12 Mart 2019 17:35

Bandırma’da güzel şeyler oluyor: Zeyrek Gençlik Kulübü

Bandırma'daki Zeyrek Gençlik Kulübüyle röportajımız.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Yasin YILDIRIM

Bandırma

Gittikçe yayılan ve geniş kitlelere ulaşan sosyal sorumluluk projelerinden biri olan, Bandırma’daki bir grup gencin öncülük ettiği Zeyrek Gençlik Kulübü bir seneyi aşkın süredir aktifliğini sürdürüyor. Edebiyat anlamında sağlam adımlar atan Zeyrek, çıkardıkları fanzinler, tiyatro gibi kültürel etkinlikler ve sosyal projeler ile hem şehirlerindeki hem de diğer şehirlerdeki yaşıtlarına örnek olmayı kendine görev olarak benimsiyor. Biz de sizin için Bandırma’nın gelecek vaat eden gençlerini yakından tanıyalım istedik, topluluğun başkanı Nazlı İkra Öztay ile konuştuk.

Zeyrek fikrini olgunlaştırma sürecinden bahseder misin? Böyle bir ihtiyacı neden duydunuz?

Hayatta hepimiz bazı kırılma noktaları yaşıyoruz. O noktada bir karar verip ona göre hareket etmemiz, o karara sadık kalmamız gerekiyor. Bizim için de “Zeyrek” böyle oldu, kimsenin el atmak istemediği bazı durumlar vardı ancak ne olursa olsun bunlar toplumun sorumluluğu halindeydi. “Madem kimse ‘hadi yapalım’ demiyor, biz deriz” diye düşünerek çıktık yola. Hepimiz çok tecrübesiz, çok acemiydik ama emek gösterip gerçekten samimi bir içgüdüyle yaklaştığınız zaman, insanlardan da bunu alıyorsunuz, üstelik emek verdiğiniz her şeyin nasıl çiçek açtığını görünce devam etmeye olan isteğiniz, tutkunuz resmen parlıyor.

Zeyrek Edebiyat Topluluğu’nu kurarken ve kurduktan sonraki zorluklar neler oldu?

Zeyrek’i ilk kurduğum zaman dört kişiydik. Burak, Çağatay, Arda, Elif. Sağ olsunlar destekleri hiç kesilmedi, hep beraber yürümeye devam ettik. Gerek maddi gerekse manevi anlamda. Çok yükseldiğimiz zamanlar oldu, “Her şey bitiyor” diyecek kadar düştüğümüz zamanlar da oldu. Ama sanırım topluluk kurmak isteyen birinin sahip olabileceği en güzel ekibe sahibim. Hiçbir durumda birbirimize sırt çevirmedik. Birbirimizin elinden tutmamız gerekiyorsa tuttuk. Zeyrek’in yaşadığı sorunlar sadece grubun belli bir kısmını ilgilendirmedi hiçbir zaman, herkes işin içindeydi. Her şehirde olduğu gibi burada da iş yapmaktan, sanattan anlamayan, ancak herkesin el üstünde tutarak göklere çıkardığı bir kesim var. Bu kesimle bazı sıkıntılar yaşasak da, her zaman kişisel problemlerimizi düşünmeyip Zeyrek’in iyiliği ile ilerledik, o yüzden hiçbir sorunumuz kalıcı olmadı.

Toplulukla aynı adı taşıyan bir fanzin çıkarıyorsunuz. Bunun dağıtımı konusunda nasıl bir yol izlediniz? Dergiyi okumalarını istediğiniz liseli öğrencilerden beklediğiniz tepkileri aldınız mı?

