27 Mayıs 2022 04:50

Saldırıları durdurmak ve püskürtmek için

Paylaş

Gazetemizin çarşamba günkü manşeti “Sadece iki günün bedeli 12 milyar lira” idi. Bu 12 milyar kur korumalı mevduata iki günde ödenen rakamdı. Aynı gün dolar 16 lirayı, kur korumalı mevduata ödenecek toplam rakam 100 milyar TL’yi aşmıştı. Hemen hemen aynı günlerde Birleşik Kamu-İş ARGE biriminin araştırmalarının sonucu da şöyle açıklanmıştı: “Mayıs ayı açlık sınırı son 1 ayda 295 lira, son 1 yılda 3 bin 34 lira artış yaşadı. Açlık sınırı 6 bin 496 TL, yoksulluk sınırı 19 bin 404 lira -4 kişilik bir aile için- oldu”.  Bunlara bir de Türkiye’nin dünyada gelir dağılımının en adaletsiz olduğu ülkelerden birisi olduğu gerçeğini de eklemek gerekiyor.

Bunların anlamı şudur, sadece asgari ücret değil, ortalama ücret de açlık sınırının altına düşmüştür, yoksulluk sınırının da yaklaşık 13 bin TL altındadır. Hayat pahalılığının her geçen gün artması, artmaya da devam edeceğinin tüm belirtileri ortadadır. Zamların hızı “Uzaya gönderilecek roketin” hızını geçmektedir. Epeyce bir süredir hayat pahalılığının ülkenin en yakıcı sorunu hale geldiğini her vatandaş kendi yaşamından bilmektedir. İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret ve maaş tüm işçi ve emekçilerin olduğu kadar, emekliler için de acil bir talep olarak öne çıkmıştır.

Buna karşın sendikaların büyük bir çoğunluğundan herhangi bir itiraz yükselmemektedir. Öyle anlaşılıyor ki onlar işçileri “Şu kriz ortamında işinizi koruduğunuza şükredin” çizgisinde tutmayı temel politika edinmişlerdir. Birkaç sendikanın itirazı da güçsüz bir ses olarak arada eriyip gitmektedir. Buna karşın EMEP, HDP, TİP, Halkevleri, EHP, TÖP, SMF “Ücretler artırılsın” talebiyle bir kampanya başlattılar. Bu kampanyanın güçlenip, yaygınlaşarak işçi ve emekçiler arasında güçlü bir yankı bulması, halk kitlelerinin önüne dikilmek istenen barikatların aşılmasına neden olacaktır.

Burjuva muhalefet partileri de yavaş yavaş hareketleniyorlar. CHP’nin İstanbul mitingi ve Millet İttifakını oluşturan bazı partilerin miting ve kampanyaları, bu partilerin tabanda oluşan hoşnutsuzluklara daha fazla sessiz kalamayacaklarını, ama oluşan potansiyeli politikaları gereği seçim ve sandık merkezli olarak kendilerine yedeklemeyi hedeflediklerini ortaya koyuyor. Ama bu hareketlenmenin ortaya çıkaracağı atmosfer bu partilerin hesaplarının ötesine geçebilecek gelişmelere yol açabilecek bir potansiyel taşımaktadır. Halkın hemen her kesimi hareketlenmekte ve taleplerinin hemen karşılanmasını isteyen bir tutuma doğru ilerlemektedir.

Erdoğan iktidarı işçi ve emekçi halkın taleplerine kulaklarını tıkamış bir durumdadır. Tek adam diktatörlüğü başta kendi destekçileri olmak üzere tekellere, bankalara ve para babası asalak rantiyelere oluk oluk para akıtmakta, halkın açlığa ve yoksulluğa sürüklenmesini bu politikaları ile hızlandırmakta, buna karşın kitlelerin “Sabır göstermesini, şükretmesini” istemektedir. Sabredemeyenlere, şükretmeyenlere iktidarın nasıl davranacağı ve davrandığı ise bilinmektedir. Onlar daha fazla şiddet ve baskıyla sessizleştirilmeye çalışılmakta, güvenlik güçlerinden yargısına kadar tüm mekanizmalar bu kitleleri ve onların en iyi evlatlarını bastırmak, sindirmek, cezalandırmak üzere harekete geçmektedir.

Ama iktidara dur demek, saldırıları püskürtmek için işçi ve emekçi kitleler bugün düne göre daha avantajlı durumdadırlar. Emek, demokrasi ve barış güçleri daha somut adımlar atmaya başlamışlardır ve onların eylem ve çağrılarının giderek daha geniş kitleleri etkileyeceğinden, onları harekete geçmeye teşvik edeceğinden kuşku duymamak gerekir. Seçimler gündeme geldiğinde de kuşkusuz gerekeni yapacaklardır. Gerçekler ortadadır: Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve politik atmosfer her geçen gün daha fazla kesimin hareketlenmesine neden olmakta, onlar acil ve temel taleplerini ileri sürmekte, bunları elde etmek için bir şeyler yapmaya yönelmektedirler. Artık buradan geriye dönüş yoktur. Gelecek günlerde sürekli ilerleyen, gelişen ve güçlenen bir mücadeleye tanıklık edeceğiz.   

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...