Sovyetler Birliği’nde rock müzik kültürü
Yıllarca rock müziği yasakladığı ileri sürülen Sovyetler Birliği’nde rock müziğin girişi ve gelişimi nasıl oldu?

Fotoğraf: Pixabay
Nedim YILMAZ
Türkiye’nin yıllardır bilinen “Batı dünyasına entegre” politikalarından ötürü doğu dünyasındaki gelişmelere pek yer verilmez. Hatta yeni çıkan bir durum önce “Türkiye formatından” geçer, ondan sonra kamuoyunun beğenisine ve piyasa şartlarına açılır. Rock ve metal müzik de bunlardan biri. Türkiye’de yeni popüler olma aşamasında, yani 57. Koalisyon Hükümeti dönemine tekabül eden zaman diliminde “satanist” damgası yiyen rockseverler çoğu kez gözaltına alındı ve kovuşturmalara maruz kaldı. O dönem gazete manşetlerinde rock müzik dinleyen gençlerin satanist oldukları ve ayinler yaptıkları yazıldı. Bu algı yönetiminin ardından yerel rock gruplarının birçoğu politik söylemlerden kaçınıp “Türkiye formatına” girdi. O dönemden itibaren İngiliz, Amerikan vb. rock grupları gençler arasında halen popülerliğini koruyor, ancak diğer uçta yer alan Sovyetler Birliği’ndeki rock kültürü pek bilinmiyor. Bilinen veya öğretilen sadece Sovyetler Birliği’nin rock müziği yasakladığı yalanları. Oysa gerçek bundan çok farklı.
ROCK MÜZİĞİN SOVYETLER BİRLİĞİ’NE GİRİŞİ
Blues, caz ve country müzikten esinlenerek “rock’n roll” adıyla ortaya çıkan rock müzik ilk olarak 1950’li yıllarda ABD’de doğdu. 1960’lardan sonra İngiliz işçilerinin iş çıkışı toplanıp birlikte icra ettikleri müzik olması sebebiyle “İngiliz işçi sınıfının müziği” olarak anıldı. Radyo ve televizyonun etkisiyle tüm dünyaya hızla yayıldı ve çoğumuzun hâlâ severek dinlediği bir müzik tarzı haline geldi. Çıkışı itibariyle “muhalif müzik türü” olarak bilinen rock müzik her ülkede genç yaş gruplarını kitleler halinde etkiledi. Rock müziğin köken aldığı blues türünün öncüsü olan ABD’li siyahiler, maruz kaldıkları ırkçılık politikalarına karşı blues müzik ile seslerini yükseltme fırsatı bulmuşlardı. Gitgide daha açık söylemlerle hayat bulan blues kültürü gittikçe isyan kültürüne dönmeye başladı ve “rock müzik” adı verilen müzik türü doğdu. Böylece “Mevcut düzene başkaldırı”, “sosyal sorunlar”, “yaşam biçimleri” gibi pek çok konu üzerine şarkılar yazma ve rock altyapısıyla beste yaratma dönemi başlamış oldu. Bu dönemde organize edilen küçük veya geniş çaplı konserlerde açıktan hükümetler eleştirilmeye başlandı, mevcut düzenler açıkça eleştirildi ve kitleler halinde aynı anda “isyan şarkılarını” söylemek bu müzik türünün en karakteristik yönünü oluşturdu. Dönemin rock müzik ruhu Sovyetler Birliği içerisinde de etki buldu. Ancak 1960’lı yıllarda rock müzikten etkilenen Sovyet gençlerindeki muhalefet anlayışı genel anlamda Batı tarzı yaşamın savunulmasını içeren yaklaşımlardan ibaret kaldı. Halihazırda bu gençlik gruplarından bazıları antikomünist düşünceleri, açık erotizm söylemlerini veya özel mülkiyetin geri getirilmesini savunur pozisyondaydı. Doğal olarak rock müzikle birlikte gelen ilk dönem düşünceler Sovyet toplumunda karşılık bulmadı.
