22 Eylül 2022 01:32

Hem sonuç hem de keyif almak için

İstanbul-Beşiktaş maçı

Fotoğraf:AA

Paylaş

İnsan merak ediyor, yüksek ücretler verilerek sözleşme imzalanan yabancı teknik direktörler idmanlarda takıma neler çalıştırıyor diye. Zira maçları izlerken, yine aynı şekilde büyük ücretler karşılığında takıma dahil edilen oyuncuların, oyunun temel ilkelerinden hiç haberleri yokmuşçasına yaptığı ve takımlarına tam anlamıyla “Pahalıya mal olan” pek çok hataya tanıklık ediyoruz.

Teknik direktörler belli ki, altyapıda öğrenilmesi gereken temel ilkelerin oyuncular tarafından bilindiğini farz ediyor ve çalışmalarını bu ön kabule göre düzenliyor. Lakin maçlarda yapılan hatalar, oyuncuların altyapıda öğrenilmesi gereken temel ilkelerden habersiz olduğunu ya da yolun başında öğrendiklerini zamanla unuttuklarını gösteriyor. Bu durumda da, temel ilkelerin öğretilmesi çalışmalarını sürekli olarak tekrarlamak gerekiyor. Ta ki oyuncular artık bu ilkeleri özümseyip sahada otomatik bir davranış biçimi haline getirene kadar…

Adı üstünde, temel ilkeler. Bu ilkeler bilinmeden ve uygulanmadan oyunu doğru ve keyif alarak/vererek oynamak mümkün ol(a)maz…

Futbol, alan ve zaman üzerine kurulu bir oyun. Alanı ve zamanı en doğru, en verimli şekilde kullanan takımlar galibiyete daha yakındır. Bu ise, sahada oyuncuların doğru konum almasıyla, rakibe doğru yönden müdahale etmesi, topu doğru biçimde kullanmasıyla mümkündür. İşte bu doğrular sahaya ancak, oyunun temel ilkeleri aracılığıyla yansır.

Bütün sistemler, planlar, taktikler ve stratejiler, oyunun temel ilkeleri üzerine inşa edilir. Temel ilkeler sahada uygulanmadığında, sistemin, oyun planının, taktiğin, stratejinin hiçbir önemi kalmaz. O zaman da futbol adına ortaya -bizde olduğu gibi- ağırlıklı olarak, kargaşa içinde koşuşturmaca ve itiş kakıştan başka bir şey çıkmaz…

İstanbulspor-Beşiktaş maçının sonlarına doğru, İstanbulsporlu bir oyuncu orta sahadan Beşiktaş kalesine doğru top sürerken, Beşiktaş’ın Savunma Oyuncusu Welinton da topu süren rakibinin arkasından koşarak bu oyuncuyu yakalamaya çalışıyor. Welinton, rakibini ancak ceza sahasına yakın bir yerde yakalıyor ve arkadan faul yaparak durduruyor.

İstanbulspor da, maçın son dakikalarında yapılan bu faul sonucunda kazandığı serbest vuruşu gole çevirerek sahadan 1 puanla ayrılmayı başarıyor.

Bir savunma oyuncusunun, top süren rakibinin arkasından koşması büyük bir hata. Oyuncular asla yüzleri kendi kalelerine dönük biçimde savunma yapmamalılar. Bir oyuncu kendi kalesine doğru koşarak savunma yapamaz. En temel savunma ilkesi, her zaman vücudunu rakip ile kendi kalen arasına koyacak şekilde pozisyon almaktır. Bu pozisyonda yapılması gereken, Beşiktaş savunmasından bir oyuncunun topu süren İstanbulsporlu oyuncuyu karşılaması, Welinton’un da o arkadaşının kademesine girecek şekilde pozisyon almasıdır…

Welinton’un yaptığı temel ilkeler konusunda çok çarpıcı, çok bariz bir hata örneği. Ligimizdeki hemen her maçta buna benzer pek çok hata görülebiliyor.

Daha önce de vurguladığımız gibi sistem, taktik gibi teorik hazırlıklar, ancak oyunun temel ilkeleri oyuncularca uygulandığı zaman bir anlam taşır. Aksi takdirde, temel ilkeler bilinmiyor ya da bilindiği halde uygulamada ihmal ediliyorsa zaten hiçbir sistem, oyun planı, taktik işlemez.

Temel ilkeler, aynı zamanda oyunun estetik yüzüdür. Bu nedenle sadece sonuç almak için değil, oyunu hem oynayan, hem izleyen açısından büyük keyif ve zevk alıcı/verici hale getirdiği için de çok önemlidir…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...