Madenlerde talan, mühendislerde sömürü
TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda yapılan ‘süper talan’ kanun teklifi kabul edildi. Teklifle çevresel etki değerlendirme sürecinde “ÇED gerekli değildir” uygulamasına son verilerek Erdoğan’ın emri her şey için yeterli olacak. Erdoğan-Şimşek OVP’sine uygun olarak ekonomik planda işsizliğin artırılarak ucuz emeğin yağmasının kolaylaştırılmasında olduğu gibi, emperyalistlerin tekelci şirketlere ülkenin tüm yer altı ve yer üstü madenlerinin peşkeş çekilmesi için de şartlar olgunlaşmış oldu.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Maden Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi İstanbul il sınırları içinde çalışan maden mühendisleri ve madencilik faaliyetleri ile ilgili bir anket çalışması yaptı ve önceki gün anket sonuçlarını içeren bir İstanbul daimi nezaretçiler ve madencilik değerlendirme raporu paylaştı. 3213 sayılı Maden Kanunu’na göre daimi nezaretçi, maden işletmesinde daimi olarak istihdam edilen maden mühendisi olarak tanımlanır ve maden ruhsatına atalı bir maden mühendisi olmadan işletmede herhangi bir faaliyette bulunulamaz.
Hukuki ve fenni sorumluluk mühendislere
İstanbul’da bulunan madenlerin yüzde 57.65’i kum-çakıl ocağı, yüzde 18.86’sı taş ocağı, yüzde 17.79’u metalik-endüstriyel (silis/kuvars kumu) ve kalanı da diğerlerini kapsamakta. Rapora göre genel olarak İstanbul’da yapılan madencilik faaliyetlerinin yüzde 76’lık büyük kısmı, yani dörtte üçü, inşaat faaliyetlerinin ana ham maddesi olan kum-agrega üretimi için yapılıyor.
Madencilik, yalnızca teknik bilgi ve beceri gerektiren bir alan olmaktan çıkıp idari, yönetimsel, çevresel ve sosyal boyutları da kapsayan geniş bir sorumluluk alanı. Meclis komisyonundan geçen ‘süper izin’ yasası hazırlığını maden mühendislerinin raporuyla birlikte ele alınca ortaya çıkan tablo da tıpkı ÇED süreçleri gibi... Daimi nezaretçi statüsündeki mühendislerin teknik ve fenni yetkilerinin, doğa katliamı ve iş cinayetlerinde patronlar için ucuza kiralandığı söylenebilir.
Mühendislerin mesleki bağımsızlığı yok
İstanbul’da çalışan maden mühendislerinin yarıdan fazlası Maden Mühendisleri Odası asgari ücret tarifesinin altında ücret alıyor. Odanın 2025 asgari ücret tarifesine göre açık işletmede çalışan bir daimi nezaretçinin en az 86 bin 400 TL net ücret alması gerekiyor. Daimi nezaretçilerin yarıdan fazlası fazla mesai yapıyor ve bu mesai ücretleri ödenmiyor. Daimi nezaretçilerin dörtte üçü çalıştığı maden ocağının faaliyetlerine hakim olduğunu belirtiyor. Daimi nezaretçilerin yarıdan fazlası faaliyetlerin işletme projesine uygun olarak yapılmadığını belirtiyor. Daimi nezaretçilerin yüzde 40’a varan yakını mesleki bağımsızlıklarını kullanarak işletmeye dair teknik rapor yazamadığını belirtmiş. Maden ocaklarında; iş güvenliği uzmanlarının yüzde 75’i kısmi süreli olarak OSGB tarafından görevlendirilen taşeron olan iş güvenliği uzmanları görev yapıyor. Daimi nezaretçiler, ocaklardaki en önemli iş güvenliği tehlikesinin şev stabilizesi olduğunu belirtiyor. Daimi nezaretçilerin yüzde 43’ü çalışırken orman aşım problemi yaşadığını belirtiyor.
Düşük ücret teknik ve çevresel sorunlar
Maden mühendisleri bir yanda maden ocaklarında güvenli bir üretim için çaba harcarken diğer yanda düşük ücretler, yüksek çalışma saatleri ve geleceksizlik/güvencesizlik sarmalı içinde çalıyor. Hiçbir güvenceye sahip olmadan, işsiz kalma korkusuyla çalışan mühendislerin iş yerlerinde yönetim tarafından gelen baskılara boyun eğerek yapmaları gereken teknik çalışmaları tam olarak yerine getir(e)memeleri iş cinayetlerine ve çevre katliamlarına neden oluyor.
Evrensel'i Takip Et