10 Mart 2023 04:20

Salgında, afette kaç kişi öldü? Dolandırıcılar çağında dolayımsız ölüm ve resmi sayılar

Kovid-19 cenazesi

Fotoğraf: Cihan Aksu

Paylaş

Hangi resmi informasyon, hangi resmi istatistik öleni geri getirebilir?

Umarım bu sene kendi akılsızlığımız yüzünden afete dönüştürdüğümüz depremlere bir de iklim krizi eklenmez. 1886-1887 yıllarında kuraklığın Sivas ellerini ağır bir şekilde etkilemesi üzerine Şarkışlalı Aşık Serdari’nin “Kuraklık Destanı”nı yazdığı ifade edilmektedir:

“Nesini söyleyim canım efendim/ Gayrı düzen tutmaz telimiz bizim/ Arzıhal eylesem deftere sığmaz/ Omuzdan kesilmiş kolumuz bizim // Sefil ireçberin yüzü soğuktur/ Yıl perhizi tutmuş içi kovuktur/ İneği davarı iki tavuktur/ Bundan gayrı yoktur malımız bizim.”

Hayatın en içlerinden fakirin/köylünün yaşanmışlıklarından süzülüp gelen, Serdari gibi aşıkların şiir ve türkülerinde somutlaşan yaşamın doğrudan duyguya dile vurulmuş halleri üzerine her söz bunları dolayıma sokmakta ve o muhtevasından daha eksik veya daha kaba kalmasına yol açmaktadır; dolayımsız yaşamın dolayımsız dillendirilmesinin dolayımsız dinlenmesi ve söylenmesinden daha yüksek bir görü veya daha açık bir anlayışı bulunmuyor maalesef. Ancak türküler türkü gibi dinlendiğinde, türküye eşlik edildiğinde, türkü türkü gibi söylendiğinde türküyü en dolayımsız şekilde yeniden yaşıyor ve anlıyoruz. Şiirin türkünün destanın anlaşılması aynı ancak yine aynı muhtevada aynı yol yöntemle olmalıdır, türküler şiirler dinlenmeli, hissedilmeli ve yaşayarak söylenmelidir. Şimdi benim de burada yaptığım gibi, nazım olanı nesre döktüğümüzde başka bir hale koymuş oluyoruz.

Salgınlar depremler yaşanıyor, depremleri en iyi o yaşanmışlıklar, o yüz çizgileri, o doğrudan dile gelen sözler ifade ediyor.

KAYIP SAYILARI: İNSANIN KURNAZLIĞINDA/DOLAYIMINDA İLERLEYEN GERİLEME

Dürtü-bilgi, bilgi-anlayış, akıl-hesap, tartı-amaç, istem-vicdan birbiriyle tümden örtüşse, örtüştürülebilse her birindeki ilerleme bir diğerinde de ilerleme halini alacak. Bunların tümü hepimizde birden benzer düzeyde geliştirilebilmiş olsa daha adil ve eşit işleyebilecek. Ama burada çifte paradoks bulunuyor: Bunlar hem birbiriyle tümden örtüşmüyor hem de herkeste eşit düzeyde geliştirilmiyor.

2020’de pandemi (kovid-19 salgını) yaşandı. Zaman zaman yoğun bakımlar hastaya yetişemedi. 2020’de salgından 22 bin 136 kişinin, 2021’de 65 bin 198 kişinin öldüğü Sağlık Bakanlığınca açıklandı. Resmi ölüm istatistikleri de uzun süre paylaşılmadı. Kovid-19 toplam iki yıllık ölümleri 87 bin 334 bin insan olarak açıklanırken kaba ölüm hızı hesaplandığında yaklaşık 200 bin kişilik bir sayı ortaya çıkıyor. Dahası tablolar daha detaylı incelenirse 2019 referans yılına göre 600 binleri bulacak bir kayıp (gri) nüfus ortaya çıkıyor.

