22 Mayıs 2021 00:50

Kişilerin rolünü görmek önemli ama mafya-sistem ilişkisini ifşa etmek daha önemli

Erdal Aras ve Süleyman Soylu fotoğrafı

Fotoğraf: Sedat Peker'in youtube yayınından ekran alıntısı ve Twitter'dan paylaştığı fotoğraf

Paylaş

Mafya Lideri Sedat Peker, artık mafya dizilerini aratmayacak meraklı ilişkileri ifşa ettiği videolarını yayımlamaya devam ediyor.

5’inci videoyu altı milyon kişi izlemiş. Oysa aynı hafta TV’de en çok izlenen mafya dizisini 5.5 milyon kişi izlemiş!

Videoların 6’ncısı hafta içinde yayımlandı. 7’ncisinin ise pazar günü yayımlanacağı belirtiliyor.

İlginç olan, bu kadar geniş bir kitlenin izlediği videolar yandaş medyada yayımlanmaya değer bulunmuyor!

Herhalde yukarıdan “Siz de yayımlayın!” direktifi bekliyorlar.

Yandaş olmayan kanallar ve gazeteler ise Peker videolarını haber yapmaya devam ederken gece programlarında videolardaki subliminal mesajlar ve Peker’in söylediklerinin arkasındaki neden ve nasılları tartışıyorlar.

SUSANLARIN SÖYLEDİKLERİ DAHA MI ÖNEMLİ?

Peker’in ifşaları çok tartışılıyor ama bir de bütün ülke tartışırken susanlar var. Daha doğrusu tartışmaya susarak katılanlar var.

Yandaş medyanın Peker’in ifşaları karşısında sanki böyle bir olay bu ülkede olmuyormuş gibi, bu ifşaları duymazdan görmezden gelmesi, medya etiği açısından kabul edilmese de anlaşılırdır.

Çünkü bu medya organları havuzu zaten böyle davranmaları için oluşturulmuştur ve bu yüzden beslenmektedirler.

Ya savcılara ne demeli!

Sosyal medya hesabından Erdoğan’ı eleştiren sıradan vatandaşın bile sabaha doğru evlerini bastırarak gözaltına alınmasında perva tanımayan cevval savcılar, tonlarca kokain kaçakçılığı, milyar dolarlık “Çökmeler”, mafya liderlerine devlet koruması, mafyadan dolarla maaş alan vekiller, mafyaya gazete bastıran parti büyükleri, cinayetler... ortalığa saçılıyor ama savcılarda “çıt” yok! Bu da ister istemez herkesin aklına, “Savcılar en yukarıdan harekete geçin emri mi bekliyor?” sorusunu getiriyor. Son yıllarda yaşananlardan açıkça anlıyoruz ki, yukarıdaki iki “suskun” odağın beklediği Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır. Çünkü bizzat Erdoğan’ın göreve getirdiği 5 yıllık İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bir mafya lideri tarafından yerden yere vuruluyor, hakkında çok ağır suçlamalar yapılıyor... ama Erdoğan, “Benim bakanım böyle şeyler yapmaz” demiyor. Tersine sanki bütün bu tartışmalar başka bir ülkede oluyormuş gibi, her konuda anında yanıt verme tutumundan beklenemeyecek biçimde sahadaki düelloyu sessizce seyrediyor. Ki, bu seyretmenin, bu zor günlerinde Soylu’yla hiç görüşmemeye kadar vardığı da bizzat Soylu tarafından açıklandı.

Erdoğan’ın bu tutumu, “Soylu’yu ortada bırakmak”tan, “Soylu’nun sonunun geldiği”ne, ”Erdoğan’ın, Soylu’ya yönelik Peker iddialarını Bahçeli’nin desteğini çekmesi için kullanıldığı”na kadar haksız olmayan yorumlara varıyor. Bu yorumların ne kadar doğru olduğunu yakında göreceğiz.

SUSURLUK RAPORUNU YAZAN KUTLU SAVAŞ UYARIYOR

Tek adam yönetiminin Türkiye’yi sürüklediği mecra ve bu mecrada cereyan eden olaylar dikkate alındığında, Peker’in ifşalarının gördüğü ilgi şaşırtıcı değildir. Tabii, yandaş olmayan medyanın, muhalefetin ve siyasetin konuyu böyle yoğun biçimde tartışmasında da şaşılacak bir yan yoktur.

Ancak tartışmanın gelinen aşamasında artık, sorunu kişiler etrafında bir tartışmanın, yani Peker-Ağar ve Peker-Soylu tartışmasının ötesine geçirerek bir sistem tartışması, devlet-mafya, sermaye-mafya ilişkisi, olarak açıklığa kavuşturulması önem kazanmaktadır.

Nitekim bu konuda Susurluk skandalı raporunu yazan dönemin Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş, Oda TV’ye yaptığı açıklamada, “Susurluk’u bir gruba ve kişiye indirmek hataydı. Basın bunu yaptı. Şimdi de aynı şey yapılıyor. Kişilere takılır orada kalırsınız. Çerçeveye bakmanız lazım. Susurluk soruşturması da bu yüzden bir sonuca ulaştırılamadı” diyor.

Bugün de tartışmalar ağırlıklı olarak Peker-Soylu, Peker-Ağar etrafında bir tartışma olarak sürüyor.

Peker; Soylu, Ağar gibi eski ağabeyleri, dostlarının ihanetini cezalandırarak, kendisine yamuk yapanlara misliyle karşılık vermekten çekinmeyeceğini göstererek kendisinin yaşam alanını genişletmek, rakiplerini alt etmek istiyor.

SİSTEMİ TARTIŞMA MERKEZLİ MÜCADELE

Tartışma, Peker videolarının gündemi belirlemesi üstünden kişilere indirgeniyor ama daha şimdiden mafya sermaye ilişkisi; Yalıkavak Marinasına “Çökülmesi” ve Azeri milyarder İş Adamı Mansimov üstünden bir yanı Aliyev ailesini de kapsayarak iktidarlaşan Azerbaycan oligarklarına uzanmaktadır. Öteki yanıyla da Mansimov, Türkiye’deki iktidara yakın sermaye çevreleriyle de bağlanan, vergi cenneti ada devletlerindeki onlarca firmaya bağlanmaktadır.

Bu ilişkiler kapsamında bakıldığında mafya artık, her kapitalist ülkede olduğu gibi, “sistemin uru” olmayı geçerek, sistemin vazgeçilmezi haline gelen mafya ile sermayenin sırlarının belirsizleştiği, özellikle de yandaş sermaye birikiminin ve iç ve dış siyaseti motive etmenin bir biçimi olarak da kendisini ortaya koymaktadır.

Bu yüzden Peker-Soylu-Ağar etrafında ortaya çıkan organize suç örgütleri etrafındaki tartışmayı elbette gözden kaçırmadan ama asıl dikkat noktasını mafya düzeninin sistemle simbiyoz (birbirini besleyen) ilişki içindeki vazgeçilmezi haline getiren ilişkilerin gösterilmesine çekmek hem mafya hem de sermayeye karşı mücadele açısından önem taşıyacaktır.

Susanların sadece susarak değil konuşarak da tartışmaya katıldıklarında bunu daha da açık göreceğiz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa