6 Temmuz 2025 00:08

İtirafçı

1980’lerin ortalarında sıcak yaz aylarında, Türkiye’nin en meşhur işkence merkezlerinden birinde gözaltındaki bir kişi, sürdürülen iki ayrı operasyon nedeniyle gözaltına alınmış devrimcilerin atıldığı hücrelerde günler boyunca dolaştırıldı. Boylu poslu, uzun saçları ve sakalıyla gösterişli, neredeyse heybetli bir görünüme sahip olan genci içeriye itekleyen işkenceci, annelerin merkezinde olduğu cinsiyetçi küfrünü ettikten sonra; “İyi bakın lan, sizin ağababalarınız, şefleriniz çözüldü” diyerek haykırmaktaydı. Aynı kişinin birkaç kez sorgu odalarına götürülüp gösterildiği, direnmenin nafileliği üzerine konuşturulduğu da bazı hücrelerden duyulmuştu.

Söylenenin aksine dolaştırılan kişi ne şef ne de sorumlu biriydi. İtirafçı da olmadı, çünkü itirafçı olabilecek bir konum ve bilgi sahibi değildi. Sadece fena halde çözülmüştü. Darmadağın olmasını fırsat bilen işkenceciler, yaratıcı bir kararla bu “Şef gibi görünen” genci bir mizansen içinde kullanarak sorgudakilerin moralini bozmak istemişlerdi.

O dönemde bu tür tuzaklar kurmak yanında itirafçıları kullanmak da pek revaçtaydı. 12 Eylül cehenneminin uzatma yıllarında itirafçılar şehir şehir dolaştırılıp zulüm gerekçesi üretirlerdi. Hızını alamayanlar, başka örgütlerden de isim verip, katılmadıkları eylemlerin faillerini ihbar ederdi. Görülen bir toplu davada DGM hakimi yarı yaşındaki masum öğrenciler için ifade vermeye gönüllü olan bir itirafçıyı iki-üç dakika dinledikten sonra, Karadeniz şivesiyle “Haydi oradan, haydi” diyerek susturmuş, buna rağmen itirafçının konuşma ısrarı duruşma salonundakileri güldürmüştü.

***

Sahte ya da gönüllü itirafların ceza adaleti sistemi içindeki konumu hem hukuk doktrininde hem de gündelik hayat içinde yoğun bir biçimde tartışılmaya devam ediyor. İtirafların hukuk sistemi içindeki yeriyle kamuoyu algısı arasındaki çelişki ilgi çekmeyi sürdürüyor. Hele de yargının yürütmenin emrinde olduğu ortamlarda, siyasal pozisyon sahibi kişilerin itiraflara dayanan dosyalar üzerinden yargılandığı durumlarda itirafların güvenilirliği tartışmaların merkezine oturuyor.

İtirafların bütünüyle ikna edici olması beklenir. Anlatı çerçevesi, suçu ve suçluyu tarif etmek, kanıt eksikliği durumunda ya da eldeki kanıtların birbiriyle çelişkili olması halinde boşluğu doldurmak üzere kurgulanır. İtirafçı itirafını, kendi bireysel tarihine bitiştirerek inandırıcı, toplumun bilişsel yatkınlığına uyarlayarak kabul edilebilir kılmayı arzu eder. İtiraf ifadesinin başlangıcında, biraz sonra itiraf edeceği “suç”u işlediği ortama nasıl katıldığını, o ortamdaki rolünü, suç ortamının işleyiş mekanizmasını tarif ederken bir yandan hukuk profesyonelini ikna etmeye, diğer yandan kamuoyunun aşina olduğu bir dil kurmaya gayret eder. Toplumun kültürel kodlarına, duyarlılıklarına dokunarak sempati uyandırmak ve tercihini meşrulaştırmak ister. Kendini ifşa ederek bir “tövbekar”a dönüşürken, zor olanı seçtiğini ve kamusal bir görev yaptığını söyleyerek ‘altın vuruş’unu yapar.

İtirafçılık matematiğinde itiraf metni üzerinden yürütülen ve siyaseten kullanışlı anlam inşası yanında, itirafçının karşı tarafa geçerek terk ettiği eski yol arkadaşlarının moralinin bozulması ve grup içi dayanışmanın zayıflatılması da kritik bir öneme sahiptir. İtirafçı anlatısı bu yanıyla sadece dayatılan “yeni gerçek”liği belirginleştirmekle kalmaz, “Vay be, o da mı itirafçı oldu?​” duygusu üzerinden kamuoyu algısını şekillendirmek için de kurgulanır. Özellikle toplu davalarda bu yöntemle üretilen senaryoların nihai hedefi, “Her şey bitti” duygusu yaratmaktır.

***

İtirafçılığın yükselişe geçip, itirafa dayalı beyanların sistem dizaynında önemli rol üstlenişi, siyasal ortamda mücadelenin kızıştığını, egemenlerin sıkıştığını ve olağanüstü araçlara muhtaç duruma düştüğünü gösterir.

İtirafçılığın merkezinde olduğu siyasal saldırıya karşı atılacak sağlıklı adımlar, itiraf metninin son tahlilde bir ‘öyküleme’ olduğunu akıldan çıkarmamaktan geçer. Bu doğrultuda itirafçının anlatı şemasına cevaben sağlam bir karşı anlatı sunmak savunma cephesinin en önemli adımıdır. Savunmanın kronolojik bir olaylar dizisini nedensel bağlantıları ve tematik bütünlüğü olan tutarlı bir sıra içinde anlatması önemlidir.

Hem kamu anlayışını hem de yasal sonuçları şekillendirmede anlatının güçlü rolüne odaklanarak itirafçının kişi olarak eleştiri konusu yapılmaması, sonrasında zayıflığını, pişmanlığını dile getirebilmesi için açık bir yol bırakılması, yapılan müdahalenin siyasal oluşu akıldan çıkarılmadan moral kaybına yol açabilecek duygusallıklardan uzak durulması gerekir.

ABONE OL

Yücel Demirer

İtirafçı
0:00 0:00
1.00x
0:00 / 0:00
1.00x

Evrensel'i Takip Et