22 Mayıs 2025 00:15

Bahçeli'nin ‘Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu’ teklifi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'de sandalye sahibi 16 partinin temsilcilerini içeren ve 100 kişiden oluşan bir ‘Yeni Yüzyılın Terörsüz Türkiye Stratejisi: Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu’ kurulmasını önerdi. Bu açıklamanın yapıldığı gün DEM Parti'nin İmralı Heyeti, Abdullah Öcalan'la PKK’nin fesih kararı sonrasındaki ilk görüşmeyi gerçekleştirdi. Görüşme sonrasında Öcalan'ın "Kardeşlik hukuku üzerinde bir yeni sözleşmeye ihtiyaç var" açıklaması DEM Parti tarafından paylaşıldı.

Birkaç gün sonra İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan, Bahçeli’nin çağrısını desteklediklerini ifade etti: “Elbette sayılar, yöntem tartışılabilir. Ama her siyasi partinin birer üye vermesi, komisyonun alt komisyonlarla desteklenmesi ve esas komisyonun başkanının Meclis Başkanı olması yönündeki fikirlerine tamamıyla katılıyoruz.”

Hapisteki İBB Başkanı İmamoğlu, Bahçeli'nin çağrısından kısa bir süre önce yaptığı X paylaşımında sürecin şeffaf bir biçimde ve TBMM üzerinden yürütülmesi çağrısı yapmıştı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEM Parti’nin salı günü kendisine yaptığı ziyaret sonrasında; “biz komisyon fikrinin sahibiyiz, savunucusuyuz” dedi. Çağrıya TBMM Başkanı Kurtulmuş olumlu yaklaştıysa da AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Zafer Sarıkaya, "sadece silahları bırakmış olmanın yeterli olmadığı, silahların teslim edilmiş olmasının gerektiğini” ifade ederek erken olduğunu belirtti.

***

Başlangıç düzeyindeki Siyaset Bilimi kitaplarında parlamento; yurttaşların oylarıyla seçilen temsilcilerinden oluşan, yasaların yapıldığı, devlet bütçesinin çıkarıldığı ve ‘yürütme’ erkini denetleyen bir kurum olarak tanımlanıyor. Parlamento kavramı konuşulan/danışılan yer kelimesinden türemiş. İdeal tanımına göre memleket meseleleri, halkın belli bir süre için seçerek görevlendirdiği vekilleri tarafından meclise getiriliyor, üzerinde tartışılarak çözüm aranıyor ve yasa yapılarak çözüme kavuşturuluyor.

Özellikle ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilen 2017 referandumundan bu yana TBMM yukardaki tanımdan hayli uzaklaşmış durumda. ‘Resmi Gazete’ye bakıldığında, ‘yürütme’nin ‘yargı’ ve ‘yasama’ üzerinde fiili bir vesayet kurduğu, kanun hükmünde kararnameler ve torba yasalarla, ‘parlamento’nun işlevsiz bırakıldığı gözleniyor. ‘Kuvvetler ayrılığı’ güvencesinden yoksun, yasaların rejimin ihtiyacına göre yapıldığı, denetleme mekanizmalarının muhalefet için seferber edildiği bir ortamda, parlamento bir simgesel gösteri alanına dönüşmüş durumda.

Meclis ancak önünde yapılan protestolarla, çatısı altında yapılan basın açıklamalarıyla, muhalefetin yasa önerilerinin çoğunluk tarafından ısrarla reddedilişiyle ve lokantasının ucuzluğuyla haber olabiliyor. Hal böyleyken Bahçeli’nin komisyon önerisi sonrasında ilk akla gelen, TBMM’nin işlevsizliği ve tartışmalı saygınlığı oluyor.

Öte yandan Bahçeli tarafından çizilen yol haritası, 2024 Ekim’inden bu yana ülke siyasal hayatına büyük katkısı olan ‘gençler’in temsiline kapısını kapatan, bir sonraki seçimde ortada kalmayacağı herkesçe bilinen partilere misyon yükleyen, parlamentoda temsil edilmediği halde kamuoyu yoklamalarında istikrarlı bir biçimde listeye giren partilere sırtını dönen içeriğiyle endişe yaratıyor.

Bahçeli’nin çalışma sürecini tanımlarken vurguladığı ayrıntılar, şeffaf olmayan bir siyasal iklimde, “bir Anayasa Komisyonunun ön hazırlığı mı yapılıyor?​” sorusunu akla getiriyor.

***

Bu köşede Kolombiya barış sürecinin öğretici detaylarını aktarmıştık: Kısa ve gerçekçi bir gündeme sadık kalınması, “Her şey üzerinde anlaşmaya varılana kadar hiçbir şey üzerinde anlaşmaya varılamaz” ilkesine uyulması, sürekliliği sağlamak için müzakere toplantılarının sık aralıklarla yapılması, görüşmelere sivil toplumun dâhil edilmesi, mağdurların müzakere masasına doğrudan katılımının sağlanması, barış sürecinde toplumsal cinsiyet eşitliğine özen gösterilmesi, geniş ve temsil kapasitesi yüksek delegasyonlar oluşturulması, güven arttırıcı tedbirler alınması sonrasında Kolombiya’da sonuç alınabilmişti. TBMM’nin rolünün bu ve benzeri deneyimler ışığında, çoğul ve eşit söylemler üzerinden tanımlanması bir zorunluluk.

Süreç ile ilgili paylaşılan bilginin son derece yetersiz kaldığı bu kesitte, gerçekten olumlu ve kalıcı bir sonuç hedefleniyorsa, hukuksuz tutuklamalara son verilmesi, Meclis içi mekanizmaların bürokratik gösteri yapmanın çekiciliğine kapılmadan kurulması, Meclis’teki koltuk dağılımının güncel seçmen eğilimini yansıtmadığının unutulmaması, başta gençler olmak üzere halkların iradesinin sürece yansımasını sağlayacak katılım mekanizmalarının kurulması ve düzenli bilgilendirmeye önem verilmesi gerekiyor. 

ABONE OL

Yücel Demirer

Bahçeli'nin ‘Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu’ teklifi
0:00 0:00
1.00x
0:00 / 0:00
1.00x

Evrensel'i Takip Et