Gençlik alandaydı!
Az önce gök kuşağının yedi rengiyle havalanmış balonların altında Sinan’ı gördüm, koşuyordu. Az ötesinde Che. Yan kaldırımda Meral Okay gülümsüyordu Üç Fidan’a. Gençler alanda “asgari yaşayıp genç ölmek istemediklerini” haykırıyorlardı.
Ekmek ve özgürlük , temel taleplerdi. Bu temel taleplerin kiminin yanında iş talebi vardı, kiminin yanında devrim, bilim... Kapitalizme karşı Müslüman Gençlik, ekmek ve özgürlükten önce Allah’ı anıyordu. Firavun’a karşı birlikte olmaya çağırıyorlardı.
Sivas’ın, hapisteki 630 öğrencinin, bir yılda iş cinayetlerinde ölen 1543 işçinin hesabını soran pankartlar birbirine karışmıştı. İstanbul dışından geldiklerini belirten pankartlar da epeydi. Trakya Üniversitesi Mezunları, taşeronların çalıştırdığı sağlık işçileri, sendikasız tekstil işçileri, Uluslararası İşçilerin Birliği, EMEP, ÖDP , Kemal Türkler’in resminin yanında Birleşik Metal Sendikası...Kadınların fularları, başörtüleri flamaların renklerinin gölgesinde kalmıştı. Bebek arabaları, engellilerin arabalarıyla aynı talebi haykırıyordu: engelsiz yaşam hakkı.
Çağrı Merkezi Çalışanları Derneği , yoksulluk sınırının altında ücret alan, raporlu günleri izin günlerinden düşen, cezalandırılmak için sandalyeleri alınan üyeleri için dayanışma çağrısında bulunuyorlar. RED fotoğraf, TYS, PEN, SİNESEN, Tiyatro oyuncuları ... Sabah kaybettik Cüneyt Türel’i. Onun yeri boş kaldı. Sanatla ilgili örgütlenmeler bu 1 Mayısta daha kalabalık sanki...Bu arada ev işçisi kadınların sloganları şarkı gibi türkü gibi...
Bu 1 Mayıs Taksim’deki son 1 Mayıs. Gelecek yıl alan değişmeye başlayacak. Alana bu yıl tramvayla ulaşmayı denedik. Fındıklı’dan Taksime tırmanan yokuşun bir yerinden “1 Mayıs Şenliğine mi amca” sorusuyla bir delikanlı taşıdı Adnan Özyalçıner ile beni Alman konsolosluğunun yanındaki girişe. Fularlarımızdan bilmiş olmalı.Kısacası 1 Mayıs bir gençlik bayramıydı...
Evrensel'i Takip Et