SOVYET ROCK MÜZİĞİNİN GELİŞİMİ
1957 yılında dünyadaki pek çok ülkeden gelen on binlerce gencin katıldığı 6. Dünya Gençlik ve Öğrenci Festivali Moskova’da gerçekleşti. Etkinlikte elektro gitar dahil pek çok enstrümanın kullanıldığı konserler verildi. Sonraki yıllarda batılı rock müzik grupları Beatles, Deep Purple ve Rolling Stones, 1960’ların başında Sovyet gençliğinde rock müziğin popülaritesini hızla artıran gruplar oldu. Bu dönemde komsomol örgütü çok sayıda fabrikada rock müzik etkinlikleri düzenledi. Tüm Sovyet cumhuriyetinde irili ufaklı birçok rock grubu ortaya çıktı. “Kazak Beatles’i” olarak nitelendirilen ‘Dos Mukasan’ grubu geleneksel Kazak şarkılarını gitarla birleştirdi. Kırgız ‘Nariste’ grubu Sovyetlerin çeşitli bölgelerinde katıldıkları festivallerle ünlendi. Türkmenistan kökenli ‘Gunes’ grubu jazz ve rock müziğini geleneksel müzikle birleştirerek dünyanın pek çok ülkesinde konserler verdi. Gürcistan’da Kürtçe rock yapan ‘Koma Wetan’ devletten ve partiden (Gürcistan Komünist Partisi) destek alarak Kürtlerin mevcut ulusal sorununa atıf yapan pek çok etkinlik gerçekleştirdi.
1970’lerde rock müziğin Sovyetler Birliği ve Doğu Bloku’nda gelişmesini sağlayan en önemli etkenlerden biri çok sayıda rock bestecisinin kendi ana dillerinde yazdığı orijinal şarkılardı. Macaristan Halk Cumhuriyeti’nde Illés, Çekoslakya Sosyalist Cumhuriyeti’nde PPU ya da Rusya’da Mashina vremeni gibi ana dillerinde şarkılar besteleyen gruplar bu dönemde ortaya çıktı. Ana akım rock piyasasında “VIA” (Vokalno-Instrentalny Ansambl, Türkçe: Vokal-Enstrüman Birlikteliği) olarak adlandırılan gruplar vardı. Sovyet Besteciler Birliği ile dayanışma içerisinde olan VIA grupları genel olarak çelik üretimi, tahıl hasadı, antifaşist dayanışma, emeğin önemi gibi dönemin popüler konularını işledi.
1980’de Gürcistan’da “Tiflis Rock Festivali” düzenlendi. Festival Sovyet rock tarihi açısından son derece önemliydi, çünkü festivalde müzik yapan grupların çoğu resmi VIA grupları değil, yeraltı piyasasındaki (ana akım müzikler dışında icra edilen müzik) gruplardı. Gitgide gelişen rock coşkusu sonucu yeraltı müzik grupları yavaş yavaş “yer üstüne çıkarak” ev yapımı albümler çıkarmaya başladılar.
IRKÇILIK, ŞİDDET VE ANTİKOMÜNİZM
1980’lerde rock müzik tüm dünyayı derinden etkilerken ABD yönetimi bu ses getiren müzik türünü kullanmaya yöneldi ve pek çok grubu desteklemeye başladı. Böylece Batılı grupların Antisovyet propagandası gittikçe arttı. İngiltere’de “komünizm karşıtı rock” hareketi ortaya çıktı. Bu harekette antikomünizmin yanı sıra milliyetçi ve beyaz ırk üstünlükçüsü bir içeriğe sahipti. Bunun üzerine komsomol örgütleri Batıda ünlenen bazı rock gruplarının Sovyet toplumuna uymayan “aşırılıklarını” gözler önüne serdi. Sovyet gençlerine sakınılması önerilen bu gruplara dair nedenler çeşitlilik arz ediyordu; AC/DC-faşizm ve şiddet; Alice Cooper-şiddet ve vandalizm; Black Sabbath-gericilik ve şiddet; Depeche Mode-şiddet; Judas Priest-antikomünizm ve ırkçılık; Iron Maiden-şiddet; Kiss-milliyetçilik ve şiddet; Nazareth-şiddet, dini mistizm ve sadizm; Sex Pistols-şiddet; Strangers-şiddet; Talking Heads-Sovyet askeri tehlikesi miti yaratmak ve Kızıl Ordu’yu karalama; Sparks Sparks-faşizm ve ırkçılık; UFO-şiddet; Van Halen-antikomünizm gerekçeleri sıralandı. Batılı yayın organları bu konuyu genellikle “Sovyet sansürü” ile açıklasa da söz konusu grupların şarkı sözlerine ve konserdeki etkinliklerine bakıldığında gerekçelerin doğru olduğu rahatlıkla görülebilir. Zira Sovyetler Birliği dağılana kadar çok sayıda popüler grubun (Ya da bu görüşleri nedeniyle Batının ünlü ettiği grubun) ideolojik boyutta kendilerini var ettikleri nokta genel anlamda ırkçılık, şiddet ve antikomünizm oldu.
Not: Bu yazı Yeni e dergisinin mart 2019 sayısındaki aynı başlıklı yazıdan derlenmiştir.
Evrensel'i Takip Et