23 Temmuz 2021 00:50

TTB'den MEB, YÖK, SB, sendikalara çağrı: Bu bir halk sağlığı sorunu, 'Okulları açın'

Okulda koşuşturan çocuklar

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Su akar gider mi, her zaman öyle olmuyor, dünyanın birçok yeri susuzluktan kırılıyor, Marmara’da su akamıyor eskisi gibi, müsilaj yayılıyor. İnsan yerleşimlerinde borudan akacak su, bu suyun miktar ve kalitesi, suyun tahliyesi, kanalize edilmesi, arıtması… hepsi yine insanın bilinçli bilinçsiz müdahale ve taraf olmasına bağlı.

İnsanın toplumsal veya ortak yaşamına dair toplumsal, politik bir dokunuş olmayan hemen hemen bir şey sayılamaz; insan topluluklarına dair ne varsa, sonuçta aynı zamanda onların tutum alışları, tercihleri, müdahaleleri ile ilgili bulunuyor.

Sözü uzatmadan pandemiye, salgına dönersek, su akar gider mi bilinmez ama güneş takvimi işlemeye devam ediyor, hareket devam ediyor, ileri geri yönü bir yana, sonuçta bireysel, kolektif veya bütüncül düzeyde hareket devam ediyor; okulların tatile girmesi beklenirken, yeni dönemin açılmasına 1 ay gibi, 40 gün kadar bir süre kaldı.

GÖREVİ İHMAL: MEB, YÖK, SB OKULLARIN AÇILMASI İÇİN HANGİ HAZIRLIKLARI YAPIYOR?

Salgınla ilgili doğrudan sorumlu kurum ve kuruluşlar, bu kurumların yetkilileri ne yapıyor, bilemiyorum, var mıdır bir hazırlıkları, bilemiyorum, MEB, SB, YÖK ne yapar, yaptığı bir şeyler var mı, bilemiyorum. Birinci dereceden karar ve yürütmeden sorumlu tüm bu resmi kurumlar sınıfta kalmış durumda. Arada sadece ağustos kaldı. Salgın yeniden tırmanışta ve okulların üniversitelerin açılmasına yönelik herhangi ciddi bir hazırlık gözlemlenmiyor. Resmi kurum ve yetkililerin bu tutumu, en hafifinden yorumlansa, görevi ihmale dönüşmüş bulunuyor.

NEMA ‘MÜLK’ SAHİBİ KARAR VERİCİLERE, YÜK EN ALTTA ÇALIŞAN VE AİLELERE

Bir NEMA oldu mu Cumhurbaşkanlığında, YÖK’te, Bakanlıkta, yönetim kurullarında, ihalelerde, medyada… boy gösterenler çok farklılaşıyor, çıkar odakları, partiler, tarikatlar, çeteler boy boy sıraya giriyor, boy gösteriyor.

İşin yüküne gelince, diğer durumlarda veya salgında çok fark etmiyor, hastalıkta bütün pratik yük sağlık çalışanlarında. Okullar açılırsa bütün pratik yük öğretmen ve personelde olacak, öyle gözüküyor. Pratik yük ailelerde, anne babalarda.

Resmi kurumlarda oturanlar, toplumsal kaynakların büyük bölümüne el koyanlar zevküsefasında, halktan kim ne kadar duyarlı ise kendi el yordamı ile kendisine ve çocuklarına sahip çıkmaya çalışıyor.

TTB: ÇOCUKLARI MAHVETMENİN BAHANESİ OLAMAZ, EĞİTİM BİR HALK SAĞLIĞI SORUNUDUR

Türkiye’de doğru düzgün süreci takip etmeye çalışan üstüne düşeni yapmaya çalışan ciddi kuruluşlar var mı, hepsini bilemiyorum, ama takip edebildiklerim arasında TTB; çocukların biyofizyolojik sağlıklarının yanı sıra kafa sağlığı, psişik ve sosyal sağlıkları ile ilgili, bunda eğitim ve okulun oynadığı rolle ilgili sürekli çağrıda bulunuyor:

“Türkiye, yaz aylarını yine çocuklarımız konusunda bedeli çok yüksek bir rehavet içinde geçiriyor. Öğrencilerin okula dönebilmesi için hiçbir hazırlık ve çalışma yapılmıyor. Geçtiğimiz 1.5 sene içinde çocuklarımıza yaşatılan bilişsel, fiziksel ve duygusal kayıpların telafisi için bütçe ayrılmıyor, müfredat oluşturulmuyor, planlama yapılmıyor. Söz konusu çocuklar iken, böylesi bir ihmalin bahanesi olamaz.” “Pandemi, uzun ve sonu belli olmayan bir süre boyunca eğitimi aksatmanın, ailelerin yaşamını sekteye uğratmanın ve en önemlisi çocuklarımızın geleceği ile oynamanın bahanesi olamaz. Pandemi, eğitimin önüne zorluklar koyuyorsa, o zorluklar aşılabilir ve aşılmalıdır. Okulların kapalı kalmasını savunmak, çocuklarımızın sağlığına değer verdiğimizin değil, eğitimlerine değer vermediğimizin göstergesidir. Bu bir kaynak sorunu değildir. Bu bir imkan sorunu değildir. Bu bir tercihtir.” “Bu bir tercihtir çünkü ilkokul öğrencilerinden daha fazla hastalık yayabildiği halde, sınavlara hazırlık nedeniyle önemli görülerek 8’inci ve 12’nci sınıflar açık tutulmuştur. Yani sınava girilmeyen yılların eğitim açısından önemsiz görüldüğü itiraf edilmiştir.”

TTB; daha önceki açıklamalarında yapılacakları tek tek saymıştı. Acil çağrıda bulunmaya devam ediyor: “Toplumun tüm kesimlerine sesleniyoruz. Salgın kadar, eğitim de bir halk sağlığı sorunudur. Bilimsel bulgular ışığında acilen gerçekçi ve güvenli eylem planı oluşturulmalı ve uygulanmalıdır. (…) Okulları geleceğimiz için açalım. Okulları çocuklarımız için açalım.”

BİR HAZIRLIK YOK, BARİ AŞILAMALARI TAMAMLAYIN VE OKULLARI AÇIN

Yeni bulaşların yüzde 96’sının aşı olmayanlar arasında olduğuna dair Fransa açıklamada bulunuyor.

Benim gördüğüm, resmi kurum ve kuruluşlar, nema ve oy peşinde, okulların açılması için ortada somut bir hazırlık gözükmüyor. Geriye benim görebildiğim en hızlı ve acil önem, aşı kalıyor.

Yaz aylarında okulların, dersliklerin, kampüslerin, öğretmenlerin, personelin hazırlanması için yapılacak önemli hazırlıklar vardı, bunlar yapılmıyor. Madem hiçbir önlem alınmıyor, o halde, en azından, hemen bu haftadan başlayarak eylüle kadar tüm öğrencilerin aşıları tamamlansın, okullar ve üniversiteler açılsın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...