11 Ağustos 2022 03:50

Göz yaşartan adalet duyarlılığı!

Sadece ayakları görünen bir futbolcu topu yere koyuyor.

Fotoğrof: Pixabay

Paylaş

Ligle birlikte adalet temalı atıp tutmalar da başladı…

Her maç sonrasında kulüp başkanları ve yöneticiler, ettikleri laflarla adalet aşkıyla nasıl yanıp tutuştuklarını gösteriyorlar. Bıkmadılar, bıkmıyorlar adalet vurgulu ipe sapa gelmez inciler döktürmekten! Bıkacak gibi de görünmüyorlar. Çünkü oyunun sonucunu hakemlerin belirleyebileceği gibi bir saçmalığa inanıyorlar…

Adalet kavramı, hakemler üzerinde baskı yaratmanın en kullanışlı aracı durumunda…

Mesela bir “büyük” takımın yöneticisi, ülkelerine olan sorumlulukları gereği adalet ve eşitlik için üzerlerine düşen her şeyi yapacaklarını söylüyor. Adalet deyince sadece hakem kararlarını anlıyor ve bütün çalışmalarını da ona göre düzenliyorlar elbette.

Kuracakları ve içlerinde uluslararası hakemlerin de yer alacağı pek çok komiteyle bütün hakem kararlarını bilimsel verilerle inceleyip bunları bir rapor halinde kamuoyuyla paylaşacaklarmış.

Bu arada hakemlerin ticari ilişkilerini de araştıracaklarmış. Her platformda, her masada her türlü şekilde olacaklarmış… Breh breh breh!.. Ne gözdağı ama. İnsan okurken bile ürperiyor!..

Kısacası bir dedektif gibi hakem hatalarının peşine düşeceklerini söylüyor. Göz yaşartıcı bir adalet duyarlılığı!..

Futbolun, içinde debelendiği pek çok ağır sorundan kurtulabilmesi için hakem kararlarının en ince ayrıntısına kadar incelenmesine ve hakemlerin adım adım izlenmesine ihtiyacı vardı zaten!..

 

İtalya’daki bir oyuncuyu transfer edebilmek için üç bakanı devreye sokarak ciddi bir krizi çözdüklerini söyleyip ardından adaletten bahsetmek pek hoş!.. Devlet, olanaklarını senin için seferber edince ortaya emsalsiz bir adalet tablosu çıkıyor!.. Yani adalet ve eşitlik ancak bu kadar damgasını vurabilirdi futbola!..

Ah devlet bir de, daha önce pek çok kez yaptığı gibi şu borçlara yine el atsa ve aflarla, yapılandırmalarla yeni “güzelliklere” kapı aralasa işte asıl o zaman gör sen adaleti!..

Bir başka “büyük” kulübün başkanı ise ilk haftadan hakem isyanına başladı. Oysa yeni federasyona övgüler yağdırıp duruyordu. Hatta hızını alamayıp federasyonun devrim niteliğinde kararlar aldığından söz ediyordu. Lakin ilk haftada takımı puan kaybedince anında hakemlere saydırmaya ve federasyonu tehdit etmeye başladı bile.

Hakemi zaten biliyorlarmış. Geçen sezonlardan sıkıntılı bir isim olduğu ortadaymış. 90 dakikaya bu kadar çok hata sığdırması beceri istermiş. Bu hakemin performansı kabul edilemezmiş. Bir daha böyle bir şey başlarına gelirse tepkileri çok farklı olurmuş. Bu hakemle ilgili olarak geçen sezon söyleyeceklerini söylemiş ama bu sezon devamını söyleyecekmiş. Federasyonun iyi niyetinden şüphesi yokmuş ama hakemlerin durumu malummuş, onlar iyi niyetli değilmiş… Bir yığın zırva…

Yöneticininki de, başkanınki de tamamen taraftarların gönlünü okşama ve federasyon ile hakemler üzerinde baskı yaratma amacı taşıyan açıklamalar…

Futbolu neredeyse sadece transfer ve hakemler üzerinden algılayan sığ bir zihniyetten başka ne beklenir ki?

***

Bu arada özellikle sözel medyada, futbolun karakterlerine yönelik hitap ayrımcılığına dikkat çekmek gerekiyor. Çünkü bu bir anlamda oyun üzerine ahkam kesen büyük çoğunluğun nasıl zihinsel bir kölelik içinde bulunduğunun ibretlik bir göstergesi.

Haber ve yorumlarda, teknik direktörlerden, futbolculardan sadece isimleriyle söz edilirken, yöneticiler, başkanlar söz konusu olduğunda ise “sayın” ön sözü devreye giriyor. Bu hitap ayrımcılığını, sözüm ona mevcut futbol düzenine en ateşli şekilde muhalefet eder görünenlerin dahi yapması ilginç.

Nedir bu hitap farklılığın sebebi? Para, mevki, makam yani güç sahibi olanlarla arayı iyi tutma çabası mı, yoksa hiyerarşi zehriyle kullaştırılmış ve şekilciliği özümsemiş zihinlerin sefil bir alışkanlığı mı?

Her iki seçenek de içler acısı…

Tıpkı, transferden ve hakemlerden başka hiçbir konunun ilgi çekmediği futbolumuzun durumu gibi…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...