Ümit Özdağ’ın tahliyesi ve sonrası
“Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlamasıyla tutuklu yargılanan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hapse mahkum edildi. İnfaz Kanunu’na göre cezaevinde geçirdiği süre yeterli görülerek tahliye edildi.
Mahkemede yaptığı savunmanın ilk cümlesinde kendisine yöneltilen suçlamaları “hukuk cinayeti” olarak tanımlayan Özdağ, Marmara Cezaevi önünde kendisini karşılayan partililere hitaben yaptığı konuşmada “Hiçbirimizin anayasal ve yasal hakları güvence altında değil.” dedi.
Ümit Özdağ lise yıllarından itibaren ülkücü siyaset içinde aktif olarak yer alıyor ve yıllardır liderliğe yönelik bir çizgi izliyor. MHP’nin 2006 ve 2016 yıllarında yapılan kongrelerinde genel başkan adayı olduğu için partiden ihraç edilmişti.
2017 sonbaharında İyi Partinin önde gelen kurucularından birisi ve propagandadan sorumlu genel başkan yardımcısı oldu. 2019 yerel seçimlerinin ardından, İyi Partinin merkez sağa yönelmesi nedeniyle başkanlık divanından istifa etti. Fethullah Gülen Hareketinin İyi Partiye sızdığı fikri üzerinden yürüttüğü kampanya sonrasında bu partiden de ihraç edildi.
İyi Partiden ihracı sonrasında ‘Ayyıldız Hareketi’ni kurdu. Bu grup ve 16 Nisan 2017 cumhurbaşkanlığı referandumu öncesinde oluşturduğu ‘Türk Milliyetçileri Hayır Diyor’ Platformu üzerinden örgütlü siyasetle bağını hep canlı tuttu. 2021’de kurduğu Zafer Partisi ile siyasal kariyerini genel başkanlık düzeyine çıkardı.
Zafer Partisi kurucularının kuruluş aşamasındaki ziyaretleri simgesel açıdan hayli konuşkan bir içeriğe sahip ve partinin hedef kitlesini gösteriyor. Heyet önce, 19 Mayıs 2021’de Anıtkabir’i, daha sonra 29-31 Mayıs arasında Türk dünyasının manevi başkenti sayılan Kazakistan’daki Yesi şehrini ziyaret etti. Bu şehirdeki Ahmet Yesevi türbesinden aldıkları toprağı 26 Haziran 2021’de Hacı Bektaş Veli’nin türbesine getirmelerinin ardından, 26 Ağustos 2021’de partinin kuruluş dilekçesi verildi. Bu simgesel harita üzerine titizlikle konumlandırılan ve ‘Atatürk’ün partisi’ olarak tanımlanan Zafer Partisi, kuruluşundan bu yana tarikat ve cemaatlere, bürokrasideki yozlaşmaya, mafyanın yıkıcı etkisine aynı anda karşı oluş iddiasıyla, olabildiğince geniş bir kesime hitap etmek için çaba gösteriyor.
Özdağ’ın göçmen karşıtlığını ve milli güvenlik konularını merkeze alarak, korku ve öfkeyi örgütleyen siyaseti özellikle gençlerden destek görüyor. 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Mansur Yavaş’ı gıyabında aday göstermek gibi sürpriz ataklarla ve yakın ilişki içinde olduğunu iddia ettiği güvenlik bürokrasisinden kendisine verilen bilgiyi kamuoyuyla paylaşarak gündemde kalmayı başarıyor.
***
Ümit Özdağ’ın tahliyesi sadece kendi partisi açısından değil, Cumhur İttifakının geleceği açısından da büyük önem taşıyor.
Göçmen karşıtı söylemiyle ciddi bir yükseliş yakalayan, korku ve öfkeye oynayarak siyasal ortamda kendisine yer açan, milliyetçilik anlayışında Atatürkçülüğe verdiği özel önem ile kitleselleşme yolunda ciddi ilerleme kaydeden Zafer Partisinin önümüzdeki dönemde izleyeceği çizgi, Cumhur İttifakının geleceği açısından da merakla bekleniyor.
Zafer Partisi kamuoyu yoklamalarında, hazine yardımı avantajına sahip olan İyi Partiden ve diğer milliyetçi parti girişimlerinden daha yüksek bir oy oranına sahip görünüyor. Gelecek, DEVA ve Demokrat gibi partilerin yapılacak ilk seçimlerden sonra Meclisteki temsilinin ortadan kalkacak oluşu, MHP’nin barış/çözüm girişiminin mimarisine yaptığı katkıdan dolayı yaşadığı destek kaybı, Zafer Partisinin dikkatle izlenmesine neden oluyor.
MHP’nin destek kaybı ve Bahçeli’nin sağlık durumu nedeniyle milliyetçi siyasetin tamamını etkileyecek gibi görünen gelişmeler, diğer milliyetçi partilerde de hareketliliğe neden oluyor. Örneğin, Müsavat Dervişoğlu’nun, çözüm süreci ile ilgili görüşlerini paylaşmak üzere yaptığı siyasal parti ziyaretlerini Özdağ’ın tahliye olacağı belli olan haftaya denk getirmesi, İyi Parti ile DEVA Partisinin parlamenter sistem konusunda ortak bir komisyon kurma kararı bu çerçeve içinde değerlendirilebilir.
Erdoğan’ın İsrail-İran savaşı ilerlerken iç cephe çağrıları yaptığı, CHP’li belediyelere yönelik operasyonların hız kesmediği bir süreçte, korku ve öfkeyi örgütleyen Zafer Partisinin, ‘nefret söylemi’ denildiğinde akla ilk gelen parti olmaktan, milliyetçi siyasetin öncülüğünü MHP’den devralan bir partiye doğru evrilip evrilmeyeceğini söylemek için henüz erken. Ancak, bu cephedeki gelişmelerin ülke siyasetini bir bütün olarak etkileyeceği bir döneme girildiğini söylemek yanlış olmaz. Bu gelişmelerin barış/çözüm sürecine olası etkileri ise ayrı bir yazı konusu.
Evrensel'i Takip Et