6 Temmuz 2025 00:03

Anayasal dinlenme hakkı ve yıllık izin

Yıllık ücretli izin hakkı Anayasa ile güvence altına alınmış haklardandır. “Dinlenmek çalışanların hakkıdır” ifadesine yer veren Anayasa’nın 50. maddesinde, yıllık izin hakkı ile hafta tatili ve bayram tatili hakları ayrıca vurgulanmıştır ve İş Kanunu’nda açıkça yazdığı gibi vazgeçilemez haklardandır.

Yıllık izin hakkı, İş Kanunu ve Borçlar Kanunu’nda da detaylı olarak düzenlenmiştir. İşçilerin büyük bir çoğunluğu İş Kanunu kapsamındadır. İş Kanunu’na göre işe başladığı tarihten itibaren, deneme süresi dahil en az bir yıl çalışan işçi yıllık ücretli izne hak kazanır. Ardı ardına ya da farklı tarihlerde aynı işverene ait değişik iş yerlerinde çalışan işçi için yıllık izne hak kazanmak için gerekli olan bir yıllık süre hesaplanırken bu iş yerlerinde geçen hizmet süreleri toplanır.

İzin süreleri yetersiz

Yıllık ücretli izin süreleri, işçinin iş yerindeki çalışma süresine göre belirlenmektedir. Buna göre bir yıldan 5 yıla kadar çalışması olanlara 14 günden, 5 yıldan fazla 15 yıldan az olanlara 20 günden, 15 yıl dahil ve daha fazla olanlara 26 günden az yıllık ücretli izin verilemez.

Yer altı işlerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izin süreleri bu süreler dörder gün arttırılarak uygulanmaktadır.

Ayrıca 18 ve daha küçük yaştaki işçilerle 50 ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi 20 günden az olamaz.

Bu süreler asgari süreler olup, iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilir. Ücretli yıllık izin sürelerinin, uzun çalışma saatleri, mazeret nedeniyle izin kullanımının yaygınlığı dikkate alındığında yetersiz olduğu ve dinlenme hakkını sağlayamayacağı açıktır.

Yıllık ücretli iznin bölünmesi

Yıllık ücretli izin süreleri işçi ile işverenin anlaşması halinde bir bölümü on günden aşağı olmamak üzere bölümler halinde kullanılabilir. 2016 öncesinde en fazla üçe bölünebilme kuralı değiştirilmiş ve izinlerin bir bölümü 10 günden az olmamak kaydıyla, kalan kısmının birer gün dahi kullanılmasının önü açılmıştır.

Ücreti peşin ödenmek zorunda

İşveren, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye, yıllık izin dönemine ilişkin ücretini, izine başlamadan önce peşin olarak ödemek veya avans olarak vermek zorundadır. Bu zorunluluk, patronların fiilen neredeyse hiç dikkate almadığı, uygulanmayan bir kuraldır. Ancak Yargıtay, bu günlerde nadiren karşılaştığımız olumlu bir karara imza atarak, yıllık izine ayrılan işçinin ücretinin izinden önce peşinen veya avans olarak ödenmemesinin haklı nedenle fesih sebebi olacağına hükmetmiştir. Bu karar bölge adliye mahkemeleri (BAM) arasındaki uyuşmazlığı gidermek üzere verildiğinden, tüm BAM’ların uyması gereken bir karardır. Karar gereği işçiler, yıllık izin kullandığı günlerin ücreti peşin olarak ödenmediğinde, kıdem tazminatına hak kazanarak işten ayrılabilecektir.

‘Yönetim hakkı’ engeli

Evet yıllık izin süreleri dinlenme hakkı kapsamında yetersizdir. Ama bundan daha önemli bir sorun uygulamada yaşanmaktadır. Yıllık ücretli izin kullanımı, özellikle sendika ve toplu iş sözleşmesi bulunmayan iş yerlerinin büyük bölümünde İş Kanunu ve Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği’ndeki hakları dahi kullanmayı zorlaştırmakta, hatta imkansız hale getirmektedir.

Yönetmeliğe göre, işçi sayısı yüzden fazla olan iş yerlerinde işveren veya işveren vekilini temsilen bir, işçileri temsilen iki kişi olmak üzere toplam üç kişiden oluşan izin kurulu kurulur. Kurula işveren temsilcisi başkanlık eder. İşçi sayısı yüzden az olan iş yerlerinde; izin kurulunun görevleri, işveren veya görevlendireceği bir kişi ile işçilerin kendi aralarında seçecekleri bir temsilci tarafından yerine getirilir.

İşçi iznini kullanmak istediği zamandan en az bir ay önce işverene yazılı olarak bildirmek zorundadır. İşveren, bu istekleri izin kuruluna bildirir. Yine yönetmeliğe göre izin kurulu veya işveren, işçinin istediği izin kullanma tarihi ile bağlı değildir. İzin kurulunun kararları da işvereni bağlamamaktadır. Yönetmelikteki bu düzenleme, fiilen “Patron ne zaman isterse o zaman izin kullanma” sonucunu doğurmaktadır. Yıllık iznin ne zaman kullanılacağı meselesi, Yargıtay tarafından işverenin yönetim hakkı kapsamında değerlendirilmekte ve işçiye insani ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yıllık ücretli izin hakkını kullanma imkanı bırakmamaktadır.

Dinlenme hakkının kullanmanın yolu

Halbuki dinlenme hakkı sadece çalışmadan ücret almayı içermez. Yıllık ücretli izin, sosyal bir canlı olan insanın sadece bedenen değil zihnen de dinlenmesini, ailesi ve arkadaşlarıyla dilediği gibi vakit geçirmesini sağlamalıdır. Yıllık izin kullanımı konusunda tek belirleyenin patron olması binlerce iş yerinde milyonlarca işçinin anayasal dinlenme hakkının ihlal edilmesine yol açmaktadır. İşçilerin de insan olduğu gerçeğinden hareket edilmeden, patronların yönetim hakkı sınırlanmadan, iş yerine demokrasi gelmeden, işçi sınıfının güçlü bir sendikal ve politik örgütlenmesi sağlanmadan dinlenme hakkını hakkıyla kullanmak pek mümkün değildir.

Elbette meselenin ekonomik yanı da oldukça önemli ve bu hakkın kullanımını belirleyen olguların en başında geliyor. Şimdilik ücret düzeyi sürekli düşürülen ve neredeyse asgari ücretin genel ücret olduğu, sosyal dinlenme tesislerinin bulunmadığı, konaklama ve seyahat fiyatlarının bir günlük maliyetinin bile asgari ücreti aştığı koşullarda kaç işçinin tatil yapabileceği sorusunu sormakla yetinelim.

ABONE OL

Ahmet Ergin

Anayasal dinlenme hakkı ve yıllık izin
0:00 0:00
1.00x
0:00 / 0:00
1.00x

Evrensel'i Takip Et