13 Nisan 2021 23:17

Lale devri: Şehir hastaneleri

Başakşehir Çam Sakura Şehir Hastanesi

Başakşehir Çam Sakura Şehir Hastanesi | Fotoğraf: DHA

Paylaş

Market rafları gündelik hayatın seçenek bolluğu ile dolu olduğu yanılsamamızda önemli pay sahibi. ‘Her şeyi seçebiliyoruz’ duygusunu pekiştiriyor. Bu duygu ‘kamuda hekim seçme’ uygulaması ile sağlık alanında da sınandı. Tamam, ‘Her şeyi seçebiliyoruz’ diyelim, ya sistemi seçme hakkımız var mı, misal sağlık sistemini? Özgür Erbaş başucu niteliğinde bir kitap yazdı. “Şehir Hastaneleri, Altı Kaval Üstü Şişhane”. (Dipnot Yayınevi). Zamana yayılmış, gözden ırak tutulmaya çalışılan ne varsa bir kez daha hatırlatıyor okura.

Bu kitap sağlık hakkı için “şehir hastaneleri” bağlamında hakikatin izini sürüyor. Kitabı okudukça hakikatin özünde “bulunası ya da keşfedilesi” bir şey olmayıp; yaptıklarımız, yapamadıklarımız ya da görmezden geldiklerimiz ile bizim oluşturduğumuz, oluşmasına katkıda bulunduğumuz bir hal olduğunu bir kez daha hissettim. ‘Biz’in içine demokratik kitle örgütlerini, siyasi partileri, bireyleri katmak mümkün. Kitabı okudukça TTB’nin (Türk Tabipleri Birliği) TBMM’de temsil edilen siyasi partilerden daha çok sürece müdahil olduğunu, davalar açtığını görüyoruz. Meslek örgütüm ile halk adına gurur duydum.

 Şehir hastaneleri finansman yöntemi ile diğer bildiğimiz devlet hastanelerinden ayrılmakta. Kamu-özel ortaklık ürünü bir sistem. AKP bu sistemi İngiltere’den devşirdi. On yılın sonunda ithal ettiği ülkede iflası ilan edilmiş bu uygulamada AKP ısrarı devam ediyor. Neden?

Sunuş yazısını yazan geçmiş dönem TTB başkanlarından Eriş Bilaloğlu’nun da kitaptan alıntıladığı iki anektod oldukça kritik. İlki Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kendi partisini kurduktan sonra söylediği “Kamu- özel iş birliği projelerini bütçe içine almak istedim ve çok kısa bir süre sonra parti içi darbeyle gönderildim” sözü. Diğer önemli kanıt cümleyi ise o dönem koltuğu Ahmet Davutoğlu’ndan devralan Binali Yıldırım, sermaye ve iş çevreleri ile yaptığı ilk toplantıda söylemekte: “Ömrümü kamu özel ortaklığının hayata geçmesine harcadım”.

Bu sürecin kilometre taşlarını tek başına AKP’nin döşemediğini okura hatırlatıyor kitap. Misal, Türkiye’de özelleştirmenin Anayasa’ya ilk kez girdiği 1999 anayasa değişikliğinin önemini bir kez daha görüyoruz: O tarihte AKP henüz yok, başbakan ise üçlü koalisyonun büyük ortağı Bülent Ecevit. O dönemi Özgür Erbaş, “Tek kişilik muhalefet: Kamer Genç” olarak özetliyor.

Şehir hastaneleri için kritik diğer yasa, 3 Temmuz 2005 tarihli  5396 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununa Bir Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun’dur. “Sağlık alanında kamu özel ortaklığı uygulamasının temeli bu yasa ile atılmış oldu. Üstelik hiçbir milletvekilinin tek bir sözü olmadan. Ana muhalefet partisi CHP’nin bu yasayı Anayasa Mahkemesine götürmediğini de kitap ile bir kez daha hatırlıyoruz.

Birçok kentte açılan bazılarında yapımı devam eden şehir hastaneleri halkın sağlık hakkına ulaşımında nereye denk düşüyor? Devlet mülkü kendisine ait, şehrin merkezinde, ulaşımı daha kolay, tıbbi donanımı eksiksiz devlet hastanelerini kapatıp da neden şehir hastanelerine yüksek kira ile müşteri olur?

Açılan şehir hastanelerine bakınca o kentteki yatak kapasitesini pek artırmadığını, tıbbi teknolojide çığır açmadığını görüyoruz. Peki bu ısrar neden?

Osmanlı’da laleye gösterilen rağbet ile AKP sürecinde şehir hastaneleri arasında benzerlikler var. Sonrasında Hollanda malumunuz. Birkaç düzine lale soğanına 1 yıllık gelirini verebilen tüccarlar. Hollanda’da o dönem lale elden ele dolaşır en zenginin elinde kalırdı. Sonu hüsranla bitti, gözden düşüşü iflasları getirdi. Lale fiyatlarındaki ani düşüş o dönem Hollanda ekonomisini krize düşürdü. Sonunda devlet sadece bu işle ilgili davaları görebilmek için lale mahkemeleri kurdu.

Günümüzde İngiltere, şehir hastanelerinin iflasını ilan etti. Biz de henüz vakit varken müdahil olmanın neden çok gerekli olduğunu Özgür Erbaş’ın “Şehir Hastaneleri” kitabını okuyunca bir kez daha anlıyoruz. Okumanızı tavsiye ederim.

Unutmayalım: Sağlığınız lale çiçeği değil...

Sağlıcakla kalın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...