Soner Yalçın antiemperyalizm payesi dağıtıcısı mı?

Nereden icap etti, neden boyundan büyük işlere kalkışıp EMEP’e ve bana antiemperyalizm dersi vermeye çalışıyor Soner Bey?

Kurgusu bol, ama amacı muğlak! Sosyalist olmadığı kesin. Sosyalist Kemalist olmaz. Peki, neden “Sosyalist Güç Birliği”nin yanında duruyor görüntüsüyle, “Güç Birliği”ndeki arkadaşların demediklerini diyerek suçlamalar yapıyor?

Önce bir genel doğru: İttifak politik farklılıkları olan güçler arasında yapılır, “Emek ve Özgürlük İttifakı” da öyledir, Millet İttifakı da.

Rivayeti farklı olsa da tek bir konuda hemfikiriz: Denizler antiemperyalist devrimcilerdir.

Ama S. Yalçın’ın kurmacasında olduğu gibi, HDP ya da daha genelleştirilirse Kürt Hareketi, Denizleri “Kemalist” diye küçümsemez. Tersine yolundan yürüdüklerini söyler. Jeffrey’den aktarmalar yapan neden bu “küçümseme”yi bir aktarmayla kanıtlamaz?

Amacı muğlak olsa bile bir şey net S. Yalçın’ın suçlama yazısında. Anlatması için bu yazıya gerek yoktu; çünkü bir kalın çizgi yazılarının ayırıcı özelliğidir: Kürt düşmanlığı!

Aktarmış ama benim ne söylediğimi anlamamış: “Sosyalist Güç Birliğin­den arkadaşlar her ne ka­dar ‘ikirciksiz laiklik’, ‘ikir­ciksiz antiemperyalizm’ türü vurgularla farklılık iddi­asında olsa da [“Sosyalist Güç Birliği” ile “Emek Ve Özgürlük” İttifakının] ‘ilkeleri’ ya da platformları, Kürt sorunu bir yana bırakıldı­ğında, neredeyse birbirinin aynısı…”

Başına “ikirciksiz” sıfatı koyuyorlar, ama antiemperyalizm ve laiklik iki ittifakın da ilkesi, sadece Kürt sorununda anlaşmazlık var diyorum ben. Zaten “tek adam” ve uluslararası ve yerli tekellerin zorbalığı karşısında birlik olunmalı, ama özel olarak, Kürt sorunu bir yana bırakılırsa ilkeler ve platformlar da birbirinin aynısı, o nedenle de ayrı durmak gereksiz - bunu söylüyorum. Ben laiklik konusunda farklılık yok diyorum, S. Yalçın “Ne yani, laiklik önemli değil mi?” diye soruyor. Ben antiemperyalizm konusunda farklılık yok diyorum, S. Yalçın yine soruyor: “Ne yani, antiemperyalizm önemli değil mi?” Ve ekliyor: “Zaten laiklik ve antiemperyalizm Kürt sorununa bakıştaki temel farklılık değil mi?”

Soner Bey, siz dahil, AKP’den İYİ Partiye, CHP’ye, Gelecek ve Deva’ya, tümü, haydi “düşmanı” demeyim, Kürt karşıtı. Ben de dostuyum. Kürt sorunu bir hak eşitsizliği sorunudur, ezilen ulus ve kurtuluşu sorunudur. Ve kurgularınız bir yana, Deniz’in ve THKO’nun tutumu da sizin değil, benim tutumum gibidir. Daha doğrusu, ben, son sözünde Marksizm-Leninizmin yanı sıra “Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi” diye haykırıp Türklerle Kürtlerin bağımsızlık mücadelesinin ortaklaştırılması çağrısı yapan Deniz gibi düşünüyorum. Herhalde, o kadar savunuyor göründüğünüz Deniz’e de “Emperyalizme övgü diziyordu” demeyeceksiniz!

Deniz de ben de, “emperyalizm işbirlikçisi feodaller” yaftasıyla suçlanan Şeyh Sait ve Seyit Rıza’ya ve Kürtlere yöneltilmiş zulmü onaylamadık, ideolojik tutumlarını beğenmesek de ulusal mücadelelerini savunduk.

Şimdi biz değil de, siz ve AKP’den İYİ Parti ve CHP’ye ülkenin yabancı sermayeye dayanarak kalkınacağını, NATO üyeliğini ve yerli ve yabancı tekellerin çıkarlarını savunanlar mı “antiemperyalist” oluyorsunuz?

“Kendini sosyalist bilen biri emperyalizme üstü örtülü nasıl övgü dizer”miş! Kim diziyor övgüyü emperyalizme, Deniz’le ben mi, yoksa emperyalizme bağımlılık düzeni içinde yuvarlanan sizler mi?

Jeffrey “Kürt devleti kurdurmak istiyor”muş ve “PKK’nin hedefi bir kez olsun ABD üsleri neden olmamış"mış? Madem laiksiniz neden Suriye’nin kuzeyinde bütün giderleri üstlenilerek kurulmaya çalışılan şeriatçı devletçiğe karşı çıkmadınız? Ve ABD üsleri sizin bir kez olsun hedefiniz oldu mu? Uluslararası tekellere ve egemenliklerine hiç karşı çıktınız mı?

“Emperyalizmi baş çelişki görmezsek böyle savruluş yaşar”mışız! Mızrağın sivri ucu iki düşmandan birine, bazen emperyalizme bazen de işbirlikçi yerli burjuva gericiliğine yöneltilir; ama bugüne kadar hiçbir aptal, Deniz’in ve benim Jeffreyler ya da emperyalistlerin başka uşaklarıyla ittifak kurduğumuzu iddia etmemiştir!

Evet, THKO’nun reddettiği geçmiş, sizin de öykündüğünüz, başta -Erdoğan’a yalakalık öncesi Perinçek’in pek yücelttiği- Ş. Hüsnü TKP’sinin temsil ettiği düzen eklentisi solculuktur!