22 Haziran 2022 03:59

Maaş bahane hortum şahane

Fotoğraf: Anadolu Ajansı

Paylaş

Hükümet dedi ki…

Enflasyon beni de vurdu!

Ve Meclise ‘ek bütçe’ teklifi sunarak, enflasyon farkı istedi.

Hükümetin, ‘Benim hazırladığım bütçe 6 ayda çöp oldu’ diyecek hali yoktu elbet de.

Bunun yerine ‘Yüksek enflasyon harcamalarımızı çok artırdı, elimdeki bütçe yetmiyor, bana para lazım’ demeyi tercih etti.

Para isterken de ‘enflasyonun benle ilgisi yok’ demeye getiren şu süslü cümleleri kurdu: “Dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik ve jeopolitik gelişmeler sonucu genel fiyatlar seviyesinde önemli artışlar meydana gelmiş olup…”

Suçu başkasına atan bu cümleler eşliğinde istenen ek bütçe de öyle böyle değil hani… Tamı tamamına 1 trilyon 80 milyar lira.

Mevcut bütçenin neredeyse yüzde 75’i kadar.

Neredeyse aslı kadar; böyle ek mi olur?

Halkın sırtına 1 trilyon liranın üzerinde yeni yük binecek.

Hükümet bu parayı senden benden alacak.

Yeni zamlarla ve vergilerle...

Elektrikten doğalgaza, benzinden mazota…

Çaydan şekere, ekmekten ulaşıma…

İçki ve sigaradan devletin ürettiği mal ve hizmetlere…

Aklınıza ne gelirse ona gelecek zamla. Yeni sanılacak ÖTV, KDV, MTV ile

Sadece Özel Tüketim Vergisi’nde öngörülen ‘ek vergi’ 157 milyar TL’yi geçiyor.

***

Hükümet yeni yüke halkı ikna etmenin yolunu da bulmuş!

Önce ‘elimizdeki parayı size harcadık’ algısı yerleştiriyor:

Enflasyon nedeniyle kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerinde artış yaptık.

Emekli maaşlarını artırdık.

Sosyal güvenliği olmayan vatandaşların sağlık primini ödedik.

Vatandaş fahiş doğalgaz ve elektrik faturası ödese de biz daha fahiş ödemesin diye BOTAŞ’a para aktardık.

Böylesi ifadelerle aktarılan ‘size harcadık’ faslı bitince ise… ‘Sizden şimdi alacağımı da yine size harcayacağım’ mesajına yöneliyor hükümet: Maaş farkı vereceğim, sosyal yardım yapacağım…

Tam bir cambaza taktiği!

KASA DOLUYKEN, YENİ VERGİ NEDEN?

Bütçe ilk beş ayda fazla vermişti; 125 milyar lira!

Oysa geçen yılın ilk 5 ayında bütçe bırakalım fazla vermeyi, 7.5 milyar TL açık vermişti.

Bu yıl vergi gelirlerinde rekor artış yaşandı; Şirketler, bankalar rekor kârlar elde ettiği, kredilerle tüketim harcamaları arttığı için… 

Hükümet öyle bir büyüme modeli kurdu ki…

Yüksek enflasyon altında birileri kazandıkça kazanıyor; şirketler, bankalar, enflasyona göre çok ucuz faizi olan krediyi kullanan para sahipleri…

Onlar kazanırken hükümet de kasasını dolduruyor. 

Maaşlı, ücretli, sabit gelirli, işsiz vatandaşlar ise alım gücü kaybediyor, hızla yoksullaşıyor!

Sürdürülmekte olan düşük faiz ve yüksek enflasyonla hızlı büyüme politikası geniş halk kesimlerinin aleyhine işliyor.

Buna rağmen…

Bütçedeki fazla halkın ekonomik sorunlarını çözmeye kullanılmıyor; emekçilerin yoksulluğunun enflasyon ve yaşam maliyetleri nedeniyle tarihsel zirvelere çıktığı böylesi bir dönemde dahi!

