysanız, bir sonraki haber takibinde de oradasınız. 

Kadın gazetecilerin yaşadıkları tüm sorunlar nasıl çözülebilir sizce?

Örgütlenerek, bu baskıları bertaraf edebiliriz. Geri adım atmamak en büyük cevaptır bence.

ÖNCEKİ HABER

1963'ten günümüze Doctor Who karakterleri

SONRAKİ HABER

Etiler Polis Okulu arazisine otel yapımı projesi iptal edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...