05 Mart 2021 23:03

Mobbing

Paul Morphy

Paul Morphy | Görsel: Wikimedia commons

Paylaş

Türkiye Satranç Federasyonu yönetiminin ülke satrancını geliştirecek hiçbir somut plan ve projesi yok. Tıpkı siyasi iktidar gibi doğal olarak egemenliklerini korku ve biat kültürü üstüne inşa ediyorlar. Muhalefeti bastırmak adına sosyal medyada yazılanları disiplin kuruluna sevk ediyor, hukuksuz cezalar veriyorlar. Hukuksuz, çünkü TSF disiplin talimatına göre disiplin kurulunun görev yetkisi Federasyonun etkinlikleri ile sınırlı. Sosyal medyadaki söylemleriniz TSF Disiplin Kurulunu ilgilendirmez. Çünkü disiplin kurulu adli değil idari bir yargı organıdır. Federasyonun sosyal medyadaki yazılara ceza vermesi en hafif tabiriyle paralel yargı olmak anlamına gelir. TSF Disiplin Kurulunun zaman zaman görev yetki sınırlarını aşarak sosyal medya paylaşımlarına ceza verdiğine defalarca şahit olduk.

29 Kasım’da Gençlik ve Spor Bakanlığının online olarak düzenlediği antrenör temel eğitimi sınavında kopya çekildiğini ‘’TSF kontrolü altında suç işleniyor’’ başlıklı bir yazı ile Facebook’ta paylaştıktan sonra Federasyon Başkan Vekili Fatih Maden bu suç ihbarımı ciddiye almış, kendisine yakışanı yaparak beni hakaret ve iftira suçlamasıyla disiplin kuruluna sevk etmiş, yetinmemiş Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuştu. Savunmamı yapabilmek için disiplin kurulundan soruşturma dosyasını talep etmiş ve haklı olarak kastedilen suçu federasyonun hangi etkinliğinde işlediğimi, hangi kelimelerimin hakaret olduğunu sormuştum. Sorularıma hiçbir cevap vermeyen disiplin kurulu, geçen hafta savunmamı dahi almadan kararını açıkladı. Karara göre ceza verilmesine gerek görmemişler. Nasıl yani? İhbar hakkında hiçbir işlem yapma, vatandaşlık görevini yapan kişiyi disiplin kuruluna sevk et, yazımın altına yapılan yorumların 28 sayfa ekran görüntüsünü al, üç defa kargo parası ödeyerek kamu kaynağını harca, savcılığı meşgul et, kurul toplantısı yap, sonra da ceza verilmesine yer olmadığına karar ver, aşk olsun gerçekten.

Neyse, bu kasvetli bölüme tahammül ettiyseniz asıl konuya gelelim. Satranç dünyasında yapılan ve bitmeyen geyiklerden biri de geçmişteki oyuncuların gücüyle şimdikileri kıyaslamaktır. Genellikle geçmişteki oyuncuların günümüz ustalarından daha zayıf olduğu düşünülür. Bazı ukalalar, geçmişteki oyuncuların günümüzde başarılı olamayacaklarını dillendirmekten çekinmezler. Sanıyorum satrançta aptallığın zirve noktası olsa gerek. Greco (1600-1634) olmasa onun taktik ve açılış keşiflerini bulmak için birkaç yüzyıl beklememiz gerekecekti. Philidor (1726-1795) ‘’Piyonlar satrancın ruhudur’’ diyerek piyon yapılarının etkisini, Paul Morphy gelişim prensiplerini, Wilhelm Steinitz modern satranç prensiplerini keşfetmeseydi günümüz Şampiyonu Carlsen bunlardan herhangi birini yapabilir miydi acaba? Sanmıyorum. Pillsbury, Bogoljubov, Reti, Tarrasch, Nimzowitsch, Spielmann, Alekhine, Capablanca ve niceleri bugün bizim sıradan kabul ettiğimiz her şeyi keşfeden, geliştiren kişilerdi. İnanılmaz taktik ve oyun sonu uzmanlarıydılar. Ve daha önemlisi ellerinin altında ne binlerce kitap ne analiz motorları ne de internet vardı. Mesela on kulüp oyuncusunu aynı anda tahtaya bakmadan yenebilen Blackburne’u (1841-1924) zaman makinesi ile günümüze getirebilsek ve uyum sağlaması için iki yıl internet artı analiz motoruyla baş başa bıraksak günümüz ustalarının canına okurdu. Lasker, Capablanca ve Alekhin gibi oyuncularsa aynı şartlarda Carlsen’e pekala diz çöktürürlerdi. Yetenekli oyuncular tarih boyunca var olacaklar, ancak günümüz ustaları bilinmeyenleri keşfeden eski ustaların mirasyedileri olmaktan sanırım hiçbir zaman kurtulamayacaklar.  

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...