17 Şubat 2022 00:55

Faturayı kim ödeyecek?

Gemi söküm işçileri

Fotoğraf: Eren Saran/Evrensel

Paylaş

Ekonomide yaşanan ve her geçen gün artan sorunlar karşısında iktidarın tek çözümü, krizin faturasını yoksul halkın sırtına yıkmak oldu. Temel tüketim ürünlerine peş peşe yapılan ve devam etmesi beklenen zamlar nedeniyle enflasyon tamamen kontrolden çıkmış durumda. Büyük müjdeler eşliğinde yapılan asgari ücret artışı daha yılın ilk ayında resmi enflasyon karşısında eridi gitti.

Türkiye’nin acilen çözülmesi gereken sorunlarının başında yüksek enflasyon, hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı geliyor. Öncesi bir tarafa 2022’nin ilk gününden itibaren neredeyse günübirlik yapılan zamlar o kadar yükselmiş durumda ki, pansuman tedbirlerle ekonomik gidişatın tersine çevrilmesi mümkün görünmüyor.

Geçtiğimiz bir yıl içinde gıda ürünlerinde yüzde yüzü aşan oranlarda artışlar yaşandı. İktidar ise aşırı fiyat artışlarına neden olan asıl sorunlara kalıcı çözümler üretmek yerine gıda ürünlerinde KDV’yi yüzde 8’den yüzde 1’e indirdi. KDV indirimi gıda fiyatlarında kısa süreli ve düşük miktarda düşüşe neden olsa da, kısa süre içinde yeniden yükselişe geçmesi kaçınılmaz. Üretim ve ulaşım maliyetlerindeki artış nedeniyle önümüzdeki aylarda gıda fiyatlarının KDV indirimi öncesinden çok daha yüksek seviyelere yükselmesi bekleniyor.

Sadece gıda fiyatları değil, kira artışları, elektrik ve doğal gaz faturaları emekçilerin geçim koşullarını ağırlaştırdı. Öyle ki insanlar yüksek gelen faturalar nedeniyle tüketim alışkanlıklarını ve yaşam biçimlerini değiştirmeye, daha az elektrik kullanarak, daha az ısınarak yüksek fatura giderlerini azaltmaya çalışıyorlar. Ülkenin dört bir yanında yüksek faturaları ve hayat pahalılığını protesto eylemleri yapılıyor. Daha önce bu tür eylemlerden uzak duran insanlar bile isyan edercesine öfkesini ve tepkisini göstermeye başladı.   

Nüfusun büyük bölümü uzun süredir mutlak bir yoksullaşma süreci yaşarken, alışverişlerinde en temel, asgari ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanıyor. Bazı temel ihtiyaçlardan vazgeçerek harcamalarını en az düzeyde tutmaya çalışanlar, zorunlu olarak tükettikleri ürünleri daha ucuza nasıl temin edebileceğinin yollarını arıyor.

Milyonlarca insanı son yılların en ağır geçim krizine sürükleyen ağır ekonomik koşullar, halkın mutlak anlamda yoksullaşmasına neden olmasıyla birlikte, hane halkı gelirlerinin zorunlu giderleri bile karşılayamaması nedeniyle büyük bir psikolojik çöküntü ve çaresizlik durumu yaratıyor.

Ekonomik krizin ülke çapında yarattığı büyük yıkımın tek sorumlusu iktidar olduğu halde, sadece elektrik faturaları değil, krizin bütün faturası yoksul halkın sırtına yıkılmak isteniyor. Buna karşın ağır ekonomik kriz koşullarında teşvik politikalarıyla kazançlarını arttıran büyük şirketler ve bankalar yüksek kâr oranları açıklamaya devam ediyor. Buna rağmen bırakalım insanca yaşamayı, geçinebilecek kadar ücret talep eden, hak talebiyle eylem yapan çok sayıda işçi toplu olarak işten çıkarılıyor.

Aileleriyle birlikte milyonlarca emekçi döviz kurundaki yükselme ve yüksek enflasyon nedeniyle son yılların en yüksek gelir kaybı ile karşı karşıya kaldı. Durum o kadar kötü ki, biriken borçları yeni borçlarla bile kapatmak imkansız hale geldi. Gerek ülke ekonomisindeki olumsuz gidişat, gerekse ekonomik krizin ağırlığını omuzlarında hisseden milyonlarca emekçinin boğazına kadar borç batağına saplandığı koşullarda her geçen gün ağırlaşan krizin ekonomik ve siyasi faturasını kimlerin nasıl ödeyeceğini hep birlikte göreceğiz.  

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...