01 Haziran 2023 04:33

Bizi ne bekliyor?

sandık

Fotoğraf: AA

Paylaş

Tek adam yönetiminin egemenliği altında başından sonuna adaletsiz ve antidemokratik koşullar altında yapılan bir seçim süreci daha tamamlandı. Seçim sonuçlarının netleşmeye başlamasıyla birlikte, ortaya çıkan sonuçların ülkenin ve halkın geleceği üzerinde ne tür etkileri olacağı çeşitli boyutlarıyla tartışılıyor.

Milyonlarca insan içinde bulundukları ağır maddi koşullar ve yaşadıkları sorunları geri plana iterek, yoğun şekilde maruz kaldıkları yalan propaganda üzerinden yaratılan kutuplaşma ve kamplaşmanın da etkisiyle oy tercihinde bulundu. Olağan koşullarda AKP gibi bir parti ve Erdoğan gibi otoriter bir lider ile yollarının kesişmesi mümkün olmayan çoğu yoksul milyonlarca insanın bir kez daha Erdoğan’ı tercih etmesi hemen herkesi şaşırttı.

Erdoğan yıllardır kullandığı ayrıştırıcı ve dışlayıcı nefret söylemini seçim propagandasının merkezine koydu. Kendisinden farklı düşünen ve yaşayan herkesi ahlaksız, vatan haini, terörist, dinsiz, kitapsız olarak suçladı. Milyonlarca insan kendilerinden farklı düşünen, farklı yaşayan ve farklı partilere oy veren insanların gerçekten onlara söylendiği gibi (terörist) olduklarını düşünerek hareket etti.

Seçimin ilk turu öncesinde olduğu gibi, ikinci turunda da devletin tüm gücüyle, bütün kurumlarıyla Erdoğan’ı desteklemesine rağmen toplumun yarısı tek adam rejimine onay vermedi. İkinci turda Erdoğan sandıktan sayısal üstünlükle çıkmış olsa da ortaya çıkan sonuç önceki seçimlerden farklı olarak mutlak siyasi bir zafer olarak değerlendirilmiyor.

Erdoğan ve iktidar ortaklarına verilen her oy ülke yönetiminde bugüne kadar yaptıklarına ve politikalarına onay vermek olarak görülemez. Ekonomik krizden daha fazla etkilenen büyükşehirler başta olmak üzere, ülke genelinde oyların dağılımı ve değişim eğilimine baktığımızda önümüzdeki dönem her açıdan zor olacak.

Erdoğan’ın seçimi kazanmasıyla milyonlarca insanın günlük hayatında olumlu anlamda bir değişiklik olacağını iktidar destekçileri dahil hiç kimse beklemiyor. Seçim öncesinde defalarca vurgulandığı gibi zaten oldukça kötü olan ülke ekonomisinin, yakın gelecekte çok daha da kötü hale gelmesi kaçınılmaz görünüyor.

Seçimde Erdoğan’ı destekleyenler başta olmak üzere, milyonlarca insan açısından yaşam koşularının çok da uzun olmayan bir süre içinde belirgin şekilde kötüleşeceğini tahmin etmek zor değil. Önümüzdeki dönemde enflasyonda ve döviz kurlarında yıl sonuna kadar hızlı bir yükseliş beklenirken, hayat pahalılığı ve yoksulluğun artması, reel ücretlerdeki ve satın alım gücündeki azalmanın devam etmesi bekleniyor.

Tek adam rejimi, son birkaç yıldır yaşanan ağır ekonomik kriz koşullarına rağmen en azından şimdilik devletin tüm aygıtları üzerinden kurumsallaşmış ve büyük ölçüde egemen hale gelmiş durumda. İktidarın politika ve uygulamaları üzerinden ürettiği korku iklimi kitlelerin itaat eğilimini güçlendirmiş gibi görünüyor olsa da bunun büyük bir yanılsama olduğunu söylemek için henüz erken.

Ekonomiden iç ve dış politikaya kadar bütün alanlarda bugüne kadar yaptıklarını önümüzdeki dönemde yapacaklarının işareti olarak değerlendirirsek, iktidarda kalma uğruna ülkeyi her açıdan ciddi tehlike ve tehditlerle karşı karşıya bırakanların, kendi elleriyle yarattıkları olağanüstü koşullarda ülkeyi nasıl ve ne kadar yönetebileceğini hep birlikte göreceğiz.

Önümüzdeki dönemde etkisini daha belirgin olarak hissettirecek olan ekonomik sorunlarla birlikte, seçim sonuçlarının ortaya çıkardığı siyasi bölünmüşlüğe rağmen toplumdaki değişim ihtiyacının ülke çapında gerçek anlamda örgütlü bir güce dönüştürülüp dönüştürülmeyeceği belirleyici olacak.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa