Güvence için sendika
1.5 yıldır Çukurova Kargoda çalışıyorum. Sabah 7’den, akşam 10’a kadar çalışıyorum. Eve gittiğimde çocuğum uyumuş oluyor. Ailem ile ilgilenemiyorum. Çocuğum benden ilgi bekliyor. Yorgunluk ve stresten evde sinirli oluyorum. Çocuğumu sevemez hale geliyorum. Akşam 10’u geçiyor eve gitmem. 12’ye kadar ancak banyo yapabiliyor, duş alabiliyoruz. Oturmaya hiç vaktim kalmıyor. İş yerinde de sürekli baskı altındayız. Askerde bile bu kadar baskı gördüğümü hatırlamıyorum. Bir çuval en az 180 kilo ve tek başımıza taşıyoruz. Ben hem şoförlük, hem de hamallık yapıyorum. Sendikalı çalışan arkadaşlarımız ise sabah 10.00’da işe başlıyor ve akşam 6’da evlerinde oluyorlar. Onlar daha sağlıklı, diri ve dinç görünüyor. Bizim gibi 15 saat çalışmıyorlar. Yılda 4 defa ikramiye alıyorlar. Alınan bu 4 ikramiye bir işçi için evin kirası demek ve bu da kirada oturan işçi için çok önemli. Yoğun çalışma saatlerinden dolayı Çukurova Kargo’da sendika istiyorum. Ailemi bir defa yemeğe götürdüğümü hatırlamıyorum ben. Bir pazar günümüz var o da çok para harcarız diye dışarı çıkamıyoruz. Eve gidiyorum geç saatte çocuk uyanık olursa elime bakıyor, ne getirdin baba diye soruyor. Pazar günü evdeyiz onu da öğlene kadar yatarak geçiriyorum yorgunluktan. Öğleden sonra yapacak bir şey yok. İnsanca, sosyal bir yaşam için sendika mücadelesine giriştik. Sendikalı işçiler olmak istiyoruz. Anladık ki bir işçi için güvenceli hayat demek sendikalı olmak demektir.
*Çukurova Taşımacılık İşçisi
Evrensel'i Takip Et