24 Mayıs 2025 00:07

21 yıllık mazi: Dönüşen bahis kültürü

Sporda bahis denildiğinde 2000 yıldan daha eski bir tarihçeye sahibiz. Yunanlılardan, eski Roma’ya geçti; Romalılarda gladyatör oyunlarındaki bahis uygulamalarıyla popülerleşti ve İngiltere’de at yarışı bahisleriyle daha da güçlendi… Yıllar yılları kovaladı, bahis yasallaştı, yaygınlaştı ve en nihayetinde 2004 yılında ülkemizde de boy gösterdi.

Aslında bahis, dolaylı yoldan kumar kavramı, bize çok da yabancı bir kavram değildi. Çünkü 1980’li yılların ortalarında kumarhaneler birer ikişer açılıyor; ’90’lı yıllarda ise devlet tarafından yasallaştırılıyordu. Fakat Ömer Lütfü Topal’ın, namıdiğer “Kumarhaneler Kralı”nın, öldürülmesi ile bu yasallaştırma süreci sekteye uğruyor ve 1998’de kumarhaneler kapatılıyordu. Bu sektörde işsiz kalan 15 bini aşkın kişinin istihdamı Kıbrıs, Yunanistan ve Bulgaristan gibi ülkelerde açılan yeni kumarhaneler ile sürdürülecekti.

2004’te mi başladı bu hikaye?

Ülkemizde spor bahsinin evveliyatı ise modern kumarhanelere kıyasla çok daha köklü. 29 Nisan 1959 tarihinde “Futbolda Bahsi Müşterek Kanunu” çıkarılmış, 26 Mart 1960 tarihinde ise maç skorlarının tahmin edilmesine dair ilk kupon kabulü gerçekleştirilmişti. Fakat burada günümüzdeki bahis uygulamasıyla arasında şöyle bir fark var: 1960-1965 yılları arasında maçların sık sık iptal edilmesi, bayi sayılarının az olması, hasılatın genelde çok küçük paylarla dağıtılması gibi gerekçelerle bu uygulama pek ilgi görmedi. 1970’li yıllarda kamu gelirlerinin çok ciddi anlamda gerilemesiyle yeni bir yapılandırmaya girilmiş; 1985 yılında Spor Loto, 1994-1995 sezonunda ise Totogol oyunları devreye alınmıştı. Hikayenin sonunda ise 2004 var, yani günümüzdeki İddaa.

Ülkemizin kumara, ya da daha cici adıyla bahis kavramına geniş ölçekli olarak tekrar dönüş yapması 2004 yılını buluyordu. Bu yıl, Spor Toto Teşkilat Başkanlığı geliştirdiği İddaa markasıyla önce fiziksel şubeler açtı. Zamanla online platformlar da ortaya çıktı ve mart 2004’te ilk mecra olan Bilyoner ile karşılaştık. Sonrasında pek çok farklı mecra sporseverlerin ilgisine sunuldu.

Doğrusu bu ilgi hiç de azımsanacak kadar değildi. İlk çıktığı dönemlerde çok küçük meblağlar ile oynama imkanı sunması ve ‘cezbedici’ oranlarla az paraya çok kazanç vadetmesiyle işçi sınıfından, beyaz yakaya kadar meslek grubu hiç fark etmeksizin geniş bir kullanıcı kitlesine, hatta neredeyse ilkokul seviyesine kadar düşen oyuncu yaş grubuna ulaşacaktı. Tabii, online bahsin de yaygınlaşması, kullanımı ve maalesef bağımlılığı da hızlıca artırdı.

Bahis kültürü nasıl dönüştü?

Ancak, o dönemleri anımsayanlar olacaktır. Özellikle sporcular ve bahis kavramları yan yana geldiğinde ortaya adeta ateşten gömlek çıkıyordu.

2006 yılında Balıkesirsporlu Futbolcular Salih Özüduruk ve Mustafa Menek, takımlarının Kütahyaspor deplasmanında 1-0 kaybedecekleri maçtan önce Balıkesirspor eşofmanlarıyla bir iddia bayisinin güvenlik kamerasına yansıyordu. Bu futbolculardan Mustafa Menek’in de maçtaki tek golde ciddi hatasının olması şehirde kıyametin kopmasına neden olmuştu. Araştırmaların sonucunda iki futbolcunun bir maçın sonucunu öğrenmek için iddia bayisine girdikleri güvenlik kamerası kayıtlarıyla ortaya çıkmıştı ama Spor Toto Teşkilat Müdürlüğü Balıkesirspor’un maçlarını uzun süre bahis listesine almamıştı. Birkaç ay sonrasında, bu kez Balıkesirspor-Altınordu maçından önce sırtı dönük olduğu için kimliği tespit edilemeyen Altınordulu futbolcular Balıkesirspor taraftarlarının cep telefonlarına yakalanmış; maç 2-2 bitmişti.

2013 yılına geldiğimizde iş artık çok başka boyutlara ulaşmış, Antalya’da oynanan hazırlık turnuvalarındaki maçlarda dahi hakemlerin işin içinde olduğu bahis çetelerinin varlığı gün yüzüne çıkmıştı.

Bunlarla ortalık çalkalanırken, takvimler 2019’u gösterdiğinde Türk futbolunun patronu; bahis şirketinin ihalesine girdi. Ve kazandı! ‘İddaa’ için düzenlenen ihaleyi Demirören-Scientific Games iş birliği kazanmış; bu dönemde Yıldırım Demirören ise halihazırda TFF başkanı sıfatını taşıyordu!

Sonrası malum.

Günümüzde artık bahis şirketleri futbol takımlarının forma sponsoru oluyor, stadyumlarda reklamları dönüyor, hatta her gün milyonlarca kişinin kullandığı kamusal araç olarak nitelendirilen toplu taşıma araçlarına dahi reklam verebiliyor.

Bahis kültürü dönüşüm geçirdi, spor ile içli dışlı oldu. Dolayısıyla normalleşti. Üstelik uzun yıllar boyunca sporcu kimliğiyle yeşil sahalarda gördüğümüz pek çok futbolcu, futbolu bıraktıktan sonra büyük bir bölümü ülkemizde yasa dışı olarak nitelendirilen bahis organizasyonlarının reklam yüzü oldu.

Dolayısıyla bir kumar türü olan bahis; başta emekçi sınıfından olmak üzere pek çok insana maalesef bir ‘çıkış kapısı’ imajı taşımaya daha güçlü bir biçimde devam ediyor.

ABONE OL

Alper Kaya

21 yıllık mazi: Dönüşen bahis kültürü
0:00 0:00
1.00x
0:00 / 0:00
1.00x

Evrensel'i Takip Et