22 Mayıs 2025 00:06

Yeni ‘terör örgütü’ ‘ahtapot suç örgütü’ mü olacak?

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve tek adam yönetiminin sözcüleri Yozgatlı Çiftçi Abdullah Ceyhan’ın, CHP’nin Yozgat mitinginde kürsüden yaptığı konuşmada “Turpla şalgamla devlet yönetilmez. Devlet adaletle yönetilir” demesinden beri bu sloganı tedavülden kaldırdı!

O günden beri ne Cumhurbaşkanı Erdoğan ne de AKP sözcüleri bu çok sevdikleri sloganı ağızlarına alıyor. Ama tersine “Turpun büyüğü heybede” lafının içinin nasıl boş olduğunu anlatmak için muhalefet sözcüleri “turp”tan “heybe”den söz ediyorlar!

Tabi siyasette metafor alanı boş kalmaz. Kalmadı da “turp” ve “heybe” metaforu çöp olunca iktidar sözcüleri onun boşalttığı alanı, çok daha kapsamlı bir içirikle “ahtapot” metaforuyla doldurmaya çalışıyorlar.

Daha önce Ergenekon davası sırasında da kullanılan “ahtapot” metaforunun şimdi de İBB’ye yönelik operasyonlara yakıştırılması bu yanıyla bile manidardır! 

‘Ahtapot suç örgütü’ nasıl bir örgütmüş!

14 Mayıs günü AKP Meclis Grubunda konuşan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan İBB’ye yönelik operasyon hakkında şunları söylüyor: “Şurası çok önemli; İstanbul’da yürüyen soruşturma, cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir suç organizasyonu örneğidir.…yapılan işlerin, ülke güvenliğini tehdit edecek boyutlara ulaştığı anlaşılıyor. Çünkü bu karanlık organizasyon, İstanbul’la sınırlı kalmamış, ülkedeki pek çok belediyeyi, kurumu, kişiyi içine alan, kolları çok farklı yerlere uzanan, hatta uluslararası ayağı da olan bir ahtapota dönüşmüştür…çarpık ilişkiler ağının, bürokrasiden iş dünyasına ve medyaya, kimi cemaatlerden istihbarat kuruluşlarına kadar uzandığı ortaya çıkıyor.”

İBB Başkanı İmamoğlu’nun lideri olduğu iddia edilen “suç örgütünü” Erdoğan böyle tarif etmektedir.

Bu tariften anlıyoruz ki, daha önce “heybe-turp” metaforu etrafında tarif edilen bugün ise yeniden “ahtapot” metaforuyla İmamoğlu’nun lideri olduğunu iddia ettikleri suç örgütü “Görülmemiş bir suç organizasyonu” olarak tarif edilerek, yaptıkları ve yapacaklarına kamuoyunda meşruiyet kazandırmayı amaçlandığı anlaşılmaktadır.

Şimdiye kadar hedefe konan ama haklarında somut bir suç kanıtı bulunmayan kişileri “terörle irtibatlı” ya da “iltisaklı” diye suçlayıp cezaevine attıkları gibi bundan böyle “ahtapot suç örgütü”yle “irtibatlı” ya da “iltisaklı” gösterilerek suçlanacakları anlaşılmaktadır.

Tabii kendi yaptıkları ve yapacakları her girişimi de ahtapot suç örgütüne karşı mücadele olarak göstereceklerdir.

Belediyeler Yasası’ndaki değişikliğin bir bahanesi de ‘Ahtapot’ mu yapılacak?

Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan “ahtapot suç örgütü”nü tarif ettiği konuşmasında ahtapotun hemen devamında Belediyeler Yasası’nı değiştirmeyi amaçladıklarını, valilerin ve kaymakamların yetkilerinin artırılması gerektiğini açıkladı. Yasa değişikliği ile bütün il belediyelerinin “büyükşehir belediyesi” yapılması; belediyelerin kreş, öğrenci yurdu, kent lokantası açma,…gibi CHP’li belediyelerin iktidarın hiç hoşlanmadığı sosyal yardım kapsamındaki faaliyetlerinin yasaklanmasının amaçlandığı belirtiliyor. Dahası bu düzenleme ile belediyelerin asli görevlerinin çöp toplama, yol kenarlarına çiçek ekmek gibi hizmetlere indirgenmek istendiği, imar planları, metro yapımı, yurt yapma, kreş açma gibi işlerin vali ve kaymakamların koordinasyonu ile merkezi iktidar tarafından yapılacağına dair değerlendirmeler yapılıyor.

Böylece muhalif belediyelerin başarılı çalışmaları üstünden yükselişinin yasayla engellenmesi amaçlandığı anlaşılmaktadır. Burada ister istemez akla “ahtapot suç örgütü” tanımı gelmektedir.

Belediyelerin görevlerini çöp toplama ve çevre düzenlenmesi gibi işlere indirgemenin gerekçesi olarak yolsuzluklar, rüşvet, imar, ihale yolsuzlukları ve öteki suçları önlemek için bu yasayı çıkarıyoruz” gerekçesini öne çıkarmaları sürpriz olmayacaktır.

“Ahtapot suç örgütü” ile belediyelerin yetkilerinin azaltma ve vali ve kaymakamların yetkilerini artırma olarak sunulan girişimin aynı konuşma, hatta arka arkaya paragraflar olarak sunulması belediyelerle ilgili yasa değişikliği girişimi ile “ahtapot suç örgütü” tarifi ile bağlantılı olduğu düşüncesini güçlendirmektedir.

Şu açık ki İktidar belediyeler üstünden başlattığı operasyonları sürdürebildiği kadar sürdürecektir.

“Ahtapot suç örgütü” tarifinden açıkça görüldüğü gibi İBB merkezli operasyonlar İstanbul’la da sınırlı kalmayacaktır. Tersine diğer illeri de kapsayacak biçimde genişletileceği, yurt içinde ve dışında her alanda muhalefete karşı her tür operasyon da “ahtapot suç örgütü”nün uzantılarına karşı olarak gösterilmeye çalışılacaktır.

İktidarın bu girişimlerine karşı tek gerçekçi yol ise yığınların siyasete doğrudan müdahale eden bir mücadele çizgisinde ısrar etmesi, bu mücadelenin İmamoğlu ve arkadaşlarıyla sınırlı kalmayan bir mücadele olarak ilerletilmesidir.

“Ahtapot suç örgütü” tarifi böyle bir mücadelenin önemine daha açıkça dikkat çekmiştir.

ABONE OL

İhsan Çaralan

Yeni ‘terör örgütü’ ‘ahtapot suç örgütü’ mü olacak?
0:00 0:00
1.00x
0:00 / 0:00
1.00x

Evrensel'i Takip Et