09 Şubat 2022 22:53

Tiyatro sanatı ve özgürlükler

Fotoğraf: Duru Tiyatro 

Paylaş

Sanatsal özgürlük vardır. Heykeli biçimlendiren eldir de ele o bilginin, istemin/emrin iletilmiş olması gerek. İletileni biçimlendiren elin ne günahı var? Beynin, gören gözün, yapma eylemindeki elin ne günahı var? İnsanın, heykeltıraşın ne günahı var? Yaptırımlar, hapisler, sürgünler, cezalandırmalar ne oluyor?

Sanatsal özgürlüğün temelinde ifade özgürlüğü var. Şarkı için de türkü için de sinema, tiyatro için de böyledir. Roman, hikaye, şiir için de…

Sanatsal ifade özgürlüğü çok çeşitli baskılar altında Türkiye’de…

Tiyatro Yönetmeni Kemal Aydoğan salı günü paylaştığı tweetinde, sanatsal ifade özgürlüğünün bugünkü ekonomik/sosyal koşullarda hakkıyla yerine getirilebilmesinin maddi koşullarını sıralamış. İfade özgürlüğünün yasal sınırlarının, Anayasa’nın 90. maddesine rağmen uluslararası standartlarla uyumlu hale getirilmemesi/uygulanmaması sorununu, sanatın ve sanatçının, kurumlarının fiziki/maddi olarak da var olabilmesinin koşullarını sıralamış. Durum vahimdir. Kiralar, ısınma, aydınlanma, vergiler…

Özgürlüğün baskı altında tutulmasının yalnızca adli soruşturma/kovuşturmalar, davalar, hapisler yoluyla olmadığını düşünmek lazım. Bir tiyatro yönetmeni ve bir sanat kurumunun yöneticisi diyor ki:

“Sermayenin tiyatrolarının dışında özel tiyatroların bu ekonomik saldırıdan sağ salim çıkabilmesi ‘Tiyatro yapma koşullarını’ değiştirmekle mümkün.

Vergi düzenlemesi şart.

KDV sıfırlanmalı.

Gelir vergisi yüzde 5’ten yukarı olmamalı.

Elektrik, su, doğal gaz kullanımında fiyat avantajı sağlanmalı.

Devlet Tiyatrosu, Şehir Tiyatrosu bilet fiyatları ile rekabet etmek mümkün değil. Bu dezavantaj doğuran durumun giderilmesi, seyircinin özel tiyatrolara kolayca ulaşımının sağlanması için yeni bir destekleme modeli yürürlüğe konulmalıdır. Ancak bu koşullarda batmaz özel tiyatrolar.”

Kadıköy Moda Sahneden sesleniyor Kemal Aydoğan. Hani şu Kültür ve Turizm Bakanlığının desteklemeye değer bulmadığı tiyatrodan.

O tiyatro ki kendi olanaklarıyla son birkaç ayda onlarca oyun sergilemiş sahnelerinde…

İşte 2 Şubat tarihli duyurusu Kemal Aydoğan’ın: “Hay maşallah nazar değmesin. 37 değişik oyun 42 kez oynanacak şubat ayında. Devlet desteğinden yararlandırılmamış tiyatroya bak! Gördün nü @TCKulturTurizm?”

Sanatsal ifade özgürlüğü için, “Devlet gölge etmesin yeter” demek lazım ama ekonomi politikaları devletçe belirleniyor ve sanatın ve sanatçının ürettiklerinden vergi, aydınlatma, SGK, su, ısıtma ve daha pek çok kalemde para alıyor devlet. Bıraktık destek sunmasını. Köstekler, biraz önce ifade ettiğimiz gibi, sadece adli/soruşturma, kovuşturma ve dava yoluyla değil. Pek çok tiyatro salon bulamıyor. Bulanlar kira ödeyemiyor. Pek çok oyun sansüre tabii. Bir de dil ve kültür yasakları belası var. Yasal olarak dil ve kültür yasağı yok diyoruz da fiiliyatta öyle olmuyor. Oyunun sahneye konmasına valiler, kaymakamlar izin vermeyebiliyor. Belediyeler salon vermeyebiliyor. Salon sahiplerinin maruz kalabildikleri tehditler de var. İstiklal Caddesi’de Kürtçe şarkı/türkü söyleyen müzisyenlerin başına gelenler tekil hadiseler değil.

Soruna bütüncül bakmak gerek.

Moda Sahne, egemen ideoloji ve siyaset sahiplerinin pek de hoşlarına gitmeyecek, evrensel değerlere dayalı ve yalnızca Türkiye bakımından değil bütün bir yeryüzü bakımından da eleştirel yaklaşım gösteren yazarların oyunlarına yer veriyor sahnelerinde.

Kültür ve Turizm Bakanlığı da bu değerlerden hoşlanmıyor.

Doku uyuşmazlığı var.

Biz artık sloganımızı atabiliriz:

Yaşasın sanatsal ifade özgürlüğü!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...