Fanzinin dağıtımını da diğer tüm işlerde olduğu gibi hep beraber yapıyoruz, herkes dağıtabileceğine güvendiği kadarını alıp çevresine tanıtıyor. Bu şekilde Bandırma’daki neredeyse tüm liselere ulaşmış olduk, hiç tanımadığımız insanlar fanzin dağıtımı için gönüllü oldu. Zaten fanzini çıkarmak için belli bir sermayeye ihtiyaç vardı, en azından ilk etapta. Bunun için de yaz tatilinde oturduk, bir tiyatro düzenledik. Metni, kurgusu bize ait. Bandırma’da her sene ufak çaplı bir festival düzenleniyor, bu festivalde yer aldık. Hem kültürel bir etkinlik oldu hem Zeyrek adını duyurduk hem de fanzin çıkarmak için gerekli olan maddi desteği sağlamış olduk. Lise öğrencilerinden tam olarak beklediğimizi bulduk diyemem. Belki bizim de biraz hatamız var bu konuda, çok daha atılgan olabilirdik. Tabii ki fanzin çok başarılı oldu çıktığı ilk andan itibaren ama yetersiz kaldığı okulların, kitlelerin olduğunu da söylemek zorundayım.

Anladığımız kadarıyla Zeyrek Edebiyat Topluluğu’nun dışında sosyal projeleriniz de var. Zeyrek’in yapısından bahseder misiniz? İleriye dönük planlarınız nelerdir?

Zeyrek şu an üç ayrı koldan ilerleyen bir gençlik kulübü. Edebiyat, fikir ve sosyal yardımlaşma. edebiyat kulübü bildiğiniz üzere fanzin çıkarmak, dağıtımını yapmak, edebiyat üzerine sohbetler düzenlemek gibi kısımlarla ilgileniyor. Fikir kulübünü kurarken de insanların tartışma kültürünü bilmemesini temel aldık, tartışmalıyız ki çevremizde gördüğümüz o saçma, saygısız ortamı kıralım. Bazen bir şeyleri düşünmekten bile korkuyoruz, halbuki zihnimizin sınırı yok. Sosyal yardımlaşma kulübümüz biraz daha sağlam temelli diğerlerine göre çünkü ilk andan itibaren var olan bir kol. Aslında esas hedefimiz ihtiyacı olan okullara kitap yardımında bulunmak. Çünkü okumanın ne kadar önemli olduğunu, her şeyi ne kadar değiştirebileceğini gördük. Bu yüzden okumak isteyen ama imkanı olmayan kimse kalmayana dek bunu sürdürmek gibi bir hedefimiz var.

Güzel işler yapmışsınız anladığımız kadarıyla yapmaya da devam edeceksiniz. Benzer işler yapmak isteyen arkadaşlara önerileriniz nelerdir?

Esas olarak söyleyeceğim şey, korkmayın. Hiçbir şeyden. Sadece o ilk adımı atın gerisi ip söküğü gibi gelecek zaten. Bu anlamda bana şu anki ekipte ve daha önceden destek olan insanlara olan minnetimi tarif edemem; Ufuk, Ikranur, Baran, Nazli, Hilal, Ismet, Yağmur, Simge, Yasemin, Bartu, Emine, Emre, Burak, Arda, Atakan... Hele ki Bandırma Sanat Tiyatrosu kurucusu olan Umut Kutlu’nun bize arka çıkmaya başladığı, aramıza katıldığı andan itibaren gerçekten çok büyük bir ivmeyle ilerledik. Eksikliğini hissettiğiniz bir şey varsa, bunu hisseden tek kişi siz olamazsınız, bunu unutmayın. Ortada bir eksik varsa, başka insanları da rahatsız etmiştir. Beraber yürümek varken tek başınıza kalmayı tercih etmeyin, hep beraber işin bir ucundan tutalım, belki yavaş yavaş, belki birden bire ama bozulan her yeri toparlamak çok zor değil, inanın. Güzel günler göreceğiz.

ÖNCEKİ HABER

Rus Avangardı’na genel bir bakış

SONRAKİ HABER

ABD havalimanları biyometrik yüz tanıma sistemi ile donatılacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa