17 Kasım 2021 20:15

Umut gençlerde

Fotoğraf: AA

Paylaş

Milli Takım’ın Dünya Kupası’na katılma yolunda play-off oynama hakkı kazanmasıyla birlikte yine abartılı övgülere tanık oluyoruz. Bir başarı elde edildi mi onu, “sihirli dokunuş” gibi tuhaf söylemler ve “kahraman(lar)la”süsleyip püslemeden duramıyoruz. Başarının rantını yemenin en kullanışlı yolu bu ne de olsa… 

Futbol kültürümüzde sorgulama, yorumlama, analiz etme, nitelikli eleştiri gibi edimlerin yeri yok. Skora göre göze kestirilen kişiler ya bulutlara çıkarılıyor ya da yerin dibine sokuluyor… 

Oyunu doğru değerlendirebilecek/yorumlayacak bilgiden yoksun olunca mecburen işin pazarlama ve magazin kısmına yöneliyorlar. Maçın ardından, oyuncu performansları dışında Stephan Kuntz’a şunları soruyorlar: “Play-off’ta hangi takımlarla eşleşmeyi istersiniz” (Kuntz, pek anlamlı bulmadığını belirtse de bu soruyu ısrarla sordular), “Letonya maçından sonra ağlamıştınız, bu maçtan sonra ise ağlamadınız, aradaki fark neydi?”, “Niye hep aynı kıyafeti giyiyorsunuz? Yoksa bu bir uğur mu?” 

Eh, “sihirli dokunuştan” söz edenlerin bunun yanına bir de “tılsım” ya da “uğur” uydurma çabası anlaşılır bir şey!..

Tam da play-off oynamaya hak kazanmış bir teknik direktöre sorulması gereken sorular!.. Basın toplantıları ve röportajlar yakın zamanda Kuntz için kabusa dönüşebilir...

Son maçlar öncesinde Milli Takım grubunda zaten Hollanda’nın ardından ikinci sıradaydı. Aynı puanlı Norveç ise averajla üçüncüydü. Buna karşılık son maçlarında Norveç deplasmanda Hollanda ile mücadele ederken, Milli Takım da yine deplasmanda Karadağ ile kozlarını paylaşacaktı. Norveç’in Hollanda’dan puan çıkarması zordu. Buna karşılık Milli Takım’ın Karadağ’dan puan ya da puanlar çıkarması yüksek ihtimaldi. Yani Milli Takım’ın grubu ikinci sırada bitirip play-off’a katılma hakkı elde etmesi gerçekleşmesi en yüksek ihtimaldi ve sonuçta da o ihtimal gerçekleşti…

Dünya Kupası yolunda şimdi Milli Takım’ı zorlu play-off maçları bekliyor. Play-off maçları 2022’nin Mart ayında oynanacak. O zamana kadarki sürede Stephan Kuntz, hem oyuncuları daha iyi tanıma, hem oyundaki eksikleri, hataları saptayıp onarma, hem de play-off grubunda eşleşilen rakipler hakkında ayrıntılı analizler yapabilme fırsatı bulacak… 

Milli Takım’ın, kadroya yeni alınan genç oyuncularla birlikte daha yüksek bir dinamizm kazandığı görülüyor. Orta sahada Berat, Abdülkadir, Orkun, Barış, Berkan ve Taylan’ın, hücum bölgesinde de Kerem ile Halil’in kısa zamanda yükü sırtlayacak seviyeye ulaşması umut verici. Bu oyuncular kuvvetle muhtemeldir ki, uzun yıllar boyunca Milli Takım’ın omurgasını oluşturacak... 

Milli Takım’da göze çarpan en büyük eksiklik ise işin savunma kısmında oyuncuların doğru pozisyon almayı becerememesi. Bu nedenle, Karadağ gibi mütevazı bir ekip karşısında bile ciddi açıklar verdiler. Play-off turunda karşılaşılacak rakipler kuşkusuz Karadağ kadar affedici olmayacak.

Ayrıca hücuma hazırlık paslaşmaları çok yavaş tempoda yapılıyor. Dolayısıyla rakip savunmanın dengesini bozmak zorlaşıyor. Oyuncular topa mümkün olan en az sayıda temas ederek çok daha hızlı paslaşabilmeli. Günümüzün fizik mücadele ve pres ağırlıklı futbolunda rakip savunmanın dengesini bozup pozisyon yaratmanın en etkili yolu bu…

Ne olacaksa çalışarak, öğrenerek olacak. Mucize, sihir, tılsım, uğur, şans, kısmet, ruh, arzu, istek gibi kavramlarla gelişme kaydetmek ve istikrarlı başarılar yakalamak mümkün değil. Bu kavramları dilimizden ayıklayabildiğimiz ve bilgiyi rehber edinerek çalıştığımız oranda hedeflere yaklaşabiliriz… 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa