7 Haziran 2025 00:50

Evrensel’in 30. yaşında yeni kesişmelere…

Evrensel’in otuz yaşına eriştiğini duyduğumda aklıma gelen ilk şey, böylesi bir ortamda, bu sürekliliği sağlama ısrar ve inadı oldu. Bu ısrar ve inat, sadece politik baskılara direnmeyi işaret etmiyor, aynı zamanda basılı bir üretim ortamının türlü güçlüklerine karşı omuz omuza olmayı gerektiren bir kararlılık da istiyor. Bunun için güçlü bir arzu lazım. Yaşama arzusu…

*

Her yıl dönümü bir muhasebe de getirebiliyor beraberinde. Muhasebe yapmaya başlayınca insan kendine dönüyor ister istemez. Ben bu otuz yıllık hikâyenin en yenilerindenim. Henüz bir buçuk yılım bile dolmadı. Bu daha 67. yazım.

Niceliklerle örülü dünyada sayıyoruz böyle. Galiba saymayı da inadın, direncin bir parçası olarak okuyoruz. Oysa niteliği dert edinince, “say(ıla)maz-olmayı” da arzuluyor insan.

*

Burada kaleme aldığım ilk yazıda, Evrensel’in emek dünyasıyla kesişmelerimden söz etmiştim. Bu mecranın en yenilerden olsam da, yarım asrı geçen ömrümde -yine saydım- Evrensel’e emek veren onca kişiyle kesişmiştim.

-di’li geçmiş zaman kullanmam hatalı olur, zira bu kesişimler halen sürüyor. Söz ettiğim o ilk yazı da sonraki süreç de bana kesişimler üzerinden çok şey öğretti…

*

Uzun uzun konuşmaya ve yazmaya yönelik akademik bir alışkanlıktan, hayli kısa, maksimum altı bin vuruş içinde -yine sayı- dert ettiğim şeyleri gündelik dilde ifade etmeye geçişim hayli sancılı oldu. Halen de zorlanıyorum.

Devrimci dönüşümden söz etmeyi çok sevsem de, hemen her konuda önce kendimden başlayacak bu dönüşümün, bu denli zorlayıcı olması çok öğretici.

Aynı şekilde Cumartesi sayfalarına girecek konular hakkında düşünmek de yazılar hakkında geri bildirim almak da çok öğretici.

Sayfa komşularımı okumak, sayfaları düzenleyen gazete emekçisi dostlarla ara ara fikir alışverişi yapmak da…

*

Burada, yıllardır eğitimini aldığım ve tam da bu nedenle nasıl olmaması gerektiğini politik olarak sezdiğim kent meseleleri üzerine yazmaya çalışıyorum. En çok da “nasıl olabilir”i, “ne yapmalı”yı dert ediniyorum.

Evrensel’deki kesişmelerim bu nedenle benim için çok önemli. Diğer yazarları okurken onlarla, ortaklık ve farklarımızı görüp kendime yeniden dönüyorum.

*

Evrensel dolayımıyla kurduğum bu kesişmeler sadece akademik de olmuyor.

Özellikle Cumartesi günleri basılı gazeteyi de edinip arşivlemeye çalışıyorum. Oturduğum mahallede bana yakın iki yerde satılıyor Evrensel. Birisi bir market, diğeri de bir tekel bayii. Her iki yerle de ilişkim, Evrensel vesilesiyle başka bir yakınlığa ulaştı.

Yazın dünyasına dijital erişimin yükseldiği bu devirde, gazete satmanın, sattığı gazeteye sahip çıkmanın yansıttığı bir duygu var. Sayısal dünyaya, ağ sistemine, elle tutulur bir çentik atma arzusu taşıyanların duygusu gibi.

*

Evrensel’in sadece bilgi aktarmanın ötesinde, derinlikli tartışmalar açma çabasını, bunca karanlık atmosferde neşeli “ortak mefhumlara” yer verme gayretini seviyorum. Gençlerin ve kadınların ürettiği sayfaları ise, ayrıca seviyorum.

Kim bilir ne tür gerilimler altında üretilen bu sayfalardan bizlere yansıyan emeğe çok saygı duyuyorum. Ve Evrensel’in emek ortamına –“aile” demeyeceğim elbette- katkı koymanın hissettirdiği dayanışma duygusu bana çok iyi geliyor. İyi ki varız diyorum…

*

Evrensel’in nice yaşları olsun. Sayfalarını işçiler, emekçiler, gençler, kadınlar…başka bir yaşamı tahayyül edenler arzularıyla doldursun.

Her zaman eleştirel yaklaşımlar da olsun ve fakat aynı zamanda bir arzu coğrafyasının uzamı da olsun. Kesişimlerimizi gönül rahatlığıyla kucaklayabileceğimiz, artık saymaya da gerek duymadığımız ve hatta sayılamaz olduğumuz bir uzam…

ABONE OL

T. Gül Köksal

Evrensel’in 30. yaşında yeni kesişmelere…
0:00 0:00
1.00x
0:00 / 0:00
1.00x

Evrensel'i Takip Et