3 Şubat 2005 23:00
Bir çözülüş öyküsü...
Semih Kaplanoğlu, ilk filmi "Herkes Kendi Evinde" ile sinema çevrelerinden hatırı sayılır bir övgü almıştı. Gitmek-kalmak; yerel-küresel karşıtlıkları üzerine kurduğu hikâyesi, anlattığı dönemin karakterlerinin açmazlarını ve umutlarını ele alıyordu.
Kaplanloğlu şimdi de Antalya'da ödül kazanan "Meleğin Düşüşü" ile bambaşka bir kayboluş öyküsünün peşinde.
Boğucu bir atmosferde, kurguyla ve zamanla oynayarak oluşturduğu hikâyenin kahramanı Zeynep; bir otelde temizlik görevlisi olarak çalışmaktadır. Babasıyla birlikte çalışan, yaşayan Zeynep'in hayatı babasının 'uygunsuz' davranışlarıyla cehenneme dönmüştür. Zeynep'i tek anlayan ise iş arkadaşı Mustafa'dır.
Öte yandan, orta sınıf bir yaşam süren Selçuk eşinin ölümünün ardından suçluluk duygusuyla boğuşur. Selçuk, bu suçluluk duygusuyla bavul dolusu kıyafeti Zeynep'e verir. Ama bavul sıradan bir bavul değildir.
Zamanla oynamak Öncelikle Kaplanoğlu'nun filminin zor ve kişisel olduğunu belirtelim. Özellikle filmin can alıcı bölümlerinde kurgu oyunları ve tekrarlar kullanan Kaplanoğlu; anlattığı hikâyenin sonunu seyirciye gösterip geri çekiliyor ve kaldığı yerden yeniden başlıyor. Kaplanoğlu'nun yarattığı kahramanların sahiciliğiyle filme ayrı bir hava katıyor. Otelde çalışan Zeynep ve Mustafa, tamirhanede çalışan Baba; kullanılan evler, sarfedilen sözcükler mekânların ve insanların gerçeklik duygusunu güçlendiriyor.
İki yüzlü ahlak Filmin asıl dertlerinden birisi de Zeynep ve Selçuk'un ait olduğu sınıfların 'ahlak' anlayışlarındaki iki yüzlülüğü ortaya koymak. Zeynep'in babasının; kızının namusunu korumakla yükümlü geleneksel anlayış, 'uygunsuz kavranışları' ile tersyüz edilirken; Selçuk'un eşinin eşyalarıyla birlikte suçluluk duygusundan 'kurtuluşu' ve başka bir kadının kollarında teselli bulması orta sınıf ahlakının çöküşünü resmediyor. Zeynep'in otel odalarını temizlemekle, babasına hizmet etmek arasında sıkışıp kalan ve kimliğini silikleştiren hayatı ona kurtuluş olarak başka bir çıkışsızlığı gösteriyor sonuçta! Meleğin Düşüşü, Yönetmen: Semih Kaplanoğlu, Oyuncular: Tülin Özen, Budak Akalın, Musa Karagöz, Engin Doğan, Yeşim Ceren Bozoğlu, Senaryo: Semih Kaplanoğlu, Görüntü Yönetmeni: Eyüp Boz, Yapım: 2004, Türkiye, Yunanistan, Süre: 98 dk.
Zamanla oynamak Öncelikle Kaplanoğlu'nun filminin zor ve kişisel olduğunu belirtelim. Özellikle filmin can alıcı bölümlerinde kurgu oyunları ve tekrarlar kullanan Kaplanoğlu; anlattığı hikâyenin sonunu seyirciye gösterip geri çekiliyor ve kaldığı yerden yeniden başlıyor. Kaplanoğlu'nun yarattığı kahramanların sahiciliğiyle filme ayrı bir hava katıyor. Otelde çalışan Zeynep ve Mustafa, tamirhanede çalışan Baba; kullanılan evler, sarfedilen sözcükler mekânların ve insanların gerçeklik duygusunu güçlendiriyor.
İki yüzlü ahlak Filmin asıl dertlerinden birisi de Zeynep ve Selçuk'un ait olduğu sınıfların 'ahlak' anlayışlarındaki iki yüzlülüğü ortaya koymak. Zeynep'in babasının; kızının namusunu korumakla yükümlü geleneksel anlayış, 'uygunsuz kavranışları' ile tersyüz edilirken; Selçuk'un eşinin eşyalarıyla birlikte suçluluk duygusundan 'kurtuluşu' ve başka bir kadının kollarında teselli bulması orta sınıf ahlakının çöküşünü resmediyor. Zeynep'in otel odalarını temizlemekle, babasına hizmet etmek arasında sıkışıp kalan ve kimliğini silikleştiren hayatı ona kurtuluş olarak başka bir çıkışsızlığı gösteriyor sonuçta! Meleğin Düşüşü, Yönetmen: Semih Kaplanoğlu, Oyuncular: Tülin Özen, Budak Akalın, Musa Karagöz, Engin Doğan, Yeşim Ceren Bozoğlu, Senaryo: Semih Kaplanoğlu, Görüntü Yönetmeni: Eyüp Boz, Yapım: 2004, Türkiye, Yunanistan, Süre: 98 dk.
Evrensel'i Takip Et