11 Mayıs 2011 12:43

Alper Kaya’ya mektup

Merhaba Alper Kaya, merhaba Sevgili Kardeşim,Kitabın İşaret Parmağım elime geçtiğinden beri sana yazmak istiyorum. Ancak nasıl yazabileceğimi bir türlü bulamadım. Haksız da sayılmam. Durumun biraz yanlış anlatılsa gözü yaşlı, arabesk bir öykü olabilir. Oysa sen hemen herkese örnek olabilecek, direnç duygularımızı sık sı

Alper Kaya’ya mektup
Paylaş
Sennur Sezer

Merhaba Alper Kaya, merhaba Sevgili Kardeşim,

Kitabın İşaret Parmağım elime geçtiğinden beri sana yazmak istiyorum. Ancak nasıl yazabileceğimi bir türlü bulamadım. Haksız da sayılmam. Durumun biraz yanlış anlatılsa gözü yaşlı, arabesk bir öykü olabilir. Oysa sen hemen herkese örnek olabilecek, direnç duygularımızı sık sık tazeleyecek bir noktadasın.

Sevgili Alper, senin durumunda başka dostlar da var. Bu yüzden senin öykünü anlatmam gerekli,

1961 yılında Van’da doğmuşsun.1984 yılında Dokuz Eylül Tıp Fakültesini bitirmişsin. Dört yıl Anadolu’da hekimlik. 1993’te Çukurova Üniversitesinden göz hastalıkları uzmanı olarak ayrılış ve 1994-2004 yılları arasında İzmir’de göz hekimi olarak çalışma. 2004 yılında zorunlu emeklilik.
1990 yılında “motor nöron” teşhisi konmuş sana. Konuşma diliyle söylersek şu anda boynundan aşağısı bütünüyle felçli. Yaşamını bütünüyle teknik olanaklarla sürdürüyor geliştirdiğin sanal klavye programı ile bilgisayar kullanarak yazı yazıyorsun.
Evlisin. Bir çocuğun var. 2010 yılında Altın Koza Film festivalinde en iyi belgesel ödülünü, “Ben Yazarım Yayınları I. Ulusal Engelli Yazarlar Yarışmasında” öykü dalında birinciliği aldın.

İşaret Parmağım’ı özellikle kitabın sonsöz bölümünü okurken sadece sol ayağını kullanarak kitap yazan Christy Brown ile Hellen Keller’i hatırladım. Çok gençken okuduğum Umut Kapısı’nın Yazarı Helen Keller, kör-sağır-dilsiz olmasına rağmen 5 dil biliyordu ve Efsanevi Öğretmeni Anne Sullivan ile birlikte gezdiği 39 ülkede kadın hakları, işçi hakları ve sosyalizm ile ilgili konuşmalar yapmıştı.

O kitabında şöyle bir söz vardı: “Umut kapılarından biri kapandığında yeni bir kapı açılır. Ama biz kapanan o kapıya bakmaktan açılanı görmeyiz”.

Son Söz’de yardımsız yapamadıklarını sıralamışsın önce, en önemlisi soluk almak. Ama sana dokunulmasını hissedebilmeni, görebilmeni , koklayabilmeni en önemlisi sevebilmeni, sevinebilmeni önemsiyorsun. Özellikle düşünebilmeni ve çözüm üretmeni. Asıl çağdaş olan, örnek olması gereken de bu.

Bizden kendimizle hesaplaşmamızı da istiyorsun. Bu bizim yapmamız gereken ama savsakladığımız bir şey.

Sevgili Alper,
Kitabında yalnız bunlar yok. Bunlardan daha önemli şeyler var, şiirler, öyküler, düşler... ve en önemlisi aşklar.
Bir gitarın ışıltılı siyahından, bir rüzgarın saçları dağıtan esintisine dikkatimizi hiç çarpmayan ayrıntılarla yaşadığımızın farkında olmak için uyarılıyoruz. Bu uyarı ‘Eleman Aranıyor’ öyküsünün bir bölümünde üst sınırlarda:
“Aşağıdaki koşullarda bir iş için eleman aranıyor!

İnsan türünün biyolojik, fiziksel ve ruhsal dayanma ve hayatta kalma sınırlarının test edilmesi amacıyla yürütülmekte olan bir proje için gönüllüler aranmaktadır.

Başvuran gönüllüler arasında uygun eleman bulunmaması durumunda dünyada mevcut insanlar arasından kur’a yöntemi ile zorunlu eleman alınacaktır. Çekilişte şans oranı her yıl yapılacak çekilişler için 2/100.000 olarak belirlenmiştir.”

İnsan türünün dayanma gücü kadar kendi türü için verdiği savaş da önemli. Bu savaşın yazıyla verileni en kalıcı olanı.
Böyle bir kitabı yazdığın için seni kucaklıyorum Alper. Bu kitapta benim dizelerime yer verdiğin için de onur duyduğumu söylemek isterim.
Sevgilerimle.

ÖNCEKİ HABER

UMT işçileri haklarını almaya kararlı

SONRAKİ HABER

İsrail Filistinlileri dolandırmış

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...