05 Mayıs 2021 23:37

Milyon avroluk yetersizler

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Futbol, üzerinde uzun uzun ahkam kesmeye çok elverişli bir oyun. Yani öyle işin; bilimsel çalışma ve bulgulara dayalı temel ilkelerini bilmeye gerek duymadan herkes konuşacak/yazacak bir şeyler bulabilir. Tabii anlamlı olmaz, orası ayrı…

Futbolseverleri bir kenara koyalım, yorumcuların hatta teknik direktörlerin yaptığı da bu. Yazdıkları, konuştukları ortada. Zaten, sahada sergilenen oyuna ve sonrasındaki yorumlara baktığımızda, teknik direktörlerin de, oyuncuların da, oyun üzerine ahkam kesen yorumcuların da, oyunun temeli olan ve “Topa sahip olma ya da topu kapma hedefi bağlamında alanı en uygun biçimde paylaşıp rakibin ve topun durumuna göre doğru pozisyon alma” şeklinde özetlenebilecek ilkelerinden habersiz olduğu anlaşılıyor.

Oyuncuların bu ilkeleri küçük yaşlarda altyapıdayken öğrenip özümsemesi beklenir. Ama acaba öğretici konumundakilerin bu ilkelerden haberi var mı ya da ne kadar haberi var. Sahada olup bitenleri görünce insan ister istemez şüphe ediyor.

Teknik direktörler onca kursu bitirdiklerine göre zamanında illaki bu bilgileri edinmiştir. Lakin bunların asla unutulmaması ve idmanlarda sürekli tekrarlanarak oyuncuların adeta melekesi haline getirilmesi gerçeğini belli ki önemsemiyorlar ya da ihmal ediyorlar. Belki de “Bu seviyeye gelmiş oyunculara bunlar mı öğretilir” diye düşünüyor olabilirler ama benzerine ancak mahalle maçlarında rastlanacak kadar komik gollere tanık olduğumuza göre, evet hangi seviyede olursa olsunlar bıkmadan usanmadan idmanlarda bu tekrarları yaptırmak ve temel ilkeleri oyunculara özümsetmek gerekir… Zira bu “seviyedeki” oyuncuların sahada yaptığı hatalar çok daha “acıklı” manzaralar oluşturuyor…

Hâlâ, “Çıkıp aslanlar gibi mücadele edin”, “Tekmeye kafa koyun” gibi ilkel motivasyon söylemlerinden medet umarak yol almaya çalışan ve oyunu arzu, istek, coşku, hırs gibi duygusal kavramlarla açıklayan bir dolu teknik direktörümüz var. Yani, teknik direktörlerimizin seviyesinin de umut verdiği söylenemez…

Bu tabloya ve ortada dönen paraya bakınca insanın, “Cehaletin mutlak egemen olduğu bir ortamda nasıl oluyor da milyon avrolar havada uçuşuyor” şaşkınlığına kapılmaması imkansız. Asgari ücrete talim etsinler demiyoruz elbette ama keşke kazandıkları para, yaptıkları işin insanlığa katkısıyla orantılı olsa...

Piyasa denen, kerameti kendinden menkul mekanizmanın yarattığı sahte değerler dünyası!.. Dünya üzerinde cehalet üzerinden bu denli yüksek miktarda para kazanılan başka hiçbir sektör yoktur. “Piyasa destekli dolandırıcılık sektörü” dense yeridir...

Bu alandaki cehaleti kamufle etmenin en kolay ve kullanışlı yolu ise hakemleri konu edinmek. Konu hakemlere getirilince akan sular duruyor ve diğer her şey bir anda unutuluveriyor.

Evet sahadaki oyundan çok hakem kararları yazılıyor, konuşuluyor, tartışılıyor. Üç dakikalık özetlerin bile önemli kısmı hakem kararlarına ve tartışmalı pozisyonlara ayrılıyor. Çünkü bu memleket hakem konuşmaya, hakem tartışmaya bayılıyor. Oysa özetler, hakem kararlarının tartışıldığı pozisyonları değil, oyunun gelişimine katkı sağlayabilecek zihin açıcı nitelikteki pozisyonları içerse, en azından bilgilenme ve bilgiyi çoğaltma fırsatı doğabilir.

Hakem konusu, özellikle teknik direktörlerin ve taraftarların ağzında iyice zıvanadan çıkıp gülünç komplo teorilerine kadar gidiyor. Anlı şanlı(!) teknik direktörler hakemler hakkında saçma sapan konuşursa, zaten her işte bir tezgah aramaya meyilli taraftarlar elbette konuyu dallandırıp budaklandırarak çok daha ötelere taşır.

Oyunun bilgisine sahip olan ve oyunu geliştirme amacı taşıyan kişiler asla hakem kararlarını kendilerine malzeme etmezler. Hakemlerin yanlış kararlarının da oyunun bir parçası olduğunu bilirler. Bu da oyunun temel bilgileri arasındadır.

Şurası kesindir ki, kim hakem kararlarını en çok konu ediniyor ve kim oyunu; arzu, istek, hırs, coşku, şans, kader, kısmet gibi soyut kavramlar üzerinden açıklıyorsa, bilin ki en yetersiz kişiler onlardır…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...