12 Temmuz 2021 01:00

Erdoğan Diyarbakır’a ‘Yeni bir çözüm süreci’ için mi gitti?

Erdoğan, Diyarbakır ziyaretinde

Fotoğraf: Murat Kula/AA

Paylaş

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cuma günü yaptığı Diyarbakır ziyareti, bugüne kadarki Diyarbakır ziyaretlerinin en “düşük profilli” olanıydı!

Çünkü bugüne kadar Diyarbakır ziyaretlerini büyük kalabalıklara hitap eden, ziyaretini bir gövde gösterisine dönüştüren Erdoğan, bu sefer sıcağa ve pandemi koşullarına karşın kapalı salona hapsedilen resmi zevat bir avuç taraftarına seslenmekle yetinmek zorunda kaldı.

Çünkü söyleyecek yeni bir şeyi yoktu. Dahası, gövde gösterisi girişimi bir fiyasko olabilirdi!

Nitekim Erdoğan, tarihsel gerçekliği çok tartışmalı olan Diyarbakır’a övgülerinden sonra, tek müjdesini de verdi: “Diyarbakır Cezaevini boşaltıyoruz kültür merkezi yapacağız!”

2018 seçimi öncesi Erdoğan’ın Diyarbakırlılara müjdesinin, “Ortadoğu’nun en büyük cezaevini yapacağız” olduğunu hatırlayanların bazıları bu müjdeye, ”Eh bu da bir şey” demiş olabilirler. Ama o “en büyük cezaevi”nin yapıldığı, 2018’e göre bile sayıları binlerce artan siyasi tutsağın o cezaevinde tutulmaya devam edildiğini bilenler için Erdoğan’ın bu vaadi de, “Eh bu da bir şey“ bile diyemedikleri bir vaatti!

Diyarbakır ziyaretinin toplamı açısından bakıldığında Erdoğan’ın bu ziyaretinin yandaş medya ve siyasette birbiriyle sıkı bağlantılı iki başlık altında tartışıldığını görüyoruz:

1) Erdoğan çözüm sürecini yeniden başlatacak!

2) Erdoğan erken seçime hazırlanıyor!

ERDOĞAN YENİ BİR ÇÖZÜM SÜRECİ BAŞLATABİLİR Mİ?

Erdoğan Diyarbakır ziyaretinde, bir yandan çözüm sürecinden söz ederken öte yandan çözüm sürecinin diğer bileşeni olan HDP ve PKK’yi “Kürtlerin düşmanı, kan dökücü, halka zulmeden” odaklar olarak gösterdi.

“2005 yılında size ne demişsek, bugün de yarın da aynı yerde olacağız... Çözüm sürecini biz başlattık. Çözüm sürecini sonlandıran biz olmadık. Çözüm sürecini HDP’nin gizli gündemleri sonlandırdı...” diyen Erdoğan’ın, son 16 yılda yaşananlar dikkate alındığında eğer amacı hâlâ “Kürt sorunu çözümü” bekleyen kimi liberal çevrelere çiğnesinler diye sakız vermek değilse tamamen boş laftan ibarettir.

Nitekim Erdoğan 2021’de, “2005’teki yerimdeyim” diyerek, aradan geçen 16 yıl içinde;

  • Binlerce kişinin hayatına mal olan “savaşa” varan çatışmaları,
  • Milyonlarca Kürt’ün hayatının altüst edilmesini,
  • HDP’nin kriminalize edilip legal siyasetin dışına itilmesi girişimlerini, HDP’li binlerce siyasetçinin tutuklanmasını,
  • HDP’nin seçilmiş belediye başkanlarının, belediye yöneticilerinin görevden alınıp yerlerine kayyum atanmasını, tutuklanmasını,HDP’ye kapatma davasına varana kuşatmayı olmamış gibi göstermektedir.

Ya da bu yapılanların, “Kürt sorununu ezerek çözme” amaçlı geleneksel strateji haklı ve meşru gösterilerek yapılmaya devam edileceği anlamına gelmektedir.

