07 Mayıs 2021 00:30

1 Mayıs’ın ardından bazı saptamalar

İzmir'de Mahle fabrikasındaki 1 Mayıs kutlamasından bir fotoğraf.

Mahle işçileri 1 Mayıs'ı kutladı | Fotoğraf: Birleşik Metal-İş

Paylaş

1 Mayıs’ın ardından yapılan bazı değerlendirmeleri gazetemizde okuduk. Bu değerlendirmelerde işçi sınıfının güncel mücadelesinin sorunlarını ve hareketin yöneliminin nereye doğru olması gerektiğini işaret etmesi bakımından önemli noktaların altı, kalınca çiziliyordu. Bu değerlendirmelerde fabrika ve iş yerlerinde tutum almanın, üretimi durdurmanın, yerel düzeyde birlikte davranmanın vb. önemine vurgu yapılırken, egemen sendikal anlayış da sertçe eleştirilmişti. Bütün bu değerlendirmelerin ışığında işçi sınıfı hareketi ve mücadelesi konusunda 1 Mayıs dersleri ışığı altında bazı önemli noktaları -bunlar bilinen ve zaman zaman yeniden yeniden konu edinilen gerçeklerdir- yeniden hatırlatmak gerekiyor.

İlk olarak: İşçi sınıfının örgütlülüğü kendi fabrikasından, iş yerinden başlar. Yani üretimi gerçekleştirdiği, artı-değer sömürüsüne tabi tutulduğu, patronuyla, patronlarla doğrudan karşı karşıya geldiği, sınıf kardeşliğini ve dayanışmasını ilk öğrendiği ve uyguladığı, mücadele ve örgütlenme tecrübesini edindiği yerdir fabrika. İkinci olarak: İlk bilincini edindiği yer de burasıdır. Bu bilincin kendi hakkını savunmak ve elde etmekten, genel olarak işçi sınıfının ve tüm işçi ve emekçi halkın çıkarlarını savunmaya dönüşmesinin merkez halkası da kendi fabrikası ve iş yeridir, burada genele bakmayı öğrenmeye başlar.

Bu bilinçlenmede artık dar ekonomik çıkarların çerçevesini aşan, karşıt çıkarlara sahip olan sınıfların genel olarak ekonomik ve politik olarak karşı karşıya gelmelerinin ve sınıf mücadelesinin daha gelişmiş bilincine doğru gelişme evresindedir.  İşçi sınıfı bu süreçte kendisine doğru ve gerekli yardımın yapılması ile bu bilinci, politik bilince, işçi sınıfının kurtuluşu için zorunlu olan bilince doğru ilerletir. Giriştiği mücadelelerin tecrübesi de bu konuda kendisine yardım eder. Sınıfın politik partisi, bu bilinci edinmiş işçiler, namuslu ve dürüst aydınlar vb. bu bilincin gelişmesinde işçi sınıfının sürekli olarak içinde ve yanındadırlar.

Sınıf partileri, sınıfın politik, ideolojik bilincini geliştirmeye çalışırken ekonomik mücadeleye, sınıfın kendiliğinden mücadelelerine sırtlarını dönmezler, bunlara ilgisiz kalmazlar. Aksine bu mücadelelerin yaygınlığının ve güçlülüğünün sınıf hareketine direnç, öz güven, dayanışma bilinci, sınıf olarak davranma tecrübesi kazandırdığının bilinciyle, bu hareketlerin işçi sınıfının bağımsız politik bilinci ile mücadele etmesine doğru genişlemesine, sınıfın kurtuluşuna doğru ilerlemesine yardım ederler. İşçi sınıfının bu başarmaya yönelmesi tüm ezilen ve sömürülen kesimlerin kendi etrafında toplanmasını sağlar ve işçi sınıfı sömürücüler dışında tüm emekçi halkın önderi olarak hareket eder. İşçi sınıfının sömürüyü ve sınıfları ortadan kaldırma tarihsel görevi ile yükümlü olmasının anlamı da budur.

Buradan yeniden 2021 1 Mayıs’ına dönersek şunların altını yeniden çizmemiz gerekiyor: İlk olarak, eğer bu 1 Mayıs’ta fabrika ve iş yerlerinde bazı olumlu örnekler dışında üretim, hizmet vb. dikkate çekecek genişlikte durdurulamamış, sınıfın mücadele günü hak ettiği biçimde güçlü ve yaygın olarak kutlanamamışsa bunda fabrika ve iş yerlerindeki işçi örgütlenmelerinin zayıflığı tayin edici bir rol oynamıştır. İkinci olarak: Sınıf hareketinin bu zayıflığı bir madalyonun iki yüzü gibi birbirinin “sağ ve sol” versiyonu Taksimciliğin ve yasak savma törenselliğinin -bazen de ikisi bir arada olabiliyor- halen etkili olmasına neden olmaktadır. Bu eğilimleri işçi hareketinde zayıflatmak ve etkisiz hale getirmek, fabrika ve iş yerlerinde gerektiğinde üretimi doğrudan durdurabilme yeteneğine ve kapasitesine sahip bir işçi hareketiyle ve örgütlülüğü ile olanaklıdır. Sendika bürokrasisinin, iş birlikçiliğinin kırılacağı, etkisiz hale getirileceği koşullar da böyle oluşacaktır.

Kimse pandemi “koşulları vb” nin ardına sığınmamalıdır, çünkü yukarıda sözü edilen bu zaaflar sınıf hareketinin on yıllardır acısını çektiği zaaflardır ve üstelik pandemi koşulları örneğin üretimin durdurulması konusunda çok haklı, meşru, reddedilemez bir gerekçe de ortaya çıkarmıştı. Evet pandemi koşullarında yüz binlerin katıldığı mitingler vb. beklenemezdi ama yaygın ve etkili fabrika ve iş yeri eylemleri, iş bırakmalar bir mitingden çok daha fazla tecrübeyi işçilere kazandırır, onlarda kendine güven ve mücadele duygusunu geliştirip, beslerdi. Fabrikalar kalelerimiz olmalı sözü boşuna söylenmemiştir.  

Kuşkusuz işçi hareketine ve mücadelesine ilişkin sorunlar böyle sınırlı bir makalenin içine sığdırılamaz ve anlatılmak istenilen konularda yeterli açıklıkta ve zenginlikte anlatılamaz. Ama buna karşın burada işaret edilen işçi hareketinin temel zaaflarıdır ve bunlar sayfalarca da yazılsa özünde aynı olacaktır. Bu nedenle sınıf bilinçli işçilere, sınıfın partisine, genç ve fedakar gençlere, namuslu ve dürüst aydınlara büyük sorumluluklar düşüyor. Pandemi koşullarında ve sonrasında işçi ve halk hareketlerinin yükseleceğini, işçi ve emekçi halkın önüne çok çarpıcı biçimde gelmiş pek çok sorunun kökten sorgulanacağı bir dönemin başlayacak olmasını da dikkate alırsak, bu sorumluluğun daha da artacağına işaret edebiliriz. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa