12 Ağustos 2021 00:02

İklim değişikliği ve sorumluluk

Bir kişinin elinde yanan dünya tasviri.

Görsel: Flickr

Paylaş

İklim değişikliğinde sorumluluk arıyoruz. Sistem açısından bakıldığında, özel mülkiyete ve en fazla kâr esasına dayalı bir sistemin, kapitalizmin, bizi felakete sürüklediği açık. Dünyadaki hakim üretim ilişkileri sistemi, kötü gidişattan temel sorumludur. Nokta.

Şöyle de düşünebilir, mukayese edebiliriz; önümüzde kötü bir örnek var gelişmelere bakıldığında: Bizim bir iç denizimiz var: Marmara denizi. Deniz salyası, müsilaj sorunu yaşandı, yaşanıyor. Marmara denizi ölüyor. Ölümü aynı zamanda denizdeki bütün canlıları da ölüme sürüklüyor. Sorumlu arandı. Sorumlu elbette ki insan. İnsanın yapıp ettikleri. Ama bu hangi insan ve elindeki araçlar ne, neye sahip ki bir denizi öldürebiliyor? Nasıl bir sistem var ki bütün denizi ve canlıları yok etmekte, zehirlemekte; olan gidişatı seyrediyor; bazen teşvik de ediyor ve sorumluluklarını yerine getirmiyor: Önlem alma sorumluluğu…

Başka bir üretim ilişkileri sisteminden de söz etmiyoruz şu anda.

Bakalım küresel ölçekte bu doğanın ölümü/öldürülmesi nasıl gerçekleşiyor ve ne öneriliyor?

Birleşmiş Milletler Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), bir rapor yayımladı. Çeşitli ülkelerden çok sayıda bilim insanları hazırladı bu raporu. Rapora göre, gelecek 20 yılda küresel sıcaklık 1.5 santigrat dereceye ulaşacak. 2050 yılına değin Kuzey kutbundaki buzullar eriyecek. Geriye dönüş de mümkün olmayacak. Uzun sıcak mevsimlere ve kısa soğuk mevsimlere hazır olalım.

Ünlü iklim aktivisti Greta Thunberg; bilime dayanmayı, cesur olmayı öneriyor. Cesaretle kararlar almayı öneriyor.

İklim değişikliği sorunu geleceğin değil hemen bugünün sorunu. Kötü geleceğe gidiyoruz, önlem alınmazsa, önlemleri almazsak!

Biz, biz insanlardan söz ediyoruz. Bir sistem kuran ve bunu çalıştıran, yeniden üreten ve değiştirecek olan insanlardan söz ediyoruz. Yanlış bir sistemden, biz insanları ve doğayı, tüm canlıları ve cansızları felakete sürükleyen sistemden söz ediyoruz. İnsan eliyle kurulan… Bütün zor araçlarını ve ikna araçlarını da kullanan ve böylece ömrünü, sürdürmekte olan ve böyle giderse hepimizi felakete sürükleyen bir sistemden söz ediyoruz. Bu sistemden kurtulmak gerek. Ya da önlem alma sorumluluğunu yerine getirmesi için onu zorlamak gerek. Küresel çapta harekete ihtiyaç var ama mikro ölçekteki mücadeleler hafife alınamaz. Marmara örneğini bunun için verdim. Dünya haritasına baktığınızda bir toplu iğne başı büyüklüğündedir Marmara denizi. Ama mücadele örneği açısından tipiktir. Sorumluluk açısından, hem ulusal düzeyde fikirler verir hem de küresel düzeyde.

BM İklim Değişikliği raporu “olanlardan biz sorumluyuz” diyor. Karbon emisyonu yarı yarıya azaltılmalı, net sıfır karbon emisyonu hedefine odaklanılmalı. Sera gazı salınımına temiz teknoloji/yeşil enerji ile engel olunmalı. Raporda deniz seviyesinin yükseleceği tespiti yapılmakta ve bunun doğuracağı sorunlara işaret edilmekte. Rapor önerileri arasında, petrol ve doğal gazdan kaynaklı emisyonların azaltılması da var…

İnsanların sorumluluğuna dair Gülten Akın, “Savaşı Beklerken” adlı şiirinde, “insan sorumluluktur” diyordu. Sözü Gülten Akın’a bırakıyorum:

“Nergisten sorumlu değilmişim bunu öğrendim
Kar umarsız yağabilir, ayaz çıkabilir
Uzun sürebilir, kötü şeyler olabilir
Nergis uyanmayabilir
Ne ışgını ne dalı sor ne de tomurcuğu
Aklım kırık, şaşırdı eski beklentilerim
Kimyasal korkular, kanlı gecelikler, dalgalı sirenler
Çocukları koyver, nereye gitseler ne yapsalar
Nasılsa füzeler bombalar onları buluyor
Nergisten ben sorumluydum, ışgından ve çocuklardan
Yanlış mı belledim, insan sorumluluktur.”

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...