25 Haziran 2022 04:18

İstibdat yasası: Sus ve çök!

Kocaeli'de gazeteciler sansür yasasına karşı çıktı

Fotoğraf: Evrensel 

Paylaş

Meclisteki sansür yasası iktidar partilerinin cüret edebildikleri ile yapabildikleri arasındaki farkı kapatmak için hazırlanmış görünüyor. Ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni, genel sağlık ile ilgili gerçeğe aykırı bilgi yaydığı gerekçesiyle casuslukla, düzen bozuculukla suçlayabilme keyfiyetinin konuları da böylece genişletilmiş olacak.

Halk arasında panik ve korku yaymak ile ülke güvenliği, kamu düzeni, sağlık hakkında gerçeğe aykırı bilgi yaymak konusunun uzmanı mevcut iktidar olduğuna ve bu defalarca deneyimlendiğine göre, kamuoyu mesajı gayet açık aldı: Ben iktidarım suçlarım. Benim söylediğim gerçektir, tersi yalan!

 Her seçim döneminde yerli otomobil yapıp doğal gaz bulmanın, aya yol kurduk dense inanacak kitle hayal etmenin, ‘bizi LGBTİ yapacaklar’ diye dezenformasyonu aşan rivayetler yaymanın ve hurafe pompalamak gibi dezenformasyon yöntemleri çeşitlenerek katlanacak. Bu yasa gerçek bilginin yayılmasını değil iktidar tarafından dile getirilmiş dezenformasyonu halk arasında korku ve panik yaymak saikiyle yasal bir kural haline getiriyor. İçine ne koysalar alacak genişlikte bir torba bu.

Böyle olunca yasa sadece torbada değil sosyal medyada da şişti. Kamuoyu haksız da değil. Ama zaten meram da bu, elle tutulamaz tanımlanamaz bir yasa yapmak. Neyin yasak neyin serbest olduğu konusunda yoğun bir belirsizlik yaratarak muhalefetleri ve söylemlerini felç etmek. Hakkında tartışma yapılmasını sağlayarak yasa hakkındaki rivayetleri çoğaltmak ve yasanın da bir dezenformasyon ağı ile çevrelenmesinin yolunu açmak. Böylece Silivri tehdidini sıcak tutmak, güvensizlik yaymak.

Bu yeni bir yöntem değil elbette. Ama çıkan her yasayla, değişen her prosedür ile iktidar kendi hareket alanını belirsiz bir sınıra doğru genişletiyor. Kendisini kontrol altında tutan her direnç kaynağını kırıyor. Nitekim gazetecilere yönelik son tutuklamalar da, bir kez daha asıl olanın suç değil suçlama olduğunu gösterdi. Gazeteciler iktidarın gazetecilik tanımının dışında görüldükleri için tutuklandılar.

Yeni yasa iktidar cüretinin imkanlarını çoğaltmak için var. Basın mensuplarının, haber kaynaklarının, haberin, yalan haberin tanımını kendi işine yarayacak biçimde son derece taraflı çizerek, farklı bir bilginin yayılım alanını daraltmayı, mümkünse ortadan kalkmasını amaçlıyor.

Bu yasa doğal olarak halkın haber alma özgürlüğüne yönelik bir istibdat darbesi olarak görüldü. Fakat aslında bundan daha fazlası. RTÜK, Basın İlan Kurumu, Savcılık, dağıtım tekeli, sansür, para cezası, hakaret davaları vb. akla gelen gelmeyen her türlü yöntemle, etkisi sayısından daha fazla olan havuz dışı medya zaten can çekişir hale getirildi. Yasa bir adım daha atarak sıkı bir kontrol altında bu yayımların bir fikri örgütleme gücünü ortadan kaldırmaya odaklanıyor. Çünkü bu yayımlar varken iktidar dezenformasyonları, asparagasları, kendi kendini övmeleri yapanı gülünçleştiren bir saçmalıktan ibaret kalacak.

Diğer yandan sosyal medya, ne kadar şikayet ederse etsin, şimdiye kadar iktidar için hem bir çatışma alanı hem de işlevsel bir barometreydi. Parlamentoda etkili olamayan, iktidar ile müzakere kanalları, temsili organları tıkanmış, mücadele alanları kuşatılmış emekçilerin herhangi bir uygulama karşısındaki nabzını ancak sosyal medyadan ölçebilen tekelci siyaset şimdi bundan da vazgeçmiş görünüyor. Hangi paylaşımın suç sayıldığının CB makamının veya İletişim Başkanlığının karar vereceği bir düzenleme ile tepkilerin sanal alemdeki ifadelerine kısıtlama getirilmesi anlık veya günlük plebisit kaynağının gözden çıkarılması demek. Bu da halkın sosyal medyadaki tepkisine bakarak siyasi ve ideolojik manevra yapma külfetinden kurtulmak anlamına geliyor.

Tek adam rejiminin önündeki süreçte (Artık ne kadar zamanı kaldıysa) ne meşruiyet derdi kaldı ne de kazı ürkütmeme.

Sözde, dezenformasyonu önlemek için hazırlandığı iddia edilen yasa taslağı iktidar hurafelerine itirazsız-eleştirisiz geniş konfor alanı sağlamayı üstleniyor, bu belli. Ama Seçim Yasası’nı değiştirmeden, giderek daha büyük bir tepki biriktiren toplumu susturmadan yönetemez hale gelen iki partili tek adam rejiminin, kendi ömrünü uzatmak için tuttuğu yolun sonuna daha gelmedik. Cüret edebilecekleri bundan daha fazlası.

Ya haber alma hakkının yanı sıra, kamuoyu oluşturma yeteneğindeki tepkileri susturulan sosyal medya kullanıcıları, örgütleyici gücü bastırılan gazeteler, siteler, medya mensupları… Kayyum atanınca üniversite bahçesinde rektöre sırtını dönerek, festivaller yasaklanınca meydanlarda festival şarkıları söyleyerek, şarkı yasaklanınca hep birlikte şarkıyı söyleyerek… Dalgakıranı kurdular şimdiye kadar. Halkın yaptığı da onun cüret edebileceğinin teminatı. Çünkü gayet açık ki faşizm muhalefetin çökertildiği yerde başlar. Yasanın pek de gizli olmayan hedefi tıpatıp bunu teyit ediyor. Ama burası da ayıptır söylemesi, gayet dinamik bir ülke. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa