16 Mayıs 2025 00:09

Ukrayna savaşında İstanbul virajı

Dünyanın içinden geçtiği paylaşım mücadelesinde Suriye önemli bir duraktı. Batılı emperyalist devletlerle Rusya arasında vekiller üzerinden süren savaş yaklaşık 13 yıl sürdü. 8 Aralık 2024 öncesinde durum tam “pat” olarak tanımlanmaya başlanırken Suriye’de rejim devrildi, Esad Rusya’ya kaçtı. Böylece kilit Batı yönüne açıldı. Bunun zirvesi, ABD Başkanı Donald Trump’ın, yakalanması için başına 10 milyon dolar ödül konulan Suriye’nin Geçici Devlet Başkanı Colani (Ahmet Şara) ile üç gün önce Riyad’ya bir araya gelmesi oldu.

Suriye’de açılan kilidin bölge açısından pek çok değişikliğe yol açtığına hep birlikte tanık oluyoruz. Şimdi sırada Ukrayna savaşındaki “pat”a, kilidin Rusya’dan yana açılmasına gelmiş görünüyor. Trump’ın seçimlerden önce verdiği en önemli vaatlerden biri olan Ukrayna savaşının bitirilmesi konusunda başlatılan görüşmelerin, belli bir olgunluğa ulaştığı söylenebilir.

İstanbul’da Rus ve Ukrayna taraflarının doğrudan bir araya gelmesi girişimi bunun önemli göstergelerinden birisiydi. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin, Rusya Lideri Putin’i İstanbul’a davet etmesi kapalı kapılar arkasında üzerinde kısmen anlaşmaya varılan anlaşmanın ayrıntılarını konuşmaya hazır olduğu anlamına geliyor. Ortadoğu turunda olan Trump’ın da yardımcı olmak için yönünü İstanbul’a çevirebileceğini söylemesi, ayrıntılardaki anlaşmazlıkların giderilmesinin mümkün olduğuna dair bir mesaj.

Putin daveti geri çevirerek ayrıntılar üzerindeki pazarlığın netleşmesini bekliyor. Ukrayna kilidinin Rusya’dan yana açılması demek, Ukrayna’nın NATO üyesi olmaması ve 2014’ten bu yana elde ettiği Ukrayna topraklarının bir bölümüne sahip olması anlamına geliyor. NATO’ya üyelik meselesinin şimdilik gündemde olmadığı söylenebilir. Asıl tartışmanın toprak üzerinden olacağı anlaşılıyor. Bu, mart 2022’de üzerinde anlaşmaya varılan ve Batı’nın müdahalesiyle son anda imzalanmayan İstanbul Protokolü’nde görüşülebilecek bir konu olarak zamana bırakılmıştı. Rusya’nın ele geçirdiği toprakların bir kısmından geri çekilmeyi kabul etmesi durumunda İstanbul virajından barışa giden düz yol görünebilir. Böylece dün İstanbul’a gelmeyen liderler yakında imza töreni için gelebilirler.

Mart 2022’de İstanbul Protokolü’nün imzalanmasına karşı çıkan Batılı emperyalist devletlerin Rusya ile ABD arasında Ukrayna üzerinden süren diplomasi trafiğinden başı dönmüş durumda. Geçen hafta sonu gece treniyle Kiev’e giden Almanya Başbakanı Merz, İngiltere Başbakanı Starmer, Polonya Başbakanı Tusk ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Zelenskiy’ye tam desteği yinelediler.

Müzakere masanın dışında kalan Avrupa ülkelerinin İstanbul buluşmasından memnun oldukları söylenemez. İstanbul’da bir uzlaşmasın çıkması durumunda da Ukrayna’yı Rusya’ya karşı kışkırtmaya devam edecekler. Seçimlerden önce Ukrayna’da Taurus füzeleri vereceğini her defasında tekrarlayan Merz, şu günlerde konuyu pek gündeme getirmese de plandan vazgeçmiş değil. Barış görüşmelerinin sürdüğü bir dönemde Almanya’nın Ukrayna’ya Taurusları vermesi tam anlamıyla bir provokasyon olacaktır. Ki, Merz, Trump’ın başlattığı bir girişimi sabote edecek güçte değil.

Buna rağmen, başta Almanya olmak üzere Avrupalı emperyalist devletlerin askeri harcamaları rekor düzeyde artırmayı, içerideki emekçilere anlatabilmesi için “büyük bir düşmana” ihtiyaçları var. Bu düşman, uzun bir süre daha Rusya kalmaya devam edecek. Bu nedenle, Rusya’ya yönelik yaptırımlara yenileri eklendi.

Ukrayna savaşının “İstanbul virajı”ndan geçip hedefe varması durumunda Erdoğan’ın da bundan ekonomik ve siyasi fayda sağlayacağı sır değil. Aslında savaş başladığından bu yana faydalanıyor. NATO ülkeleri Rusya’ya yaptırım kararları aldığı halde Türkiye bunlara uymadı. Rusya’dan doğal gaz almaya devam etti, Ruslar Akkuyu’da nükleer santral yapmayı sürdürdü. Frankfurter Allgemeine Zeitung’a göre, bu süreçte İstanbul Havaalanı, Rusya’ya uçuşlar için adeta merkez haline geldi.

Aynı Türkiye savaşın diğer tarafı Ukrayna’ya insansız hava araçları sattı ve bunlar önemli bir rol oynadı. Bununla da kalmayarak Ukrayna donanmasına savaş gemileri üretti, Rus savaş gemilerinin boğazlardan geçişini durdurdu. Yine, Ukrayna tahılının dünyaya pazarlanması için ara buluculuk yaptı.

Denilebilir ki; Türkiye her iki tarafla da iyi geçinerek savaştan kazanan nadir ülkelerden birisi oldu. Burada Türkiye’nin izlediği “başarılı dış politika”dan çok savaşan tarafların Türkiye’den vazgeçememesi belirleyici oldu. Savaşın seyri, konum, zorunluluklar ve çıkarlar onların da Türkiye’ye karşı ikili bir siyaset izlemesine yol açtı.

Ama bu savaşın asıl kazananı Türkiye değil, Batılı emperyalist ülkeler ve onların silah ve enerji tekelleri. Savaşla hedeflerinin önemli bir kısmına ulaştılar. Ölen yüz binlerce Ukraynalı ve Rus sivil ve askerin asıl sorumluları onlardır. Zira üç yıl önce İstanbul Protokolü’nün imzalanmasına karşı çıkmasalardı, bu kadar can ve mal kaybı yaşanmazdı. Ama emperyalizm tam da böyle bir sistem.

ABONE OL

Yücel Özdemir

Ukrayna savaşında İstanbul virajı
0:00 0:00
1.00x
0:00 / 0:00
1.00x

Evrensel'i Takip Et