Süreç
Ayakta durmak yasak
Bir meydanda dikilip kaldın mı gözaltına alınırsın. İstediğin kadar kalabalıktan Sıkıldığını anlat. Durup rahat bir soluk almak için göğe bakıyordum de.
Güneşsiz
Hafiften bir rüzgar esiyorken birden fırtına olup çıkıyor. Gün ortası kararan hava gece olup karanlığı katlıyor. Güneş dağların ardında kalınca, sıkışınca bulutların arasında.
Pazar gezintisi
Bir zamanlar gene yoksulduk belki. Çoluk çocuk pazar gezintilerine çıkılırdı. İstanbul’un çeşitli gezi yerleri çalgı çağnak dolardı. Trenle vapurlarla...
Türküler söylenecek
Rüzgarla esintilenen otlarla ovalara yayılacak. Denizin kabaran dalgalarıyla kıyıları dövecek. Yüksek dağları, yaylaları sararak gökyüzüne ağacak sesimiz. Bulutlarla dans ederek şarkıya dönüşecek, türküler söylenecek...
Kan kırmızı
Ressam tuvaline renk renk boyalarını sıraladı önce. Göğü boyayacaktı ilkin maviye. Beyaz bulutların aktığı. Ormanı yeşile, tarlayı sarıya, yolu kahverengine. Fırçalarını dizerken inceli kalınlı bir fırtına şövaleyi devirdi. Tuval kızıla boyandı. Yer gök boydan boya kan kırmızı.
Deniz bitti
Mahallelerde martılar bir çöp kutusundan ötekine konup duruyor. Deniz bitti mi yoksa?
Süreç
Yirminci yüzyıl tarihini yazmaya başladığını, bitirmeden öleceğini, bıraktığı yerden arkadaşlarının devam edeceğini söylemişti Nâzım Hikmet. “Tarihin sonu inanılmayacak kadar güzel olacaktır” demişti. Yirmincisi bitti, yirmi birinci yüzyılın tarihi yazılıyor şimdi. Süreç, “Her şey çok güzel olacak” denilerek devam ediyor.
Boğma
Yemyeşil bir orman hayali mi kurdun, kökünden keserler ağaçları. Dupduru, güneşli bir koyda mı olmak istiyorsun, doldururlar denizi. Be-ton bahçelerde boğmak için hayalini.
Evrensel'i Takip Et