18 Mayıs 2025 00:10

Trump’ın Ortadoğu turu, Avrupa’ya düşenler ve içerideki şiddet

Trump, Körfez’in saraylarında hem ülkeler arası hem kendi ailesi için şaşaalı anlaşmalar imzalayıp bölgede ve Ukrayna’da barış, İran ile tekrar anlaşma ve Suriye’ye yaptırımların kaldırılması sözlerini verdi. Ortadoğu turu sırasında imzaladığı anlaşmalar, verdiği sözler ve Körfez ülkelerine yağdırdığı iltifatlar yanında hemen her konuşmasında Avrupa’yı suçlayan, dışlayan, aşağılayıcı göndermeleri ve alayları da dikkat çekti. Peki bu alayları Avrupa hak ediyor mu? Evet.

Cuma günü Tiran’da Avrupa Siyasi Topluluğu zirvesinden çok sembolik bir fotoğraf geldi. Alman ve İtalyan faşist işgalcilere ve iş birlikçilerine karşı mücadelenin tarihsel simgelerinden Arnavutluk’un Bugünkü Başbakanı Edi Rama, İtalya’nın faşist Başbakanı Meloni’nin önünde diz çöktü, onu kırmızı halıda karşıladı. Dışarıda askeri varlığı azaltma, barış ve zenginlik vadeden Trump, içeride ise yoksulluk ve siyah ve göçmen emekçilere karşı şiddeti artırıp, 2026 bütçesinin yüzde 75’ini asker ve polise kaynak olarak teklif etti.

1939’da önce İtalyan faşizmi, ardından da 1943’te Alman Nazizmi tarafından işgal edilen Arnavutluk, Enver Hoca önderliğinde önce bu işgalleri geri püskürtmüş ardından da monarşiden halk cumhuriyetine ve sosyalist inşaya geçmişti. Yakın tarihe kadar faşizme ve emperyalizme karşı direnişin simge ülkesi olmaktan Meloni önünde diz çökmeye varan bu süreç, Avrupa’nın acizliğinin, alakasızlığının da bir simgesi. Almanya, İtalya dahil bu ülkelerin bağımsızlığından çok da bahsedemeyiz. Bu ülkelerde ABD’nin tamamen kontrolünde olan askeri üsler ve bu üslerde yine ABD’nin atom bombaları var. Bugün ABD Çin, Rusya, ya da İran ile savaşa girse bu ülkeler de ABD çıkarları doğrultusunda savaşa sürüklenir. Dolayısıyla Ukrayna’dan Ortadoğu’ya tüm yakıcı konularda Washington nasıl, ne kadar isterse o kadar dahil bu süreçlere Avrupa.

Hemen her adımında Çin’i hedef alan ve ABD sermayesinin hakimiyetini korumaya ve arttırmaya yönelik adımlar atan Washington son günlerde Ukrayna ile madenlerin talanı konusunda anlaştı; gümrük vergileri ile ilgili toplamda 30 değişikliğe gitti; Ukrayna’yı Rusya ile direkt müzakerelere zorladı; Riyad ve Abu Dabi’de milyarlarca dolarlık anlaşmalar imzaladı ve İran’la tekrar nükleer anlaşmalar imzalanacağının sinyalini verdi. Trump bütün bunların ortasında çarşamba günü Katar’da ABD’nin Ortadoğu’daki en büyük askeri üssünden yaptığı konuşmada Avrupalı müttefik devletlerin özellikle de Fransa’nın faşizme karşı kazanılan zaferin 80’inci yılını kutlamasıyla dalga geçiyordu: “Size sadece küçük bir hikaye anlatacağım, bir hafta önce, 8 Mayıs’ta ismi lazım değil bir ülkeyi aradım [Fransa] ve bana ‘Oh, bugün II. Dünya Savaşı’nın zaferini kutluyoruz, efendim” dediler. “[alaycı bir ünlemle] Ah gerçekten mi?.. Herkes kutluyor… Savaşı kazanmak için Fransa’dan biraz daha fazlasını yaptığımızı düşünüyorum… Hitler Eyfel Kulesi’nde konuşma yaptığında bu pek de ideal değildi.”

Trump Körfez’in iş birlikçi, gerici saraylarında barış ve zenginlik sözleri verirken İsrail Filistin’i bombalamaya devam ediyor. İçeride ise artan yoksulluk ve göçmenlere ve siyahlara karşı şiddet ortamında Trump yönetimi, 2026 bütçesinin yüzde 75’ini asker ve polise ayırma planları yapıyor. 3 Mayıs gecesi göçmen emekçileri hedef alan polis yaklaşık 100 belgesiz göçmeni gözaltına alıp sınır dışı süreçlerini başlattı. 8 Mayıs’ta Chattanooga, Tennessee’de çoğunluğu beyazlardan oluşan jüri, siyahi bir vatandaşı rutin trafik kontrolü sırasında döve döve öldüren beş polisi suçsuz buldu. Yüksek yoksulluk oranıyla bilinen Chattanooga şehrinde 2024 yılında bütçenin neredeyse üçte biri polise ayrılmıştı. Trump’ın 2026 bütçesi de Beyaz Saray’daki özette kullanılan ifadeyle savunma ve sınır güvenliği için “Eşi benzeri görülmemiş” artış getirirken geri kalan her şeyde kısıntıya gidiyor.

ABONE OL

Aras Coşkuntuncel

Trump’ın Ortadoğu turu, Avrupa’ya düşenler ve içerideki şiddet
0:00 0:00
1.00x
0:00 / 0:00
1.00x

Evrensel'i Takip Et