7 Haziran 2025 00:05

30 yıllık pusula

DİĞER YAZILARI

Uzun zaman geçmiş üzerinden, aklımdan çıkmıyor.

Bir tweet vardı: “Reklam okuyoruz, ders çalışmaya geldik, Marx çalışıyoruz. Yan masadakiler işletme okuyor Marx çalışıyor. Önümüzdekiler psikoloji okuyor, onlar da Marx çalışıyor...”

Akademi neden ısrarla yüz elli senedir Marx çalışıyor? Çünkü sınıf bilinci ve mücadelesi insanlık onurunun, daha iyi bir dünyanın, daha iyi bir yaşamın da güvencesi.

Sınıf bilinci olmadığında, işçilerin, emekçilerin ve ezilenlerin mücadelesini her seferinde baştan izahat etmek gerekiyor. Evrensel gazetesi 30 senedir, bıkmadan, bedelinden kaçınmadan, nefesi sıkışmadan, yolundan milim sapmadan bu görevi üstleniyor. 

En son İzmir Belediyesi işçilerinin direnişinde yaşadık bunu. Bir ülke için ne acı şeydir işçinin, emekçinin hakkının tüm toplumca koşulsuz savunulamaması. Ne çok “ama” uçuştu etrafta, ne çok dezenformasyon. Neler yazıldı, çizildi.

İmaj çalışmalarının “grev kırıcılığı” olduğunu manşete taşımak Evrensel’liktir.

Ne zaman akıllar karıştırılmaya çalışılsa, ezilenlerin kavgasında Evrensel bir pusuladır zira.

“Neden iktidar belediyelerinde greve çıkmıyor işçiler?​” denildi. Evrensel, ülkenin dört bir yanındaki işçi grevlerini, direnişlerini senelerdir eksiksiz haberleştirdiği için soru baştan boşa düştü. Arşive “işçi-direniş” anahtar kelimelerini yazmak kafi. Zor olanı da karşısına almaktan imtina etmemiş bir işçi direnişi hâlâ var ülkede. Öte yandan kuruluş ilkelerinde sosyal devlet ibaresi yer alan, kendini solda tanımlayan partiler, yönetime geçtiklerinde karşılarındaki işçi direnişinin daha görünür olması çok da anlaşılır. İktidar belediyelerinde işçilerin yaşadıklarını okuyabilirsiniz gazetenin arşivinde, ev ev gezip grev kırmaya çalışan müftüleri, işçileri tehdit eden mafyözleri, kadın işçilerin yaşadığı toplumsal dışlanma tehditlerini, namus kavramı üzerinden nasıl sıkıştırılmaya çalışıldıklarını. Kapalı kapılar ardında, baskı, yasak, tehdit ve sindirme yerine mücadelenin demokratik koşullar altında, hak ve özgürlükler kapsamında yaşanması makul. Makul olmayan, sosyalist enternasyonalin de üyesi olan bir partinin, işçilerin muhatabı olan temsilcisinin, olaya yaklaşımındaki sınıf bilinci eksiği.

İşçi ve emekçilerin mücadelesi, sınıf mücadelesidir. Etnik ve dini kimlikleri masaya getirmek, işçilerin il il nereli olduğunun listelerinin ifşasına yol açtı.

Bu ülke için bir ayıp daha. Emek evrenseldir, etnik ve dini kimlikler üzerinden ayrımcılık, ancak yeni bir ezen-ezilen çelişkisi yaratır.

İşçilerin maaşları, diğer meslekler ile kıyaslandı. Şükürcülük, tevekkül tembihlendi. Bunlar Siyasal İslam’ın kavramlarıdır, evrensel adalet normlarında geçmez. İşçiler, aldıkları maaşa tamah etmedikleri için nankörlükle suçlandı. Bir mesleğin ederi, eğitimi daha zor, icrası daha meşakkatli olsa da belediye işçisinden daha az maaşa değer görülüyorsa bunun sorumlusu direnişle hakkını alan belediye işçisi değil, böyle bir direnişi örgütleyemeyen o mesleğin odaları, sendikası ve demeye de dilim varmıyor ama o mesleğin erbapları, emekçileridir.

İşçiler, belediyeyi yıpratmaya çalışmakla, zor zamanlarında ana muhalefet partisini daha da zora sokmakla itham edildi. Bir işçi-emekçi mücadelesi böyle okunuyorsa, bu greve giden işçinin değil muhatabının mikrofonlara nasıl konuştuğuyla ilgili. Kol kırılır yen içinde kalır zihniyeti, takiyyecilik solun değerlerinin zıttıdır. 

Hatırlayalım bir daha Marx’ı, “Eleştiri, zinciri süsleyen hayali çiçekleri, insan bu gerçek dışı süslerden soyulmuş prangaları taşısın diye değil, zincirleri fırlatıp atsın ve canlı çiçeğe uzansın diye kopartmıştır.”

Hak temelli mücadelelerin hiçbiri, olası bir iktidar değişikliğine ertelenmez, hayat nasıl akıyorsa mücadele de süregider. Her kazanım, yenilerinin önünü açar, feyz olur. Proletarya iktidarı nihai amacı bir yana, yakın gelecek için, işçilerin, ana muhalefetin yönetimde olduğu süreçte haklarını alabilmesini, parti iktidara geldiğinde yaşanacakların bir projeksiyonu gibi sunabilmek de bir marifetti, buna niyet bile edilmedi.

Bu grev süresince, 30 yıldır sapmadığı çizgisinden bir kez daha gurur duydum Evrensel'in. Tarafım konusunda nettim, gazetem net. Bir işçi direnişiyle ilgili kafası karıştırılan herkese bu pusulayı tavsiye ederim. 2013'ten beri Evrensel'deyim. Mezunu oldum denilemeyecek kadar kendini sürekli geliştiren bir okuldur burası. Öğrenciler ulaşsın diye onlara özel abonelik yaratır, iletişim koşulları değişir, işçiler anlık haber alabilsin diye Telegram kanalı kurar, basın ilan yasağı gelir, davalar açılır, cezalar, tazminatlar fatura edilir, yazarı yargılanır, muhabiri tutuklanır, fotoğraf makineleri kırılır, Evrensel okuruna dayanır. Hakikati, gazetecilik ilkelerinden sapmadan sayfalarına taşır. 

Ne diyordu Marx “Sadece başkalarıyla bir topluluk içinde her birey yeteneklerini her yönde geliştirme olanağına sahiptir; bu nedenle sadece topluluk içinde kişisel özgürlük mümkündür.”

Özgürleştiğim yerdir Evrensel. Fikir hürriyeti adına tek bir yazıma dahi şerh düşmemiş ancak beni yetiştirmek adına geri bildirimi eksik etmemiştir.

15’imde Marx ile tanıştım, 16'ımda Evrensel ile, 17'imde Metin Göktepe öldürüldü. 17 sene sonra Evrensel'de ilk kez yazım yayınlandı.

Azınlık olmanın ne demek olduğunu romanlarından öğrendiğim Mıgırdiç Margosyan ile, çocuklarıma okuduğum kitapların yazarı, İstanbul'u bana sevdiren incelemelerin yazarı, öyküler yazmaya bir heves bulduğum kitapların yazarı Adnan Özyalçıner ile, makalelerinden beslendiğim akademisyenler ile, dosyalarından meslek etiği öğrendiğim gazeteciler ile, toplumsal cinsiyet eşitliği derslerini aldığım, kadın hareketi içerinde omuz omuza mücadele ettiğim, şimdilerin Antep vekili Sevda Karaca ile ve sayamadığım nice isimle aynı sayfada yazar diye geçti adım Evrensel'de. 

15 yaşımın karşısına dikelsem, yüzüm kızarmaz.

Hangi yıla dönse, hangi süreci bugün yeniden değerlendirse, tarih karşısında Evrensel okurunun da yüzü kızarmaz. 

Ezilenlerin yanında durmak, her şeye rağmen hakikati savunmak, gururdur bu ülkede. 

Geleceğe de aynı güvenle bakabilelim diye, sen çok yaşa, nice 30'lara Evrensel.

Pusula hep bizimle olsun.

ABONE OL

Ayşen Şahin

30 yıllık pusula
0:00 0:00
1.00x
0:00 / 0:00
1.00x

Evrensel'i Takip Et