26 Nisan 2021 00:32

İnsanlığın takvimi

Katip Çelebi Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesinde ise SES, Sağlık İş, Tabip Odası bir araya gelerek 1 Mayıs kutlaması gerçekleştirdi

Katip Çelebi Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi emekçileri 1 Mayıs’ı kutladı. | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Takvimi içini boşalttığımız günlerle doldurmuşuz insanlar olarak. Kimimizin en önemli günleri diğerlerinin kabusu olmuş. Zamanı bölen, çarpan, ona isimler takan insanlık, günlerin ardındaki öykülerle bir bellek oluşturmuş tarihimize. Zamanla öyküler silikleşmiş, anlamlarından sıyrılıp kendisinde bir varlık olarak eklenmiş hayatımıza takvimler. İnsanlığın kurguladığı insandan soyunuvermiş akıp giden zamanla.

Önümüz 1 Mayıs, korona günlerinin 2 yıllık döngüsünde fabrikaların havasız tezgahlarında çalışmasında beis görülmeyen işçilerin, sermayenin 8 saatlik iş günü kazanımını yeniden kölelik düzenine devşirdiği günlerin içinde fabrikalarda hapsedilenlerden, uzaktan çalışmayla ekranlara yapıştırılanların, emeğin Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü… Belleği tazelemeli, böldüğümüz günlerden herhangi bir gün değil 1 Mayıs.

Sokağa çıkma yasaklarımızın nedenlerinden... Behice Boran’ı 1979 1 Mayıs’ından anarak selamlamalı. İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Mayıs için 30 Nisan saat: 24.00’ten 2 Mayıs: 05.00’e kadar “Sokağa çıkma yasağı” ilan etmişti, İstanbul’da yasağa rağmen sokağa çıkan TİP ve TSİP genel başkanları ve partililer ile 1000’i aşkın kişi, Ankara’da 665 kişi gözaltına alınmış, 30 Nisan’da “Çalışmama” eylemi yapan DİSK’in Genel Başkanı Abdullah Baştürk ve sendika yöneticileri tutuklanmıştı. Hatırlayalım! Böldüğümüz zamanda korona günlerinden 42 yıl önce.

İşçi Bayramı’na uzanan sürecin ilk adımı uzak bir diyardan… Avustralya’nın Melbourne kentinde 1856 yılında taş ve inşaat işçileri çalışma saatlerinin azaltılması için mücadelesine tam 30 yıl sonra ABD’nin Chicago kentinde işçilerin 1 Mayıs 1886’dan itibaren iş gününün 8 saat olması için başlattığı mücadele eklenmiş. Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle 1 Mayıs 1886’da iş bırakmış, gösterilere yarım milyon işçi katılmış daha o zaman. Loiseville’de 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüyüp, o dönemde siyahlara kapalı olan Ulusal Park’a hep birlikte girmişler.

Bu gösteriler 1 Mayıs’ı izleyen günlerde devam ederken 4 Mayıs’ta kanlı Haymarket Olayı’na gelip dayanmış. İşçilerin çoğu 3 Mayıs’ta sokaklara çıkarken, köleliğin son bulmasında yeri olduğu belirtilen hasat makinesinin mucitlerinden McCormick ailesine ait fabrikadan atılan ve grevde olan işçiler de mitingde. Beklenen olmuş, McCormick içerideki grev kırıcıları dışarı çıkartıp bir çatışma ortamı yaratmış, polis işçilere ateş açıp 4 işçinin ölmesine, onlarcasının yaralanmasına neden olmuş. Bunu izleyen kıyım ise Haymarket alanında bu saldırıyı protesto etmek için düzenlenen mitingde yaşanmış, yağmur başlayınca dağılan protestoculardan kalan az sayıda insanın üzerine saldırmış polis, onları coplarken nereden geldiği bilinmeyen bir bomba ile 7 polis ölmüş, 69’u ise yaralanmış. Sonrası da çok tanıdık... Yüzlerce işçi asılsız ithamlarla tutuklanırken aralarından sekizi yargılanmak üzere seçilmiş. Onların adını anmadan yarattığımız takvim anlamlı değil. Ne de açılan ateşle, patlayan bombalarla yitip gidenler olmadan. Takvim insanlığın, adı verilen günlerin ağırlığı da insandan...   Albert R. Parsons, August Spies, Samuel J. Fielden, Michael Schwab, Adolph Fischer, George Engel, Louis Lingg ve Oscar Neebe yargılananların adları. Aralarından en gençleri olan Louis Lingg infazından bir gün önce, 10 Kasım 1887 günü hücresinde intihar etmiş; ardında bıraktığı bir notla: “Sizi tanımıyorum! Sizin yasalarınızı, nizamınızı, kuvvete dayanan yetkinizi tanımıyorum! Bu yüzden asın beni!” Emma Goldman “Hayatımı Yaşarken” de isimlerini anar, 18 yaşının günlerinde yaşadığı acıyı paylaşır bizimle. Bir konuşmada paylaşılan 1886 olaylarının ardından 20’sinde New York’a gelme kararı vermesindeki etkisini izleriz daha başından. Hayatını yaşamaya değer kılan sevgiyi de nefreti de anarken, hepimizin belleğinde bir tazeleme 1 Mayıslar. Uygulanan yasal baskılarla bu gösterinin tekrarlanması engellenmiş ama 1889’da toplanan İkinci Enternasyonal’de Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada “Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak kutlanması kararını engelleyememiş.  

Geldik korona günlerinde ikinci 1 Mayıs’a. Kapalı havasız ortamlarda bulaşmadığı iddia edilen virüs açık alanlarda yapılacak tüm eylemlerin yasaklanma nedeni yeniden. Yüz elli yıllık bir insanlık öyküsünde, Umberto Eco’nun Gülün Adı kitabına bir atıf olsun sonunda bilime dair:

“Bilim, yalnızca insanın yapması gerekeni ya da yapabileceğini bilmesinden ibaret değildir; yapabileceğini, ama belki de yapmaması gerekenin bilinmesini de içerir.”

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...