Örneğin ‘kasa doldu’ denilip akaryakıt vergileri azaltılmıyor. Çiftçiye ucuz mazot verilmiyor.

Çünkü…

Hükümetin öyle masrafları (Daha doğrusu birilerine servet aktarımı) var ki… Yılın geri kalan aylarını kalan ödeneklerle idare edebilmesini zorlaştırıyor.

Ayrıca zorluğu daha artıran şöylesi unsunlar söz konusu:

Memur ve emeklilerine yüzde 35-40 arası enflasyon farkı ödemesi çıkacak olması.

Emekçilerin Temmuz’da yüksek bir ücret zammı talebi…

Seçim sürecine girilmesi nedeniyle hükümetin kesenin ağzını açma, harcamaları artırma isteği…

Tüm bunlar kasa doluyken de hükümeti ek bütçe yapmak durumunda bıraktı.

Fakat yapılan bütçe halka verilecek olanı halktan fazlasıyla almak üzerine kurulu. Üstelik de ‘halka verilecek’ imajı hükümetin birilerine kaynak aktarma hortumunun üzerini örtü işlevi de görüyor.

ZENGİNLEŞTİRME ÇARKI AYNEN DÖNECEK

Hangi hortumlar var?

Örneğin kuru koruyamayan Kur Korumalı Mevduat uygulaması. Parasını TL olarak bankaya yatırana, kur artıkça bütçe üzerinden ödeme yapan sistem.   

Şu ana kadar 20 milyar liranın üzerinde ödeme yapıldı.

Şimdi ayrılan ödenek 40 milyar liraya çıkarıldı.

Oysa Bakan Nebati bütçeye yükünü 12.5 milyar olarak öngörmüştü.

28 milyarlık sapma sadece buradan.

Başka…

Şehir hastaneleri, oto yollar, köprüler tüneller, havalimanları gibi ‘garanti’ müteahhit işleri var; kur arttıkça bütçeden ödemeleri artan!

Misal, şehir Hastanelerine garanti ödemesi 5 bakanlığın bütçesini geçti.

Yine de… 

Hastane şirketlerinin gelirlerinin; KDV, damga vergisi ve harçlardan muaf tutulması sözleşmelerle garanti ediliyor.

Enerji özelleştirmelerinin faturası halka çıkıyor. Elektriğe yeni yüzde 30 zam yolda.

Hükümet özel sektörü zengin eden uygulamayı durdurmak yerine… ‘Dar gelirli ya da hiç geliri olmadığı için elektrik faturalarını ödemekte zorlanan hanelere enerji desteği vereceğim’ deyip yeni vergi salmalara ‘evet’ onayı bekliyor.

Savaş politikalarından vaz geçmek yerine… Savunma Sanayi Destekleme Fonu’na yapılan aktarmaları 2’ye katlıyor.

Dönüp halktan bütçe talep ediyor.

Yüksek akaryakıt yetmezmiş gibi şimdi motorlu taşıt vergisini artırmayı planlıyor.

***

İç borç stoku hızlı artıyor.

Hazine borçlanma vadesi sürekli kısalıyor.

Tüm bunlar faiz yükünü büyütüyor.

Kur korumalı mevduat, gelir senetlerine bağlı gelir (GES) gibi para sermayeye getiri garantileri veren uygulamalar da yükü iyice ağırlaştırıyor.

İşin özeti: Bilançoya ‘garanti’ ödemeler gibi sürekli gizli borçlar bindirmenin, Merkez Bankası rezervini tüketmenin maliyeti yüksek enflasyon altında katlandıkça katlanıyor!

Ek bütçe ‘zaruri’ hale geliyor.

Söz konusu zaruri hal de vatandaşa daha da artan vergi, zorlaşan hayat, fakirlik olarak yansıyor.

Bu nedenle verdiğini fazlasıyla alacak olan ek bütçede bakılması gereken şey maaş farkı gibi verilecek olanlar değil!   

Hükümetin, toplum üzerindeki kamburu sürekli büyüten ekonomi politikalarına dikkat kesilmenin tam vaktidir!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...