13 Eylül 2015 13:31

Can İŞBAKAN*

Yine iyi başladığımız ancak sonunu getiremediğimiz bir maç… Gerçekçi bir oyun planı, özel hazırlanmış bir eşleşmeli alan savunması ancak yenilen bir yumruk her şeyi boşa çıkarabiliyor. Üçüncü periyotta belki Cedi’nin basketi verilmiş olsa, fark 5’e inse, o teknik faul alınmasa ve Fransa arayı açmasa mücadelenin sonunu görme şansımız kuşkusuz olabilirdi. Ancak direncimiz ne durumda olurdu? Bençten sınırlı katkı alarak koca bir turnuvanın yorgunluğunu göz ardı edebilir miydik? Hücumu çeşitlendirerek daha az tahmin edilebilir olur muyduk? Bunlar hep soru işareti. Ve bu seviyeler ne yazık ki böyle… Bençten gelen katkı Fransa lehine 35-13 (devrede 14-2) gelişmişken, top kayıplarımız savunmamızı düşürünce maçın içinde kalmak kolay olmuyor. Kabul etmemiz gerek ki kapasitemiz sınırlı.. Çözüm seçeneklerimiz fazla değil. Geçen yıl topa yön veren 4-5 oyuncu varken bu yıl, Dixon, Sinan ve Ersan’ın ikili oyunlarından fazla çözüm bulamadık. Fransa’nın maçı ilk opsiyonlarından değil, bençten gelen katkıyla kazandığını unutmayalım.
Burada oyuncuları suçlamak en kolay ve sığ olan kısmı…

Konuşmamız gereken kısım; kabuk değiştiriyorsak eğer genç oyuncuları milli takım seviyesine en hazır şekilde nasıl taşırız… Aşağıdan boynunda madalyalarla gelen genç oyuncular birer potansiyel olarak kalacak mı, yoksa rotasyon için daha ciddi birer isim olabilecekler mi? Sadece gençler için değil, mesela Barış Hersek veya Melih Fenerbahçe’de sürelerini arttırabilecekler mi? Furkan Korkmaz Efes’te ciddi bir parça olmayı sürdürecek mi? Buralara aday oyuncular daha da artacak mı?

Milli takımın – özellikle de yeni gelecek sistemde – oyuncu yetiştirme yeri olmadığını düşünürsek bu oyuncular pişmek için doğru kararlar almalı. O oyuncuların daha fazla süreleri almalarının ve rollerini daha iyi hale getirmelerinin artık milli takım için de çok önemli olduğunun farkına varmalıyız. Ancak bu şekilde olimpiyat rüyamıza kavuşuruz. O zaman belki yumruk yediğimiz zaman ayağa daha çabuk kalkabilir, hemen yelkenleri sudan toplayabiliriz. Sonuçta; 1 haftada 5 madalya adayı olabilecek takımla oynadık. Buna ister kura şansızlığı, istersek İtalya’nın İspanya galibiyetinin açtığı yol diyelim… İşimiz çok zordu ve evimize dönüyoruz. Şimdi önümüze bakma zamanı. Çözmemiz gereken önemli bir problem var ve bir şekilde hepimiz buna konsantre olmalıyız. 

*Basketdergisi.com Yazarı

Evrensel'i Takip Et