17 Eylül 2009 00:00

İşçiler birleşsin


On beş yıldan beri dokuma işçisi olarak çalışan bir kadın emekçinin kızıyım. Alışamadım hiçbir zaman annemin gece vardiyasında işe gitmesine… Üzülürdüm hep o giderken, arkasından bakardım camdan… Geçen işçi servislerine sonra da... O kadar yorgun, o kadar bitkin yüzler vardı ki; başını cama dayamış, yarını nasıl edeceğini düşünen yüzler.
Oysa İnönü Mahallesi’ndeki yedi işçi kadının servislerinde değil cam, oturacakları tabureleri bile yoktu. Onlar; o eli öpülesi fedakar emekçi kadınlar, bunu sorun etmediler… 3 kuruşluk paraya, 12 saat çalışmalarına rağmen, sorun etmediler servislerini… Devam ettiler, göz yumdular, evlerine bir ekmek daha fazla alabilmek için iliklerine kadar sömürülmeye.
19 yaşında… Daha 19 yaşındaydı Özlem… Kısa yaşamına ne acılar sığdırmış, ne yükler almış omuzlarına meğer… Doyamamış, yaşayamamış ki hayatı doya doya… 19 yaşında; huzurlu bir uykuya, babasının emekliliğini görmeye, kardeşini okutmaya, okumaya… Özlem gitti…
Bir de utanmadan, “Köpeğimiz bile aracın üstüne çıkıp kendini kurtardı” diyor, patron bozuntusu!.. Hey patron, sana söylüyorum; sizin ne akıllı köpekleriniz var öyle!.. Biri arabanın üzerine çıkıp canını kurtarabiliyor… Diğeri de helikopterden aşağı inmeden İnönü Mahallesi’ne kuşbakışı bakıp gidiyor…
İşçiler birleşmediği sürece susmaz onların feryatları, durmaz gözyaşları, bitmez emek sömürüsü!..
Daha fazla bedel ödemeden birleşsin işçiler, örgütlensin emekçiler!..
Bir lise öğrencisi (Lüleburgaz)

Evrensel'i Takip Et