30 Mayıs 2012 12:48

Mustafa Kemal’den Suphi’ye ‘davet’

Mustafa Suphi’nin ve yoldaşlarının Karadeniz’de katledildiği 28 Ocak 1921’den altı gün önce Mecliste yapılan gizli oturum zabıtları, kararın Ankara ve Erzurum hattında alındığını ve ilgili emir gereği İttihatçı çetenin de görevlendirildiğini ortaya koyuyor. Elbette doğrudan doğruya Türkiye Komünist Fırkası (TKF) Rei

Mustafa Kemal’den Suphi’ye ‘davet’
Paylaş

Nevzat Onaran

Bu sıra Anadolu’yu kan gölüne çeviren İttihatçılar, Ankara’da ve Rusya’da hayli aktif konumdadır. Almanlar komutasında Osmanlı’yı harbe sokan ve Ermeni soykırımını yapan İttihatçı Hükümetin Harbiye Nazırı Enver Paşa, Bahaeddin Şakir, Polis Müdürü Azmi gibi İttihatçılar’ın eylül 1920’de Bakû’da toplanan Doğu Halkları Kurultayı’na katılması, Ermeni soykırımında Deyr Zor’da mutasarrıflık yapan Salih Zeki’nin TKF içinde etkin konumda olması, özel olarak ayrıca incelenmelidir. İttihatçılar’ın TKF’ye attığı bu çengel, birkaç yıl sonrasında Kemalist bir çizgiye evrilir. TKF’nin ideolojisine ve politikasına sızan İttihatçı ve Kemalist çizginin devamlılığının toplumsal maliyetini bugün dahi ödemeye devam ediyoruz. Suphi ve yoldaşları da, bu toplumsal maliyetin ilk kurbanıdır.
Meclis zabıtlarını karıştırırken, yeni bulduğum ve aşağıda detayını aktarmaya çalışacağım konuşmalar, 1921 yılı başında hem Bolşevik Rusya’ya ve komünizme nasıl bakıldığının hem de Suphi’nin katline fermanın nasıl yazıldığının hikayesidir.
Suphi ve yoldaşlarının Anadolu’ya gelişiyle ilgili yapılan araştırmalarda pek çok vesikaya yer verilirken, BMM’de 22 Ocak 1921’deki gizli oturumda Mustafa Kemal’in katlin planını açıklayan beyanatının hiç dikkate alınmaması çok önemli bir eksikliktir. Çünkü oturum zabıtları, tereddütleri ortadan kaldıracak kadar açıktır. Erzurum Mebusu Hüseyin Avni’nin ileri sürdüğü iddialar karşısında Mustafa Kemal rest çekmeyi ihmal etmeden ve Suphi ile kurulan ilişki hakkında fazla bir şey söylemeden “deliller ortada” pozisyonu alır.
İnönü cephesinde Yunanlılar’la savaşıldığı, Ankara’nın Çerkes Ethem’le arasının açıldığı, iller düzeyinde federasyonu öngören 1921 Anayasasının kabul edildiği (20 Ocak 1921), Anadolu’da birçok vilayetlerde komünistlerin örgütlendiği bir atmosferde Mustafa Suphi ve yoldaşları, Mustafa Kemal’le önceden yaptığı yazışmayı ve delegeler vasıtasıyla sağladığı görüşmeyi esas alarak şarktan Anadolu’ya giriş yaptı.
Zabıtlardan anlıyoruz ki, Mustafa Kemal ve Karabekir çizgisi özelinde, esas olarak resmi TKF’nin, Suphi’nin TKF’si karşısında başarısız olacağı kaygısıyla da Ankara’da Suphi’ye karşı hava artık düşmancadır. Nitekim Şark Cephesi Ordu Kumandanı Kazım Karabekir’in Kars’ta Osmanlı’da ordu subayıyken Ruslara esir düşmüş iki kişiyi heyetten alıkoyması, değişen havanın ilk sinyaliydi; ama Suphi bunu anlamamıştır. Heyetten ‘ayrılmalar’ daha sonra da devam edecektir! Bunun yanı sıra ağustos 1920’de Bolşevik idare tarzı üzerine güzelleme yapan Karabekir’in Suphi’ye tavrı hayli değişmiştir. Bu havanın kesin mesajı, Bolşevik Rusya’nın rolünü unutmadan, Mustafa Suphi’den ve dolayısıyla fırkasından kurtulmaktır.
Zabıtlardan anlaşılan o ki, Mustafa Kemal ve Kazım Karabekir, öncesinde Mustafa Suphi ile kurduğu ilişkinin detaylarının bilinmesini istemiyor; çünkü halkı ve o günkü Ankara politikacılarını, kendilerini antikomünist olduklarına inandırmakta zorlanacaklarını düşünüyor olmalılar ki, Hüseyin Avni’nin duyumlarına göre ortaya koyduğu iddialar karşısında Mustafa Kemal panikler. İşte bu panikleme hali, Ankara-Erzurum hattında Suphi’ye karşı belirlenen çizginin dışa vurumudur.
Bu zabıtlar, Suphi’nin katli ve partisi hakkında neredeyse tek ansiklopedik bilgi kaynağı olan Mete Tunçay’ın Türkiye’de Sol Akımlar’ında1 niye dikkate alınmadı? Acaba o kadar bilgi kaynağı bir araya getirilirken, bu zabıtlar atlanmış olabilecek kaynaklardan biri midir ya da çok önemsiz görülmüş olabilir mi? Bilemiyorum!
Zabıtlar, Hüseyin Avni’nin iddiaları ve Mustafa Kemal’in konuşması açısından görmezden gelinemeyecek kadar önemlidir.

