Epstein adasında Cumhuriyetçiler, Demokratlar ve Amerikan yargısı
Trump karanlık bir milyarderin zenginler, ünlüler ve politikacılar için kurduğu reşit olmayan kız ve erkek çocuklarının cinsel istismarı ve pedofili ağının bir parçası mıydı? ABD’de bir süredir gündemlerden biri bu. Epstein dosyaları olarak adlandırılan, Jeffrey Epstein isimli bir milyarderin kız ve erkek çocukları ağına düşürüp çevresindeki ünlülerle Karayiplerdeki özel adasındaki malikanede kameraya çektiği iddialarıyla açılan davalar sonucu Epstein’in sevgilisi Ghislaine Maxwell mahkemelerce suçlu bulunmuş, Epstein ise davaları sürerken 2019’da hapishanede ölü bulunmuştu. Epstein’in bahsedilen çevresi Bill Clinton’dan Prens Andrew’a, Donald Trump’tan Ehud Barak’a oradan bir dolu ünlüye ve CEO’ya kadar uzanıyor. Davaların akıbetine ve Epstein’in çevresindeki isimlere bakınca bu davalar iki açıdan önemli: ABD yargısının ve kolluk kuvvetlerinin nasıl da baştan aşağı politik ve yozlaşmış olduğu ve Demokratlarla Cumhuriyetçilerin aynı kulübe ait oldukları.
Siyasal yargı
Örneğin Donald Trump’ın bu uluslararası seks ticaretinin merkezi sayılan Epstein adasının müdavimi olduğu kanıtlanırsa ne olur? Pek bir şey olmaz çünkü yüksek yargı iki Trump döneminde Trumpçı yargıçlarla dolduruldu. Amerikan federal mahkemeler sistemi Amerikalıların günlük yaşamı üzerinde büyük bir güce sahip. Seçimlerin sonuçlarından işkenceye, kürtajdan göçmenlerin sınır dışı edilme yöntemlerine kadar birçok hayati meselede sürekli kararlar alınıyor. Yargıçların atanma şekillerinden hangi yargıç ve mahkemenin yukarıdaki konular dahil hangi kararları verdikleri gibi temel göstergelere bakmak bile Amerikan yargısı üzerinde oluşturulan siyasi tarafsızlık ve kişisel çıkarlarını gözetmeyen yargıçlar mitini paldır küldür dağıtıyor. Anayasa Mahkemesi, temyiz mahkemeleri ve bölge mahkemeleri de dahil olmak üzere federal yargıçları başkanlar atıyor ve Senato onaylıyor. Örneğin ömür boyu atanan ve okullardan medyaya etraflarında demokrasi ve hukuk havarisi anlatıları oluşturulan Amerikan Anayasa Mahkemesi ve yargıçlarının süslü cübbeler giydirilmiş bir avuç taraflı ve yozlaşmış avukat olduğunu herkesin yüzüne çarpmaya tek bir Trump dönemi yetti. Anayasa Mahkemesinin arka arkaya son 16 kararının hepsi Trump ne istediyse o yönde çıktı.
Demokrat, Cumhuriyetçi aynı kulübün üyesi
İddialara göre Epstein adası ziyaretçileri listesi Bill Gates, Michael Bloomberg, Eski Hazine Bakanı ve Harvard Üniversitesi Eski Rektörü Larry Summers, Eski Barclays Bankası CEO’su Jes Staley, Victoria’s Secret CEO’su Leslie Wexner, Eski CIA direktörü Bill Burns, emlak devi Mort Zuckerman, Eski Senatör George Mitchell, Hollywood yapımcısı Harvey Weinstein şeklinde uzayıp gidiyor. Davayla ilgili bir de bir çok kişinin dillendirdiği Epstein’in Mossad ajanı olabileceği ve hapishanede intihar etmediği, öldürüldüğü gibi spekülasyonlar da var.
Epstein davası 2000’lerin ortalarına kadar uzanıyor. 2008’de örneğin reşit olmayan kız çocuklarını cinsel istismar suçları dahil bir dizi itirafı karşılığı Epstein dönemin Florida Bölgesel Başsavcısı Alex Acosta’dan ödül gibi bir anlaşma almış ve bir şehir hapishanesinin özel bir bölümünde haftanın altı günü gündüzleri çalışma izni ile dışarı çıkabildiği 13 ay geçirmişti. Anlaşma aynı zamanda Epstein’e federal suçlamalardan muafiyet getirmiş, FBI da davanın peşini bırakmıştı. O günden bugüne Demokrat ve Cumhuriyetçi iktidarlar davalarda adı geçenleri korudu. Trump Acosta’yı ilk döneminde çalışma bakanı atadı; bugün de Trump yönetimi “Müşteri listesi yoktu, aslında hiç olmadı” diye belgelerin açıklanmasına yönelik kendi tabanı da dahil gelen baskıları savuşturmaya çalışıyor. Bu arada davayla ve Trump’ın Epstein ile olan çok yakın ilişkileri ile ilgili sürekli belge ve fotoğraf da sızmaya, Trump’ın Epstein’i yere göğe sığdıramadığı eski röportajlar tekrar gün yüzüne çıkmaya devam ederken Demokratlar da meseleyi pek kurcalamamaya özen gösteriyor. Bill Clinton, Donald Trump, Bill Gates, Amerikan yargısı, kolluk kuvvetleri hepsinin buluştuğu yerlerden biri Epstein parantezi.
Evrensel'i Takip Et