03 Mart 2021 23:00

Klişeler ve sorular

kale içine giren top ve kaleci

Fotoğraf: Unsplash

Paylaş

Bizim için çok önemli bir maçtı. (Sizin için önemsiz maç da mı var?)…

Galip gelmek istiyorduk. (Eh genellikle maça galip gelmek hedefiyle çıkılmaz mı?)…

Kendi oyunumuzu oynarsak maçtan galibiyetle ayrılacağımızı biliyorduk. (Bugüne kadar başkasının oyununu oynayan bir takıma rastlandı mı futbol tarihinde? Herkes kendi oyununu oynamıyor mu, başkasının oyununu oynamak mümkün mü?)…

Bireysel hatalardan gol yedik. (Golleri bireyler değil, takım yiyip, takım atmıyor mu? Bireysel hata söylemi, yetersizliği kamufle etme anlamına gelmiyor mu?)…

Tabii şanssızlık da vardı. (Şanssızlık illaki oluyor da niye hiç kimse şanslılıktan söz etmiyor, şans faktörü hep mi rakiplerinizin yanında?)…

Rakibimize fazla pozisyon vermedik. (Rakip takımın teknik direktörü de aynı şeyi söylüyor, aynı maçtan mı söz ediyorsunuz?)…

Oyun iyi olmasa da iyi mücadele ettik. (Kalitesiz, zevksiz, keyifsiz bir maç olduğunun itirafı değil mi bu?)…

Sonuçta önemli olan üç puandı. (Üç puana daha kolay ulaşmanın da, oyundan keyif ve zevk almanın da ancak doğru oynayarak mümkün olabileceğini, dolayısıyla doğru oyunun, sonuçtan çok daha önemli olduğunu ne zaman anlayacaksınız acaba?)…

Biz rakibimizden daha çok istedik. (Oyunu “istemek” gibi soyut bir kavramıyla açıklamak, asıl konudan uzaklaşma çabasını ve bilgi yetersizliğini göstermiyor mu?)…

Kazandığımız için mutluyuz. (Bugüne kadar kazandığı için mutlu olmayan görüldü mü?)…

Oyuncularımız çok iyi mücadele etti, hepsine teşekkür ediyorum. (Oyuncuların işi zaten mücadele etmek değil mi? Bunun için teşekküre gerek var mı? Ayrıca, madem ortaya konan mücadeleyi takdir etme durumu var, kaybedilen maçlardan sonra niye oyunculara teşekkür edilmiyor, mücadeleyi takdir etmek için illa galip gelmek mi gerekiyor?)

Galibiyeti taraftarlarımıza armağan ediyorum. (Galibiyetler, goller armağan edilebilecek olgu mudur? Taraftarların gönlünü, -zevk ve keyif veren oyun gibi- somut olgularla hoş tutmak, herkes için çok daha umut verici olmaz mı?)

Biliyorsunuz hakemlerle ilgili olarak konuşan birisi değilim. (Lafa böyle başlayıp hiç utanmadan, sıkılmadan dakikalarca hakemlerden şikayet edenler kim peki?)…

Bugünkü hakem adeta bizi ince ince doğramak için sahaya çıkmış gibiydi. (Hakemi bırakıp oyununa bakman ve sahada neleri yapıp neleri yapamadığınızı ve neden yapamadığınızı anlatman oyunun gelişimi adına çok daha hayırlı değil mi?)

Biz hakemlerden özel muamele beklemiyoruz, gördüklerini çalsınlar yeter; eşitlik, adalet ve standart kararlar bekliyoruz, bunu sadece kendimiz için değil bütün takımlar için istiyoruz. (Bunun için her şeyden önce hakemleri etkileme, baskı altına alma çabasından vazgeçmeniz gerekmiyor mu? Sonsuz pozisyon ihtimali barındıran ve hiçbir pozisyonun bir diğeriyle aynı olmadığı/olamayacağı bir oyunda “standart karar” beklentisinin saçmalıktan başka bir şey olmadığını algılamak bu kadar zor mu?)…

Bu hakemlerle lig bitmez. (Yıllardır pek çok kişi bu sözü etmesine karşın lig hep bitmedi mi? Hakemleri hedef göstermekten, taraftarları hakemlere karşı kışkırtmaktan medet ummak, kendi eksikliğini, yetersizliğini gizleme çabasının en pespayece yollarından birisi değil mi?)...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...