 20182019202020212022
Nüfus82.003.88283.154.99783.614.36284.680.27385.279.553
Nüfus artış sayısı1.193.3571.151.115459.3651.065.911599.280
Yabancı1.211.0341.531.1801.333.4101.792.0361.823.836
Ölüm426.449435.941507.938565.594 
Doğum1.255.2581.188.5241.115.8211.079.842 
Yurttaşlık72.27578.38649.25293.037 
Yurt dışına göç 330.289 (TC Yurttaşı 84.863)   
2019'a göre kıyaslanırsa gri (kayıp) nüfus  421.277*237.378* 

*Eğer yurt dışına çıkanlar gelenlerden bu kadar daha fazla değilse, bunlar kayıp nüfus hanesindedir.

Ne kadar çok yurttaşlık verilen varsa, bu da ölüm sayılarını düşürücü bir hesaba yol açmaktadır.

Bu tablolar dikkatle bakılırsa, bunlara yurt dışından gelen ve göç edenlerin farkları, yurttaşlık verilenlerin sayısı da açıklanırsa/eklenirse, nüfus büyümesi ile birlikte aradaki ölüm farkı çok daha iyi anlaşılacaktır. Mevcut verilerden hareket edilirse sonuçta tabloda 2020 yılı için 421.277, 2021 yılı için 237.378 kaynağı belirsiz nüfus azalması (nüfus kaybı) bulunmaktadır.

Şimdi de depremde 46-47 bin civarında bir resmi kayıp ifade ediliyor. Yaşananlarla resmi ölüm sayıları birbirini hiç tutmuyor.

‘POST TRUTH (GERÇEKLİK ÖTESİ)’ ÇAĞI MI, DOLANDIRICILAR ÇAĞI MI?

“Post truth (hakikat ötesi)” gerçekliğe karşılık gelmiyor ama zekanın, aklın, informasyonun, araçsal aklın bugünkü haliyle ilişkili bulunuyor. Hakikatin olmadığı veya hakikat ötesine geçildiğini ileri süren insanlar dahası “posthumanizme, trahshümanizme, insanlık dışılığa da varıyor, yani ne doğanın ne insanın bir öneminin ve anlamının bulunmadığı gibi bir uzantılı, dolayımlı çıkarıma daha varmak durumunda kalıyor. Gerçek ölümle resmi ölüm sayıları tutmuyor. Bu bir post truth (gerçeklik ötesi) çağı değil aksine dolandırıcılar çağı. Her kim ki hakikatin olmadığını söylüyor cahilliği bir yana dolandırıcıların ekmeğine yağ sürüyor, bunların bir kısmı bizzat dolandırıcılıktan mı pay alıyor, o da ayrıca irdelenmesi gerekiyor (bu terimleri eleştirel anlamda kullananlar ile dolandırıcılığa alet olanları karıştırmamak gerekiyor).

Resmi ölüm sayıları açık olmasa da ne kadar çok ölüm olduğunu en iyi salgını afeti yaşayanlar biliyor.

AŞIK DA AFETZEDE DE DEPREME DEĞİL YALANCILARA, ÇIKARCILARA ÖFKELİ

Baumann Holocaust’un en dayanılmaz, en insanlık dışı yanının katliamdan öte her öldürülenin insanlıktan çıkarılarak (aşağılanarak) öldürülmesi olduğunu ifade ediyordu.  Serdari de afetzedeler de kuraklığa veya depreme kızmıyorlar, insanlıktan çıkmış, bir ölümü bile gizlemekten medet uman yalancılara, dolandırıcılara, çıkarcılara kızıyorlar:

“Benim bu gidişe aklım ermiyor/ Fukara halini kimse sormuyor/ Padişah sikkesi selam vermiyor/ Kefensiz kalacak ölümüz bizim // Zenginin yediği baklava börek/ Kahvaltıya eder keteli çörek/ Fukaraya sordum size ne gerek/ Döğülcek çorbası balımız bizim,”

Çaresi dolayımsızlıktadır, hakikattededir; bilgi- bilim-hesap-tartı-vicdanların ve binaların hakikate uygun inşa edilmesindedir: “Serdari halimiz böyle n'olacak/ Kısa çöp uzundan hakkın alacak/ Mamurlar yıkılıp viran olacak/ Akibet dağılır ilimiz bizim.”

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...