Bu yüzden de “çözüm süreci”ne dair hatırlatmalar tamamen bir kara propaganda malzemesi olarak kullanılmak istenmektedir.

Nitekim Erdoğan bu niyetini Diyarbakır’da yaptığı konuşmada; ”KCK, PKK, PYD, HDP’siyle hep birlikte benim Kürt kardeşlerimin kanını iliğini sömüren bu çete son 1000 yıldır bu milletin başına gelmiş en büyük musibettir” diyerek açıkça göstermektedir.

Böyle bir yaklaşım ortadayken, Erdoğan’ın “Yeni bir çözüm süreci başlatacağı”nı iddia etmek, eğer iktidarın kara propagandasının gönüllü militanları olmak değilse aşırı saflıktır!

ERDOĞAN ‘ERKEN SEÇİM’E HAZIRLIK İÇİN Mİ DİYARBAKIR’A GİTTİ?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son haftalarda, AKP teşkilatları ve milletvekillerine hitap ederken hep, “Şimdiden 2023 seçimleri için çalışmaya başlamalarını” isteyen konuşmalar yapması, bu konuşmalarının direktif olarak anlaşılmasını istemesini, başta Erdoğan’ın diz dibi gazetecisi Abdulkadir Selvi olmak üzere AKP’nin vakanüvistleri “Eerken seçime hazırlık” olarak yorumluyorlar.

  • Diyarbakır ziyaretinde de “2023’te yapılacak seçime” vurgu yapması ve parti teşkilatını çalışmaya çağırmasının arkasında hiç kuşkusuz;
  • İktidarın ekonomiden dış politikaya, iç politikadan pandemiye... her alanda açmazdan açmaza sürüklenmesi,
  • Gerek AKP ile MHP arasında gerekse AKP içindeki klikler arasındaki mücadelenin kontrol edilemez bir çizgiye doğru evrilen bir trende girmiş olması,
  • Ekonomik krizin ve pandeminin faturasını halka yıkan ekonomik politikalardan duyulan hoşnutsuzluğun artarak, sosyal patlamalara yol açma ihtimali... gibi gelişmelerin bir “erken seçimi” her an gündeme getirme ihtimali olsa da, Erdoğan’ın 2023’teki seçim için milletvekillerinden ilçe örgütlerine kadar partisini teyakkuza geçirmesinin asıl nedeni, partideki erimeyi önlemek, partideki metal yorgunluğunu, çalışma hevessizliğini ve parti içindeki rant paylaşımının yeniden yapılacağı üstünden aşmakla ilgili olduğunu söylemek yanlış olmaz.

ERDOĞAN KÜRT HALKINA HİÇBİR VAATTE BULUNAMADI!

Çünkü Erdoğan’ın erken ya da zamanında ilk seçimi kazanmaktan başka hiçbir kutsalı, hiçbir ilkesi yoktur!

Ancak o her ne kadar ilkesiz olsa ve seçimi kendisine kazandıracağı her yol ve yöntemi meşru görse de gerek MHP ile, tarikat ve cemaatlerle, girdiği ittifak, gerekse sahada uzun yıllardır yaşanan ağır sorunlar onu ve partisini yeni adımlar atamayacak biçimde kuşatmıştır.

Erdoğan da bunun farkındadır. Bu yüzden o, Diyarbakır’a ne gerçekten bir çözüm süreci başlatmak ne de HDP ile AKP arasında bir ittifak olacağına dair her gün fal açan malum kişi ve odakların dualarına karşın HDP ile ittifak arayışı için gitmiştir. Tersine Erdoğan Diyarbakır’a, parti tabanındaki erimenin Türkiye ortalamasının 2-3 katı olması, AKP’den HDP, DEVA, Gelecek ve CHP’ye gözle görülür kaymalar olduğu, bu kaymalara karşı yerel teşkilatlarına moral motivasyon sağlanabilmesi amacıyla gitmiştir. Nitekim Erdoğan, asıl mesajlarını da kendi tabanına verirken, Kürt halkına da somut ve geleceğe dair hiçbir vaatte bulunmamış, bulunamamıştır!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...