23 Mart 2023 04:47

Depremin ekonomiye etkisi

Antakya'dan göç eden bir depremzede

Fotoğraf: Elif Görgü/Evrensel

Paylaş

Türkiye ekonomisinde bölgelere göre büyük farklar gösteren çarpık büyüme ve ranta dayalı sistemin işleyiş mekanizması deprem felaketleri sonrasında kendini net bir şekilde gösterdi. Ülke ekonomisinde uzun süredir etkili olan inşaat merkezli ve ranta dayalı bölüşüm anlayışı nedeniyle resmi rakamlara göre 50 bini aşkın insan hayatını kaybetti.

Deprem sonrasında yaşanan en temel konulardan birisi barınma sorununun büyümesi, yaşanan iç göç sonrasında konut ve kira fiyatlarında yaşanan anormal artışlar, depremin yarattığı yıkımın sadece fiziki olmadığını, ülke olarak ciddi bir toplumsal yıkımla da karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.

Depremde yaşanan can kayıplarının, çok sayıda şehrin altyapısı ile birlikte yerle bir olmasının ülke ekonomisi üzerinde uzun vadeli etkileri olması beklenen yıkıcı sonuçları olacak. Deprem nedeniyle yaşanan insani kayıplar elbette hiçbir maddi kaynak ile karşılaştırılamaz. Ancak sadece deprem bölgesini değil, ülke nüfusunun tümünü etkilemesi kaçınılmaz olan ekonomik enkaz, ülke ekonomisinin gelecek birkaç yılının öncelikli ve merkezi sorunu olacak gibi görünüyor.

Depremden doğrudan etkilenen bölgenin milli gelir içindeki payının yaklaşık yüzde 10 olduğu biliniyor. Tarım ürünleri açısından bakıldığında ise bu oran yüzde 15’i buluyor. Deprem bölgesinde ekonomik faaliyetler tarım ve hayvancılık başta olmak üzere, tekstil, demir çelik ve enerji olmak üzere sanayi üretimi ağırlıklı sektörlerden oluşuyor.

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının “deprem sonrası değerlendirme raporu”nda depremden etkilenen 11 ilde yarım milyondan fazla konutun yıkıldığı ya da maddi hasara uğradığı tespiti yapılmış. Deprem bölgesinde ülke nüfusunun yüzde 16’sını oluşturan 14 milyon yurttaşın yanı sıra 1 milyon 700 bin göçmen nüfus yaşıyordu. Deprem sonrasında 3 milyonu aşkın kişinin bölgeden göç ettiği tahmin ediliyor.

2 milyon işçi istihdam edilen bölgede çalışanların büyük kısmı ya enkazda kaldı ya da göç etti. Tıpkı salgın döneminde olduğu gibi, deprem bölgesindeki binlerce işçi “işten çıkarma yasağı” (fesih yasağı) düzenlemesine rağmen patronların insafına bırakıldı. Kararnameyle OHAL bölgesinde, salgın döneminde olduğu gibi İş Kanunu’ndaki “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymamak”, “İş yerinin kapanması” gibi sebepler dışında işten çıkarma yasaklandı. Patronlar fesih yasağı ile ilgili kapsam dışındaki maddeleri gerekçe göstererek işçileri tazminatlarını bile ödemeden işten çıkarmaya devam ediyorlar.

11 ili kapsayan bölgede istihdamda toplam 3.9 milyon kişi bulunmasına rağmen bu sayının 2.3 milyonu kayıtlı iş gücünü oluşturuyor. 1.5 milyondan fazla kayıt dışı iş gücü olduğu dikkate alındığında bölge genelinde kayıt dışı istihdam oranı yüzde 39 ile ülke ortalamasının (yüzde 29) on puan üzerinde. Deprem bölgesinden gelen haberler iş kanununun fiilen askıda olduğunu ve binlerce işçiyi mağdur eden uygulamaların artarak devam ettiğini gösteriyor.

Ülke tarihinin en ağır kayıplarının verildiği deprem felaketinin ülke ekonomisi üzerinde yaratacağı etkinin boyutları henüz tam anlamıyla ölçülebilmiş değil. Deprem felaketinin ekonomik maliyetinin 50 milyar ila 150 milyar dolar arasında olacağı yönünde tahminler var. Son olarak Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı depremlerin ekonomiye maliyetinin 103.6 milyar dolar (2 trilyon TL) olduğunu açıkladı. Telaffuz edilen rakamların büyüklüğü depremin ülke ekonomisine etkisinin tahmin edilen rakamların ötesinde olacağını gösteriyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...