 

Mustafa Suphi’nin Anadolu’ya gelmesi konusu, ağustos 1920’den beri Ankara gündemindedir. Şark Cephesi Ordu Kumandanı Kazım Karabekir’in BMM Reisi Mustafa Kemal’e gönderdiği telgraf ve Mustafa Kemal’in Mustafa Suphi’ye yazdığı mektubun içeriği Suphi ve partisi hakkında olup, Ankara’ya gelmesiyle ilgilidir. Zaten daha evvel Mustafa Suphi, Mustafa Kemal ve Kazım Karabekir’le hem delege hem de mektup göndererek ilişki kurmuştur.
10 Eylül 1920’deki kongresi öncesinde TKF’nin önceli Türk İştirakiyun Teşkilatı Merkez Komitesi ve Heyet-i Merkeziye Reisi Mustafa Suphi’nin 15 Haziran 1336 (1920) tarihli ‘BMM Reisi ve Kuva-yı Milliye Başkumandanı Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine’ hitabıyla başlayan mektubuna BMM Reisi Mustafa Kemal’in yanıtı 13 Eylül 1336 (1920) tarihlidir. Mektup, Mustafa Kemal’in Mustafa Suphi’yi Ankara’ya gelmesi için yaptığı bir tür davettir2:
“Bakû’da Türkiye İştirakiyun Teşkilatı Merkez Komitesi ve Heyet-i Merkeziye Reisi Mustafa Suphi Bey ve Azadan Mehmet Emin yoldaşlara,
….
Türkiye İştirakiyun Teşkilatının da aynı kanaat ve gaye ile çalışmakta olmasını büyük bir memnuniyet telakki ettik... Gaye ve prensip itibariyle bizimle tamamen müşterek olan Türkiye İştirakiyun Teşkilatından maddeten ve manen hakkıyla müstefit olabilmekliğimiz (yararlanmamız) için teşkilatımızın münhasıran BMM riyasetiyle tesis ve muhafaza-i irtibat eylemesi lazımdır. Türkiye dahilinde tatbik edilecek her nevi teşkilat ve inkilâbat ancak bu kanal vasıtasıyla yapılabilir. Aynı hedefe yürüyen Türkiye İştirakiyun Teşkilatıyla tamamen tevhid-i mesai edebilmek (çalışmayı birleştirebilmek) üzere BMM nezdinde (huzurunda) salâhiyet-i tammeyi haiz bir murahhas (tam yetkili bir delege) göndermenizi ve BMM tarafından Azerbaycan hükümeti nezdinde murahhas olarak Bakû’ya gönderilmiş Memduh Şevket beyle tesis-i irtibat (ilişki kurarak) ve tevhid-i mesai eylemenizi (birlikte çalışmanızı) rica eder ve bilvesile samimi hürmet ve selamlarımı takdim eylerim.
BMM Reisi
Mustafa Kemal”
Ne tesadüftür ki, Mustafa Kemal bu davet mektubunu Mustafa Suphi’ye gönderdikten, bir ay sonra 18 Ekim 1920’de Ankara’da resmi TKF’nin kurulmasına onay vermiştir. Bu yazışmanın dışında TKF Reisi Mustafa Suphi, 1920 kasımında Bakû’dan ve 1921’nin başında Kars’tan iki mektup daha gönderir3.
Mustafa Kemal, yukarıda alıntı yaptığım mektubunda Ankara’ya Mustafa Suphi’den tam yetkili en azından bir delege davet etmiştir. Mücadele sahasının Anadolu olduğunu bilen Mustafa Suphi davete icabet etmiş ve kendisi dahil bir heyet halinde gelmeyi uygun bulmuştur.
Yola çıkan Suphi’nin heyetinden bazı kişilerin ‘mide bulandıran’ davranışları üzerine hainlik tartışmasına neden olur ve Kars’tan Erzurum’a ve Trabzon’a süren yolculuk, Karadeniz’de Yahya Kahya’nın katliamıyla biter.
Mustafa Suphi ve yoldaşlarının katlini başta Erzurum ve Trabzon valileri olmak üzere İttihatçılar’ın yaptığına yönelik genel bir kanı oluşmuştur, belki de oluşturulmuştur.
28 Aralık 1920’de Kars’a gelen Suphi ve yoldaşları, orada birkaç hafta kalır, hatta Ankara’nın Moskova’ya gönderdiği elçi Ali Fuat (Cebesoy) ile de buluşurlar.4
Suphi ve yoldaşları Kars’tan dört günlük yolculuk sonrasında 22 Ocak 1921’de Erzurum’a varır5. Suphi’nin seyahatinde Erzurum çok önemlidir; çünkü bu şehir, Ankara-Erzurum hattında belirlenen planın başlangıç noktasıdır.

ERZURUM PLANINA ANKARA ONAYI

Erzurum Valisi Hamit, BMM Reisi Mustafa Kemal’e gönderdiği 16 Ocak 1921 tarihli şifreli telgrafında, planı açıklar:
“…Kazım Paşa ile bu babta cereyan eden muharebat neticesinde (görüşmenin sonucunda) takarrür ettiği (kararlaştırıldığı) üzere, galeyanda bulunan halkın taarruzuna mahal vermeyerek, mumaileyhe (adı geçenin) maiyetini (arkadaşlarını) mahfuzen (korumak için) hudut haricine sevk olunmak üzere Trabzon’a göndereceğim. Bu babta başka bir emir ve mütalaa varsa tebliğ buyurulmasını istirham eylerim…”6
BMM Reisi Mustafa Kemal, Erzurum Valisi Hamit’e gönderdiği 18 Ocak 1921 tarihli cevabi telgrafta, valiyi onore eder:
“Tedabir-i aliyeleri musiptir (yüksek tedbirleriniz isabetlidir). Cafer Bey hakkında buraca muamele-i lâzime ifâ olunacaktır, efendim.”7
Suphi ve yoldaşları Erzurum’a gelmeden altı gün evvel valinin 16 Ocak 1920’de yazdı şifreli telgrafa göre, Kazım Karabekir’le görüşmenin sonunda belirlenen ve Mustafa Kemal’in de ‘isabetli’ dediği plan şöyledir:
1- Erzurum’da halk galeyana getirilecek.
2- Elbette Erzurum’da Suphi ve yoldaşları korunacak.
3- Ve Suphi ve yoldaşları Erzurum’dan Trabzon’a gönderilecek.
4- Suphi ve yoldaşları, Trabzon’dan da ‘Hudut haricine sevk olunacak!’
Anlaşılan o ki, ‘Hudut haricine sevk olunacak’ şifresinin açılımı Karadeniz’de imhaymış. Öyle ya, telgrafa “Doğrudan denizde boğun” emri yazılacak hali yok ki!
Mustafa Kemal, Erzurum’la yazışmayı sürdürür; Vali Hamit’in 22 Ocak 1921 tarihli telgrafını da 25 Ocakta yanıtlar.8
Zaten Suphi ve yoldaşları Erzurum’a gelmezden önce planın işlerlik kazanması için, halkı galeyana getirmek üzere gerekli örgütlenme de yapılmıştır. Kazım Karabekir ve Erzurum Valisi Hamit desteğiyle Erzurum Müdafaa-i Hukuk Heyeti toptan istifasıyla Muhafaza-i Mukaddesat Cemiyeti kurulur ve cemiyet, Suphi heyetine yönelik kışkırtıcı faaliyetlerde bulunur.9
Demek ki, bugünkü Erzurum’a hakim olan antikomünist kimliğin temelinde o günlerin faaliyeti vardır. Gerekli örgütlenme yapıldıktan sonra geriye planın detaylı uygulanması kalır, bütün faaliyetler de o yönde olur.

DİPNOTLAR
1 Mete Tunçay, Türkiye'de Sol Akımlar-1, 1908-1925,  BDS Yayınları, İstanbul-2000, s. 92-103,  ve Belgeler, s. 338-357.
2 Mete Tunçay, age, Belgeler, s. 338-339.
3 Mete Tunçay, age, s. 92, Belgeler, s. 339-341.
4 Mete Tunçay, age, s. 102.
5 Yavuz Aslan, Türkiye Komünist Fırkası'nın Kuruluşu ve Mustafa Suphi, Türk Tarih Kurumu, Ankara-1997, s. 315.
6 Mete Tunçay, age, Belgeler-s. 351; Yavuz Aslan, age, s. 312-313.
7 ATTB, IV, s. 385, belge no: 371, aktaran Yavuz Aslan, age, s. 315; Mete Tunçay, age, Belgeler, s. 351.
8 Mete Tunçay, age, Belgeler, s. 352.
9 Mete Tunçay, age, Belgeler, s. 351.

YARIN: Mecliste antikomünizm yarışı

evrensel.net

ÖNCEKİ HABER

Sezai Sarıoğlu’na mektup

SONRAKİ HABER

Sinanların bıraktığı yerden...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa